GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Tümü münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:39
Tarih:21.12.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi için AK PARTİ Grubumuz adına söz aldım. Gazi Meclisi, siz kıymetli milletvekillerimizi, ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Bizlere bu ülkeyi vatan eden, bedel ödeyen şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Aynı şekilde bedel ödeyen gazilerimizi, yakınlarını minnetle anıyorum. Onlar bu ülkeyi bize bıraktılar, bizler bu ülkeyi daha ileriye taşımak için, daha güzel işler yapmak için, onlara layık olmak için gece gündüz çalışacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün yasama faaliyetlerimizin özel bir bölümünü görüşüyoruz. İnsanların bir arada yaşaması, onlar için yeni, çeşitli ihtiyaçlar doğmaya başladığında sosyal teorilere göre de zaman içerisinde bu toplulukların devlet olmaya başlamasından sonraki süreçte "bütçe" diye bir tanım ortaya kondu. "Bütçe" olarak adlandırdığımız bu kavramın yasama faaliyetlerinde çok özel bir görev olduğunu, bir anlamda hükûmetlerin, devletlerin yaşamasında, vergilerin dağılımında çok hassas bir konu olduğunu tüm konuşmacılar ifade ettiler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; zaman zaman itham edildiği gibi, sert ifadelerle söylendiği gibi değil, aksine, biz bütçeyi bu milletin cebi olarak gördük, 4 çocuk okutan emeklimizin cebi kadar kutsal saydık. Biz, bu milletin pazarını tenceremizde kaynayan aş bildik. Biz, bu milletin unuttuğu para üstünü üzerimize bir hak bildik. Biz, bu milletin cebine uzanan eli, mahremimize uzanan el olarak gördük. Bu millet hastane kuyruklarında canından oldu. (HDP sıralarından gürültüler) Bu millet, benzin kuyruklarında malından oldu. Bu millet, gaz kuyruklarında Kemal Sunal filmlerine sayenizde gündem oldu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bugün on altı yılın sonunda değişen yeni sistemle beraber farklı bir tarzda bütçemizi görüşüyoruz. Yasamanın, yürütmenin çok sert kurallarla ayrıldığı, demokrasiye bir adım daha fazla imkân sağlandığı...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Nerede?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, on beş gün konuştunuz, yirmi dakika sürem var, sakin olun. Tüm konuşmalarım, itham etmek, polemik yapmak için değil, aksine, grubumuzun ifadeleri, ithamlarınıza cevap vermek şeklinde olacak. Kavga etmeyelim, güzel güzel konuşalım. Her zaman söylüyorum, insanlar konuşarak anlaşır, bağrışarak değil. O yüzden, sakince, güzelce konuşalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakınız, her ne kadar bu bütçe görüşmelerinde sistem değişikliğine hak etmeyen ifadelerde, ithamda bulunulsa da bu sistem tartışmaları geride kaldı. Millet, kararını verdi, artık Türkiye'nin "sistem" diye bir tartışması kalmadı. Ancak şu sorumluluğumuz var: Bu sistemi beraber inşa ediyoruz, teamülleri ortaya koyuyoruz, İç Tüzük değiştiriyoruz. Her partinin -muhalefet, iktidar- beraberce, bu sistemin yeniden hayata geçmesi için, gelecek nesillere daha sağlıklı bir zemin bırakmak için büyük görevlerimiz var. O yüzden, her yıldan daha farklı bütçe yapma görevimiz var sayın vekiller.

Bakınız, bütçe yapmak kıymetlidir ancak bir başka kıymet şudur ki: AK PARTİ iktidarları bu sene 17'nci bütçesini yapıyor, on yedi yıl, dile kolay; bir defa olur, iki olur, üç olur, on yedi yıldan beri bütçe yapmak her partiye nasip olmaz, her parti bunu yapamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dünyada Japonya gibi, Kanada gibi, İsveç gibi birkaç ülke dışında böyle bir süre yok. Türkiye'de Demokrat Partinin on yıl gibi uzun bir süresi var ama daha üzeri AK PARTİ'nin, hamdolsun, var. Tabii ki bu, bizi şımartmak değil, yükümüzü, sorumluluğumuzu artırmak için bir başka başlıktı.

