| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 15.01.2019 |
CHP GRUBU ADINA AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına verilen araştırma önergesi için söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Yeni yıl gecesi İstanbul'un Taksim Meydanı'nda Suriyelilerin açtığı Özgür Suriye Ordusu bayrağı, toplumun her kesiminde güvensizlik duygusu yaratmıştır. Kent meydanları, kamusal bir alan olarak toplumsal dinamizmin ağırlıklı olduğu konumdaki kentsel yapılardır. Meydanlar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de kentin çarpan kalbi, düşünen beyni ve söz söyleyen dilidir. Ülkemizde bu özelliklerde pek çok meydan bulunmaktadır. Bunlardan en bilineni de şüphesiz Taksim Meydanı'dır.
Taksim, 1928'de Cumhuriyet Anıtı'nın dikilmesiyle şehir meydanı kimliğini kazanmıştır. Taksim, cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren simge olarak görülen bir alan olmuştur. Taksim Meydanı, İstanbul'un en kalabalık yerlerinden biri konumunda olmasının yanı sıra tarihsel olarak pek çok siyasi ve toplumsal olaya da ev sahipliği yapmıştır. Taksim Meydanı'ndaki Cumhuriyet Anıtı ulusal bayramlarda, futbol galibiyetlerinde, çevreye ve özgürlüklere sahip çıkılan Gezi eyleminde, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı'nda vazgeçilmez kutlama alanıyken bugün Suriye rejimine muhalif kesimlerce gösteri yapılan bir alan hâline gelmiştir. Taksim'i betonlaştırarak, işletmeleri kapatarak meydan olma özelliğini ortadan kaldırma çabaları şimdi de Taksim'i Suriye'deki rejim aleyhtarlarına açarak devam etmektedir.
Laik ve demokratik cumhuriyetimizin simgelerinden olan bu alanın sınır komşumuz olan bir ülkenin yönetimini devirmek isteyen gruplara açılması önemli bir sorundur. Taksim'de yaşanan güvenlik zafiyeti sadece bölgede bulunan vatandaşlarımız açısından değil, tüm ülkenin güvenliği açısından tehdit oluşturmaktadır. İktidar, Taksim Meydanı'nın güvenlik nedeniyle 1 Mayısta emekçilere açmayıp yeni yıl kutlamaları esnasında Suriye devletine muhalif unsurlara açarak yeni bir çelişkiye imza atmıştır. Taksim Meydanı'nda 3 kişi kol kola girip halay çekse hemen gözaltına alınırken bir grubun üstelik ÖSO bayrağını sallaya sallaya gösteri yapması, bu çelişkinin en bariz göstergesidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısaca ÖSO diye adlandırılan Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin mevcut rejimine muhaliftir. Daha önce de bu unsurlar tarafından Türk lirasının Suriye poundu karşısındaki değer kaybı nedeniyle maaşlarını Türk lirası olarak almak istemedikleri bilgisi, kamuoyunda yaygın şekilde gündeme gelmişti ama bizim en çok ağırımıza giden, paralı ve silahlı bu gruba "Kuvayımilliye" benzetmesinin yapılmış olmasıdır. Kuvayımilliye ruhuna yapılan bu saygısızlığı asla kabul etmiyoruz. Afrin'de ÖSO mensuplarının yağma, talan, gasp, hırsızlık, fidye için adam kaçırma, gelişigüzel hapsetme, işkence gibi suçlarının bir kısmı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin raporuna girmişti.
Biliyor musunuz, bizim için, güvenliği sağlamak amacıyla mücadele ettiğimiz terör örgütleri neyse Suriye için de ÖSO odur. ÖSO'yla yan yana gelerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türkiye'nin itibarına gölge düşürülmektedir. Taksim'de yaşanan bu olay, Türkiye'nin Astana'da üstlendiği görevi ve Türkiye tarafından da desteklenen, Suriye'de yeni Anayasa hazırlama sürecini tehlikeye atmaktadır.
Değerli milletvekilleri, İçişleri Bakanı 7 Ocak tarihli röportajında, ÖSO bayrağının açılmasına ilişkin olarak sorulan bir soruya "'Bu adamlar burada ne yapıyorlar?' sorusunu soramayız." diye cevap vermiştir. İçişleri Bakanı tarafından verilen bu cevap, Meclisin konuyla ilgili olarak devreye girmesi gerekliliğini de ortaya koymuştur. Başka bir ülkenin rejim muhaliflerinin Taksim meydanında bayrak açması iç güvenliğimize de bir tehdittir. Bu soruyu soramayan bir İçişleri Bakanına yükümlülüklerini hatırlatmak da yine Meclisimizin görevidir.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan; bu vesileyle, beni, beni olduğu kadar tüm Dışişleri camiasını derinden yaralayan bir konuya da değinmek isterim. Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, 9 Ocak tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonunda yaptığı bir konuşmada "Kimse kusura bakmasın, en iyi, en başarılı büyükelçilerimiz dışarıdan atadıklarımız." şeklinde talihsiz bir beyanda bulunmuştur. Ben kusura bakıyorum, Dışişleri mesleğine emek veren tüm meslektaşlarımın da kusura baktıklarını düşünüyorum. Dışişleri Bakanlığı mensupları şimdiye dek bakanlarıyla karşılıklı güven ve saygı anlayışı içinde çalışmışlardır. Hiçbir Dışişleri Bakanı da başında bulunduğu kuruma karşı böylesine inançsız olmamıştır. Sayın Bakan keşke böyle bir kıyaslama yapmasaydı, keşke böyle bir ayrımcılık yapmasaydı. Sayın Bakanın başında bulunduğu kurum mensuplarına karşı bir özür borcu olduğunu düşünüyorum.
31 Aralık 2018 tarihinde Taksim meydanında, Suriye rejimine muhalif kişiler tarafından Özgür Suriye Ordusu'na ait bayrağın açılması vesilesiyle Suriye rejimi karşıtı faaliyetlere Türkiye toprakları üzerinde izin verilmesi ve gösteriler sonucu yaşanan olaylara konu olan güvenlik zafiyetine ilişkin olarak sorumluların araştırılması amacıyla, Anayasa'nın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ediyoruz.
Saygılarımla. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Çeviköz.