GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:26.12.2018

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de RTÜK'ün bugün FOX TV ve Halk TV'ye vermiş olduğu cezaları doğru bulmuyorum. Bu cezalar aslında Türk demokrasisine vurulan yeni bir hançerdir. Bu gidiş hayra alamet değildir. Türkiye parti devletine doğru yavaş yavaş evriliyor. Bunun kimseye faydası yok. Zaten sesi kısık olan medyayı tamamen susturduktan sonra, Allah aşkına, sıra kime gelecek? Bu sorunun cevabını bu çatı altındaki herkes düşünmelidir, kendine sormalıdır. Onun için ben kınıyorum, doğru bulmuyorum. Talimatla cezalar verilmez.

Değerli Başkan, kıymetli milletvekilleri; buraya getire getire Polis Sandığını getirdiniz. Yahu, 300 bini aşkın polis memuru Emniyet çalışanının bütün sorunları bitti de, bu Emniyetçiler, bu çalışanlar bolluk, refah içinde geziyorlar, dolaşıyorlar, nereye para harcayacaklarını şaşırmışlar, "Aman, şu sandığa zorunlu hâle getirin bizi. 45 binimiz oraya üye olmuş, 250 binimiz henüz olmamış. Bizi ihya etsin bu sandık." diyorlar(!) Böyle bir talepleri mi var? Kime sordunuz? Hangi polise sordunuz? Niye bunu getiriyorsunuz?

Bunun anlamı şu: Her biriniz zaten geçim sıkıntısı içindesiniz, zaten çalışma şartları içinde boğuluyorsunuz; zaten mutsuzsunuz, huzursuzsunuz; on dört saat, on altı saat çalışıyorsunuz; zaten sizi düşünen de yok... Bir çıkardılar, dediler ki: "Ya, 3600'ü polisten başlatacağız." Gene unuttular. Öğretmene getireceklermiş, ikinci yüz günlük programda öğretmen var, polis yine yok. Diyorlar ki: "Ama illa sizden, maaşlarınızdan, en az 250 lira ile 400 lira arasında -gelir durumunuza göre- sandığa zorunlu, mecburi aidat keseceğiz." Hukuka uygun mu? "Yok, biz uydururuz." Öyle...

Efendim, İLKSAN'mış. İLKSAN'ın tüzüğü ile bunun tüzüğü aynı mı? Polis Sandığı Tüzüğü'nde demokrasi var mı? Sadece birinci sınıf emniyet müdürlerinin yönetici olduğu, hiç kimsenin aday olamadığı, yönetime giremediği bir sandığa... Allah aşkına, ya, bari Mecliste birbirimizi kandırmaya çalışmayalım. Böyle bir şey olabilir mi?

Polis memurları mağdur, polis memurları huzursuz; her sene 50'den fazla polis intihar ediyor, çoluk çocuğunu katlediyor; bir gün tatil yapamıyor, bayramı seyranı yok, mesai mefhumu yok. Hele hele öyle bir disiplini var ki hâlâ 1979 yılının disiplin sistemi işliyor ve şuradan iddia ediyorum, kamu içinde, kamu kuruluşları içinde en büyük mobbingin, en büyük insan hakları ihlalinin olduğu yer Emniyet teşkilatıdır, Emniyet Genel Müdürlüğüdür. Hele hele orada sivil memurlar var, çoğu "yurt çocuğu" diye ifade edilen yani yurtlardan temin edilen kimsesiz çocuklar. Onların adı yok, onlar maraba; onların iş tanımı yok, onlar o kurumda her şeye koşturulan, her şeye çiğnetilen insanlar; aynı polis memurları gibi. Allah aşkına, söyleyin ya, şurada Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış, bakanlık yapmış insanlar var. Benim polisim niye Avrupa standartlarında günde sekiz saat çalışmaz? Niye bayram izni olmaz? Neden bunlar insanca yaşayacağı ücrete ulaşamaz? Neden itilir kakılır? Neden üst amirler ile alt arasında sıkışır kalır? Bu ayrımcılıklar neden? Dönüp bir bakın Allah aşkına. Getire getire sandığı getireceğinize polislerin derdini getirin şuraya da konuşalım, tartışalım, bir sonuç bulalım, onlar da huzur bulsun. Onlar huzur bulmuyor, onlar huzursuz, onlar mutsuz. Mutsuz bir polis teşkilatının, huzursuz bir polis teşkilatının bu millete huzur getirmesi, mutluluk getirmesi mümkün değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Beyler, Allah aşkına, Allah aşkına, bunun için, gelin polis teşkilatımızın her birine sahip çıkalım, hak ettiği değeri verelim, hak ettiği itibarı iade edelim diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)