Bakınız değerli vekiller, bu günlere ezbere gelmedik, bu günlere bir anda gelmedik. Türkiye'nin 90'lı yıllardaki hatalarını da hatırlamaya çalışın; katsayısı kavgaları, başörtüsü kavgaları, televizyonlarda Fadime Şahin'in görüntüleri, IMF komiserleri, batan bankalar, parti kapatmalar, Meclisteki hükûmet değişikliklerinin sürekli olduğu, subayların başbakanlara laf yetiştirdiği, medya patronlarının bakanlar, başbakanlar, Cumhurbaşkanı atadığı ve daha ötesi jakoben elitlerin Türkiye'nin tüm hâkimiyetini eline aldığı bir dönemi maalesef beraber yaşadık.

Onlardan sonra AK PARTİ'li yıllar başladı. AK PARTİ'li yıllarda "Muhtar bile olamaz." denilen bir adamın hikâyesi başladı. Onun ardından maalesef "Parti seçime girer ama genel başkan giremez." gibi bir garabet süreci başladı. Onun ardından 27 Nisan e-muhtırasını yaşadık, gördük. O muhtıraya dik duranları ama yanında olanları gördük. Aynı şekilde 367 şaklabanlığını gördük. O şaklabanlığa dik duranları ve yanında olanları gördük. Kapatma davasını ve o davanın karşısında olanlarla beraber "Ankara'da hâkimler var." diyenleri, yanında olanları gördük.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Büyükanıt nerede, Büyükanıt?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bu kumpaslar boşa çıktı, ardından bunlarla Türkiye'de büyümeyi engelleyemeyenlerin, Gezi eylemlerine başladığını gördük. Teröristlerle beraber meydanlara çıkanların yanında olanları gördük, karşısında olanları gördük. 17 Aralık süreci başladı, aynı şekilde benzer süreçleri gördük. Bakınız MİT krizi oldu.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ortaklığınız bitti.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Yanlış bir şey söylemiyorum arkadaşlar. Soruyorum: 27 Nisanda neredeydiniz? MİT krizinde neredeydiniz? 17 Aralıkta neredeydiniz? Kapatmada neredeydiniz? Hiç demokrasinin yanında olmadınız. Bunu söylemeyelim mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Büyükanıt yargılandı mı, onu söyle!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, AK PARTİ karşıtlığı anlaşılır bir şey.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ergenekonda neredeydiniz, Balyozda neredeydiniz?

