| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 15.01.2019 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bir evvelki konuşmamda emeklilerimizin sorunlarından söz ettim ancak iktidar partisi tarafından tepki aldım. O nedenle ben de dedim ki bugün yaptığınız iyi bir şeyi bulup çıkarayım ve ondan söz edeyim. Zorlandım ama buldum, buldum yani.
24 Nisan 2006'da yürürlüğe giren 5488 sayılı Tarım Kanunu'ndan söz ediyorum. "Tarım destekleri millî gelirin yüzde 1'inden az olamaz." diye bir hüküm var bu kanunda. Peki, siz kanunu uyguladınız mı, kendi çıkardığınız kanunu? Hayır. On üç yıldır bu oran maalesef hiç yüzde 1'i bulmadı, ortalama yüzde 0,40-0,50 seviyelerinde kaldı. 2006, 2007, 2008'de yüzde 0,60; sadece o yıllarda. Hâl böyleyken başta seçim meydanları olmak üzere her platformda aynı vaatlere devam ettiniz ve 5 Ocak günü İzmir Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen AK PARTİ İzmir Belediye Başkanı tanıtım toplantısında, ay sonuna kadar çiftçilere 2 milyar 35 milyon liralık tarımsal destek verileceğini söylediniz. Şimdi, bu, çiftçilerin hakkı olan bir şeydi ve 2016'da 862 milyar dolar millî gelirden 26 milyar lira verilmesi gerekirken 11,49 milyar lira verdiniz; 2017'de 851 milyar dolarlık Türkiye'nin millî gelirinden yüzde 1'ini, 31 milyar lira vermeniz gerekirken 12,8 milyar lira yani yüzde 0,40 verdiniz.
Şimdi, Türk çiftçisi size diyor ki: "Biz zordayız. Hakkımız olan, millî gelirin yüzde 1'ini bize verin. Biz zordayız, çiftçilere bunu ödeyin." Ben de burada, bu kürsüden onlar adına size sesleniyorum, hakkı olanı vermek durumundasınız. Bugün çalışan kesimin her 5 kişiden 1 tanesi tarımda ve tarımda çalışan birinin geliriyle tarım dışında çalışan birinin geliri arasında 7-8 kat fark var değerli arkadaşlar.
Şimdi, işte, Türkiye'mizin aslında sorununun özü de bu. Milyonlar fukaralığın pençesine teslim edilmiştir. Köylü, alın teri ve el emeğinin karşılığını alamaz hâldedir. Bir defa satar, senede bir defa alır; sattığı ucuz, aldığı pahalıdır ve vergiye ve faize çalışır hâle gelmiştir, yani fukaralaşmıştır.
Köylümüzü içine soktuğunuz bu durumdan çıkarmak bizim hep beraber görevimizdir. Ben de onlar adına burada, bu kürsüde size sözlerinizi hatırlatmak istiyorum. Ne kadar zor durumdalar, biraz da rakamlarla aslında söyleyelim: 2002'de 1 Amerikan doları 1,57 lira siz geldiğinizde, 2019'da 5,47; yüzde 248 artmış; 2002'de buğday ton fiyatı 410, 2019'da 1.050; yüzde 156 artmış; 2002'de mazot 1,30 kuruş, 2019'da 5,86; yüzde 350 artmış ve 2002'de yem fiyatı 20 kuruş, 2019'da 1,33; yüzde 565 artmış; 2002'de gübrenin tonu 162 lira, 2019'da 640 lira; yüzde 295 artmış ve yine bir hatırlatma, bu memlekette Türk çiftçisi kara saban, kara kağnı ve kara öküz peşinde değilse eğer bu sizden önce yapılanlar sayesinde ve bu memlekete fabrikaları kuran da, Türk köylüsüne her yıl 20-30 bin traktör gücü veren de sizden önce yapılanlar. Şimdi, sorun köylüye "Geçmişten beri hangi hükûmetleri minnetle anıyorsunuz?" diye, arasında siz çıkmayacaksınız. Eğer köylüye ait 6.5 milyon hektar toprak sulanıyorsa bunu da siz yapmadınız ve neden biliyor musunuz? O dönemde 1 kilo buğday sattı köylü 5 litre mazot aldı, bugün 1 litre mazot için 5 kilo buğday satması gerekiyor. Bu, 25 kat fakirleşti demek. Şimdi bugünkü Türk köylüsünün ve çiftçisinin geldiği bu durumdan siz sorumlusunuz.
Ne mi yapmalı? Önce hak ettikleri, sizin çıkardığınız kanundaki şu desteği, bu yüzde 1'i derhâl köylüye vermeli. Ne mi yapmalı? Köylü sattığı malın bedelini hemen almalı, borcu bir sınıra kadar silinmeli, tarımda her aileden bir kişiye iş verilmeli, elektriğe ucuz tarife uygulanmalı, girdilerde yani mazot ve gübrede vergi kaldırılmalı ve köylüyü üretici yapacak bir kredi politikası uygulanmalı. Aslında bakınız, sizin için en kolay yol, son dönemde ziraat odaları başkanları bölge toplantıları yaptılar, 765 ziraat odası başkanı sorunları belirledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun devam edin Sayın Cesur.
AYLİN CESUR (Devamla) - Gidin, onlara sorun, zaten söylüyorlar, dediklerini yapın değerli arkadaşlar.
Tarım Bakanı Fakıbaba 1 Ocak 2018'de "3.500 personel alacağız." dedi. 150 bin işsiz ziraat, gıda, su ürünleri mühendisi var. Şimdi, Sayın Bakan Pakdemirli 2019'un ikinci çeyreğine aktardı, 2018'de alınmadı, bu verilen söz tutulmadı. Biz takip ediyoruz, ikinci çeyrek geliyor, az kaldı, devam edeceğiz takip etmeye.
Şimdi, değerli vatandaşlarımız, Türk köylüsünün ve Türk milletinin hakları her zaman ve her yerde sonuna kadar takip ve muhafaza olunacaktır; bu böyle biline. Değerli arkadaşlar, çok geç olmadan, hep beraber, gelin, bunları yapalım, beraber yapalım. Çok geç olur, son pişmanlık fayda etmez. Onun için ben sizlere ve vatandaşlarımıza bu kürsüden sesleniyorum: Uyan, ey ehlivatan uyan diyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Cesur.