| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 06.02.2019 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu teklif incelendiğinde göze çarpan önemli hususun maden emekçilerinin, jeoloji, elektrik, maden mühendislerinin ve odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, ilgili sendikaların, konuya hâkim akademisyenlerin yani üniversitelerin, ilgili kurumların görüşlerinin alınmaması olduğunu gözlemliyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2017 yılı Sayıştay Türkiye Taşkömürü denetim raporu da göstermektedir ki özellikle redevans artışı kaçak usulde madenciliği büyütmektedir, işçinin sağlığı ve güvenliğini de risk hâline getirmektedir. Sorun, mühendisi cezalandırmakla, işletmeciye ceza vermekle çözülecek bir konu değildir. Sorunun kaynağı redevans işletme anlayışıdır. Bu teklifle maden sahalarının havza işletmeciliğiyle işletilmesi gerekirken ruhsat sahalarını daha fazla parçaya bölmek rezerv kaybına neden olacaktır.
Doğal kaynakların insan ve toplum yaşamındaki önemi bilinmektedir. Yaşamı fonksiyonel hâle getiren araç ve gereçlerin yüzde 90'ı doğal kaynaklardan, özellikle madenlerden sağlanmaktadır. Toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında çok yakın bir ilişki vardır. İnsanlar ilk çağlardan itibaren madencilik faaliyetlerinden ve madenlerden yararlanmaya başlamış, bu faaliyetlerin sonucunda da medeniyetin doğuşu sağlanmıştır. Günümüzün gelişmiş ülkeleri, madenlerini 16'ncı yüzyıldan itibaren etkin şekilde üretmiş ve sonucunda 18'inci yüzyılda da endüstri devrimini gerçekleştirmişlerdir. Türkiye gibi madenlerini yeterince üretemeyip endüstrisini geliştiremeyen ülkeler ise gelişmiş ülkelerin pazarı konumunda kalmışlardır. Uzay çağı ve sanayi ötesi bilgi toplumunun doğuşu da maden ürünlerinden sağlanan özel metal alaşım ve malzemeler sayesinde gerçekleşmiştir.
Ülkelerin kalkınma ve ekonomik gelişiminde önemli yer alan madencilik ve entegre üretim sanayisi en büyük katma değeri yaratmaktadır. Bizler madenlerimizi üretirken, daha çok ham madde satışıyla gündeme geliyor. Hepimizin bildiği gibi, özellikle bor madenlerinin yaklaşık yüzde 73'ünü Türkiye üretirken pazardaki payımız yaklaşık yüzde 45. Aynı şekilde, bugün, Zonguldak Taşkömürü İşletmeleri, üretiminin tamamını Demir Çelik İşletmeleri almaya hazırken, maalesef, yeterli üretimi sağlayamadığı gibi, pazarın sadece yüzde 10'unu karşılamaktadır. Ama bununla paralel olarak Taşkömürü İşletmelerinin sadece 2018 yılı itibarıyla zararı 900 milyon lira civarındadır.
Buradan anlatmak istediğimiz şu: Bizim, bir an önce, özellikle Zonguldak'la ilgili, Taşkömürüyle ilgili şu an 1.500'ün üzerinde kadro açığı olmasına rağmen... Yeterli taş kömürü üretimi de yok ama maalesef şu an orada işe başlamayı bekleyen 1.500 kişi var. Aynı şekilde Zonguldak taş kömürünün üretimi hâlâ eski teknoloji olduğu için işletme zarar ediyor. Dolayısıyla bu tür işletmelerin bir an önce yenilenerek üretim kapasitelerinin modern teknolojiyle arttırılması şart. Dolayısıyla özellikle cari açığın bu derece yüksek olduğu ülkemizde kendi madenlerimize, kendi kaynaklarımıza dönmekten başka çaremiz de yok. Bunu aynı şekilde toryum madeni için de söyleyebiliriz, çinko için de söyleyebiliriz.
Ha bire limanlarımıza ham madde taşıyoruz. Bunun yerine, entegre tesislerle üretimimizi artırarak mamul madde olarak ihracatımızı desteklememiz lazım, cari açığımızı ortadan kaldırmamız lazım.
Bugün dünya ülkeleri için oldukça öneme sahip olan madenciliğin gelişmiş ülkelerde gayrisafi millî hasıladaki payı ABD'de yüzde 4,2; Almanya'da 4, Kanada'da 7,5; Avustralya'da 8,7; Rusya'da 20 ile 25; Türkiye'de ise sadece 1,2. Türkiye'de ham madde olarak yüzde 1,5; entegre ürünlerle birlikte yüzde 3,5 düzeyindedir. Bunlar, Türkiye'nin madenlerini yeterince işletemediğinin, ekonomiye sunamadığının, katma değer oluşturamadığının en bariz örnekleridir.
Aynı şekilde, Sayın Komisyon Başkanımız personel alımıyla ilgili cevap verdiği için söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Diyor ki: "Atom Enerjisi Kurumunda biz sınavlarda, sınav sonuçlarına göre 4 katı eleman çağırıyoruz, bunun yüzde 25'ini alıyoruz." Yüzde 75'ini nasıl eliyorsunuz? Eğer ortada bir inisiyatif varsa otomatikman bir haksızlık da vardır. Biz diyoruz ki ister 99 yılından itibaren uygulansın, ne zaman uygulanırsa uygulansın ortada inisiyatif varsa haksızlık olma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla bu mülakat sistemini orta yerden kaldırıp fakirin fukaranın çalışarak bu sınavlara hazırlanıp aldığı sonuçlar neyse bunun aynı zamanda iş alımı sonuçlarına da yansıması, hak ve hukuk açısından hepimizin üzerinde titizlikle durması gereken en önemli hususlardan biridir. İnisiyatifi orta yerden kaldıralım; kim, hangi puanı alıyorsa bu şartlarda sınava girsin diyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)