BÜLENT TURAN (Devamla) - AK PARTİ'ye karşı olabilirsiniz ama AK PARTİ'ye karşı olmak, sizi kumpasçılardan da yapmaması lazım, sizi kumpasçılarla beraber aynı sırada oturtmaması lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, onun ardından o süreçler bitince yine Türkiye'nin büyümesini engelleyemeyenler, maalesef 15 Temmuz gibi kanlı bir alçak darbe girişimine başladılar. Ama millet dik durdu. Lideriyle beraber meydanlara çıktı ve Türkiye'de, tabiri caizse, demokrasi tarihini ters çevirdi. "Bakınız, Türk aydınları için batının sığınması olmak, bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez." Bu veciz ifadeler, Türk siyasetine ve düşüncesine yön vermiş Alparslan Türkeş'e ait. Alparslan Türkeş'in evlatlarıyla AK PARTİ'nin yiğitleri bir araya geldi, Cumhur İttifakı'nı kurdular, küresel güçlere karşı operasyonları ters çevirdiler, yok ettiler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz, Cumhur İttifakı'nı sadece üç, beş oranlık, gramlık, belediyelik ve ilçelik bir mesele olarak görmüyoruz. Küresel operasyonlara karşı, bu ülkenin millî güçlerinin bir araya gelmesi olarak görüyoruz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Öyle mi?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tarihî özetten sonra şunu söylemek isterim: Bizler bu bütçeyi hazırlarken şu on beş günden beri çok farklı ifadeler ve ithamlarla karşılaştık. Halkımızın anlayacağı gibi birkaç temel rakamı verip eleştirilere geçeceğim. Mesela, bu bütçemizin toplamı bu sene 961 milyar. Bu sayı tek başına çok bir anlam ifade etmeyebilir ama şu kıyasla çok anlamlı: AK PARTİ'nin iktidara geldiği yıl Türkiye'nin bütçesi 98 milyardı. 98 milyarla aldığımız bütçeyi bugün 960 milyara çıkarmışız. Bunun yanında, sadece sağlık bütçemiz 96 milyar arkadaşlar, sadece sağlık bütçemiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Borç bunlar, borç, borç!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bunun yanında, eğitim bütçemiz 361 milyar...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Reel rakamlarla konuşun.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Rakamlar yanlış söylemiyor, onu da söyleyelim isterseniz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yüzde 80'i personel gideri.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın değerli arkadaşlar, sürekli bize faiz ithamında bulunuldu, "Faizciler, rantçılar." dendi. Arkadaşlar, AK PARTİ iktidara geldiğinde -bu rakam önemli- Türkiye'de vergilerden toplanan paranın yüzde 86'sı faize giderdi, 86, bugün yüzde 12'si gidiyor ya, bunu söylemeyelim mi, bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

Sürekli bize "Borç var." dediler, "Borcu artırdı." dediler. Bakın değerli arkadaşlar, kamu borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranını yüzde 72'yle aldık, bugün bu oran yüzde 29, Avrupa'da yüzde 81 oranlarında. Hani, borçluyduk biz? Borçtan daha çok yatırımımız var, gelirimiz var. O yüzden aynı şekilde maliye bütçemizdeki istikameti devam ettireceğiz, Türkiye büyümeye devam edecek.

Bakınız asgari ücret: O zamanki rakamlardaki alınan benzin, benzer ürünlerdeki değer ile bugünkü çok farklı. Arzu eden varsa kuliste çay içeriz, rakam rakam anlatalım ama memur maaşında, asgari ücrette, dolarda, bütün çalışmalarda göreceksiniz ki alım gücümüz çok daha fazla olmuş. (CHP sıralarından gürültüler)

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Benzin kaç para?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Sadece sosyal yardımlara bu bütçede tam 62 milyar ayırmışız arkadaşlar, 62 milyar. Bu rakam, toplam bütçemizin yüzde 6'sını geçiyor, 6,5'unu buluyor. Bunlar az şeyler mi?

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yani yoksullaşıyoruz demek işte.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Hani, bizim bütçemiz rant bütçesiydi, zengin bütçesiydi? Eğitimle, sağlıkla, sosyal yardımlarla zaten bütçenin göbeğinde halkımız var, milletimiz var, bununla gurur duyuyoruz zaten. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Cumhurbaşkanının ne kadar?

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - 117 milyar faiz ödeyecek.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Neden bu insanlar intihar ediyor o zaman?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bak, bağırma, bağırma, anlamıyorum.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Dinle, dinle.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bu iş, bağırarak olmaz. İnsan ne kadar az düşünürse o kadar fazla bağırır. Bağırma bence. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakın, değerli arkadaşlar, evde sağlık hizmetleri, ambulans sayıları, hastane sayıları, yatak sayıları tek tek konuşulduğunda, Türkiye'nin büyüdüğüne dost düşman herkes şahit.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Ameliyat yapılmıyor, ameliyat.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Ben Çanakkale Vekiliyim. Yıl 2002; 12 ilçemiz var, 600 köyümüz var, 3 ambulansımız var arkadaşlar. Bu sene kaç, biliyor musunuz? 50 ambulans var, 50. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 3'ü 5 yaptık, 10 yaptık demiyorum; 3 ambulans vardı, bugün 50 oldu. Hava ambulansı ayrı, kara ambulansı ayrı, deniz ambulansı ayrı. Değişmeyen okulumuz kalmadı, değişmeyen hastanemiz kalmadı. Her alanda çok önemli adımlar attık.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Hastanelerde doktor yok, doktor. Ameliyat yapamıyorsunuz, ameliyat. İlaç yok, malzeme yok.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, rakamlarla tatmin olmazsanız birkaç şey daha söyleyeyim. Türkiye'nin önemli kurumlarından Türk Hava Yolları AK PARTİ'nin, Türkiye'nin büyümesine bağlı olarak büyüdü. Mesela 66 uçak vardı ilk yıllarda, bu sene 330 olmuş; 66 uçağımız 300'ü geçmiş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 10 milyon yolcu taşıyan Türk Hava Yolları 75 milyona gelmiş. 300 noktaya uçuyormuş, 308 olmuş.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Doktor yok, doktor; hastanelerde doktor yok.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Her şey büyüyor arkadaşlar; sabit olan, değişmeyen tek sizsiniz. Her şey değişiyor, her şey gelişiyor; siz aynen bağırmaya devam edin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Siz gelişiyorsunuz, siz; vatandaş aşağı gidiyor. Siz gelişiyorsunuz, siz.

BÜLENT TURAN (Devamla) - TOKİ on beş yılda toplam 3,5 milyon ev yapmış, sosyal konut yapmış. Avrupa'da, Orta Doğu'da, Uzak Doğu'da böyle bir sayı yok. O yüzden, bir daha söylüyorum: Her alanda büyüyoruz.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Millet çadırda yanıyor, ölüyor. Millet çadırda yanıyor.

BÜLENT TURAN (Devamla) - TİKA'mız sınırları aşan projelerde hep öncü oldu. Moldova'da Gökoğuz Yeri'nde TİKA var, Arakan'da TİKA var, Gazze'de TİKA var, Han Yunus'taki zeytinyağı fabrikalarında TİKA var, Kolombiya'da, Moğolistan'da TİKA var. Arkadaşlar, biz Moğolistan diyoruz, biz Kolombiya, Gazze, Filistin diyoruz; siz "Sarayın kaç ampulü var?" diyorsunuz. On beş gündür bunu konuşuyoruz, her gün bunu konuştuk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Milletin kursağında bir şey yok ya.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, kendinizi değiştirin.

Bakınız, savunma sanayimiz ayrı bir onur, ayrı bir keyif. Yüzde 24'lerde olan millî savunmamızın yerlilik oranı şu anda yüzde 70'lere vardı. Geçen hafta Verimlilik Vakfı'nın teknoloji fuarı vardır.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Gidip en basit şeyleri anlatıyorsun.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Özel sektör-kamu sektörü, her alandaki teknolojik gelişmeleri beraber yerinde gördük. Keşke gezseydiniz. Bu gurur, AK PARTİ'nin değil, Türkiye'nin gururu. (CHP sıralarından gürültüler)

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sokağa çık, sokağa.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Dinleyin de öğrenin, dinleyin, dinleyin.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Partiler gelir geçer, hükûmetler değişir ama büyüyen Türkiye'dir veya değildir. O yüzden gelişene alkış tutun, iyiye "evet" deyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Samana gel, samana, samana.

BÜLENT TURAN (Devamla) - ATAK helikopteri, Altay tankı, millî piyade tüfeğimiz, lazer güdümlü CİRİT'lerimiz, SİHA'larımız, İHA'larımız, Fırtına obüslerimiz, hepsi devam ediyor.

"Fabrika kurulmadı." dediniz. Değerli arkadaşlar, nasıl kurulmadı ya, nasıl kurulmadı? Bir insan nasıl kendi memleketine, kendi ülkesine bu kadar kulağını, gözünü kapatır? (CHP sıralarından gürültüler)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Satmadığınız fabrika kalmadı.

BÜLENT TURAN (Devamla) - On altı yılda Türkiye'de 308 OSB'de 65 bin fabrika ve iş yeri açmışız. Bu yatırımlar Papua Yeni Gine'de değil, Türkiye'de. (CHP sıralarından gürültüler)

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Kâr edeni de zarar edeni de sattınız. Özelleştirme şampiyonusunuz siz. Bravo(!)

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, 4 bin olan KOBİ desteğimiz bugün 300 binleri geçmiş. Dünya kadar firmanın yatırımı var.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Tarıma gel, tarıma, tarıma. Pamuğa gel, fındığa gel.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Tarımla ilgili öyle, diğer konularda öyle. Her alanda iddiamız var, daha güzel işler yapmaya çalışacağız.

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Çiftçiye gel, çiftçiye; çiftçiye vermediğiniz paraları söyle.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; peki, biz bunları söylerken on beş günden beri -şu an olduğu gibi- sadece bağırmaya, dinlememeye, anlamamaya kurulmuş arkadaşlar ne yaptılar?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Burnun uzadı!

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İntihar edenleri anlat da dinleyelim.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Geldiler bize "tek adam" "saray bütçesi" "gazeteciler cezaevinde" gibi ifadelerde bulundular. (CHP sıralarından gürültüler)

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Çiftçiye vermediğiniz paraları söyle.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Pinokyo! Pinokyo!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, bir defa şu "tek adam" anlayışına bir cevap vermek isterim. Siz "tek adam" diye diye kaç defa seçime girdiniz. Demeye devam edin, hâlâ söylemeye devam edin, biz bundan korkmayacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Seçim sonuçlarından sonra, seçim sonuçlarından sonra...

BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, onların derdi tek adam değil, onların derdi bu ülkenin evladı Tayyip Erdoğan değil...

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Emekçi, çiftçi, işçi...

BÜLENT TURAN (Devamla) - ...onların derdi bu ülkenin sahip çıktığı, millî değerleriyle beraber sahip çıktığı, on altı yılda 16 defa yenemedikleri bu milletin kendisi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - İşçi, tarım, üretim, ziraat...

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, değerli arkadaşlar, "Menderes diktatör." Kim diyor? Burası diyor. Bakınız, "Özal diktatör." Kim diyor? Burası diyor. Bakınız, Baykal ne diyor: "Özal diktatör." diyor. Demek ki mesele Menderes değil, Özal değil, Erdoğan değil; halkla yürüyen, milleti büyüten, Türkiye'yi güçlendiren kim varsa "hayır" demişsiniz. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Erbakan size ne diyor, Erbakan?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Siz bize bir gün "Aman, ne iyisiniz." derseniz, biz korkarız kendimizden. Menderes'e "hayır" diyenler, Özal'a "hayır" diyenler, AK PARTİ'ye "hayır" desinler; biz bundan rahatız, bundan gururluyuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

Gazeteciler hapse atılmış. Arkadaşlar, tüm dünya biliyor ki Türkiye'deki fikir hürriyetini, inanç hürriyetini, giyim hürriyetini, parti teşkilatlarının rahatlaması hürriyetini AK PARTİ büyüttü.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Vallahi doğru değil!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Ne derseniz deyin, ne derseniz deyin. Önceden kapanan partiler vardı, şimdi var mı?

TUMA ÇELİK (Mardin) - Azınlıkların mülklerine siz el koydunuz.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, EMASYA Protokolü'nden başlayın YAŞ kararlarına yargı yolu aşamasına kadar, sivil MGK'nin hayata geçmesinden başlayın DGM'lerin tarihe geçmesine kadar her alanda dünya kadar anayasal değişikliği, yasal değişikliği AK PARTİ yaptı, fikir hürriyetinin önündeki engelleri AK PARTİ kaldırdı.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Bu kadar da yalan olmaz ya!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, sizin kızdığınız, "fikir hürriyeti" diye ifade ettiğiniz, "gazeteciler orada" dediğiniz, gazeteciler değil. Bir Demirtaş, Leyla Güven, Can Dündar; kim var başka ya?

TUMA ÇELİK (Mardin) - Yetmez mi? Halkın seçtiği vekildir o.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Arkadaşlar, sizin gibi düşünmeyenler havuz medyası, sizin gibi düşünmeyenler yalaka. Nasıl olacak bu iş? Nerede bu özgürlük? (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

TUMA ÇELİK (Mardin) - Halkın seçtiği vekillere böyle hitap edemezsin.

NURAN İMİR (Şırnak) - Kâbusunuz olmaya devam edeceğiz.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, Hikmet Kıvılcımlı komünist yazar. Bu adam hapse girdiğinde AK PARTİ mi vardı? Siz vardınız. Nazım Hikmet hapse girdiğinde AK PARTİ mi vardı? Siz vardınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Aziz Nesin -Marko Paşa- hapse girdiğinde AK PARTİ mi vardı? Siz vardınız.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Gençay Gürsoy, Osman Kavala, İdris Baluken, Leyla Güven, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak...

BÜLENT TURAN (Devamla) - Necip Fazıl, Büyük Doğu'nun kahramanı hapse girdiğinde AK PARTİ mi vardı? Siz vardınız. Aynı şekilde "Açın kapıları, Osman geliyor." diyen meşhur Serdengeçti hapse girdiğinde AK PARTİ mi vardı?

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - FETÖ'cüleri yerleştirirken AK PARTİ vardı.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir daha diyorum, sizin özgürlüğünüz sizin gibi düşünmeyenler için değil; siz, sizin gibi olanlar için bunu söylüyorsunuz. Kim farklı yazsa havuz medyası, kim farklı söylese yalaka medya... Hani sizin özgürlüğünüz, hani sizin fikir ifadesine katkınız? O yüzden bir daha söylüyorum, bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - FETÖ'yü devlete yerleştirirken siz vardınız.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen; hatibi dinleyelim.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bağırmazsanız bir meseleyi daha söyleyeceğim.

Bakınız, FETÖ meselesi Türkiye'de her kesimi yordu, her kesimi üzdü.

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Yaverlerinin FETÖ'cü olduğunu söyleyen kim? 4 Tane yaver FETÖ'cü.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Devletimiz büyük bir riskten kurtuldu milletimizle beraber, Sayın Erdoğan'la beraber. Fakat her gün buraya çıkan arkadaşlarımız, utanmadan sıkılmadan, 3-5 fotoğrafı göstererek, yok efendim FETÖ'yle fotoğrafınız var, yok efendim FETÖ'yle şunu yaptınız gibi şeyler söylediler. (CHP ve HDP sıralarından "Yok mu?" sesleri, gürültüler)

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Yok mu?

NURAN İMİR (Şırnak) - Yok mu? İcazeti önce oradan almıyor muydunuz?

TUMA ÇELİK (Mardin) - Hocanız sizin, hocanız.

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Neyi inkâr ediyorsunuz?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, eğer illa fotoğraf açacaksak, illa fotoğraf söyleyeceksek, daha AK PARTİ tarihte yokken CHP'nin Genel Sekreteri Kasım Gülek, Gülen'le beraber, FETÖ lideriyle beraber dünya kadar toplantı yaptı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

TUMA ÇELİK (Mardin) - "Yeter, bitsin bu hasret." diyen kimdi?

NURAN İMİR (Şırnak) - İcazet kimden geliyordu, sen onu söyle, onu.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Aynı şekilde, Fatih Üniversitesinin arsasını Kasım Gülek'in eşi bağışladı. Mesele sen-ben kavgası değil, şunu yapacağız arkadaşlar... Bundan keyif almıyorum, Kasım Gülek FETÖ'cüdür demiyorum ama şunu söylüyorum: Her gün çıkıp arkadaşlarımızın fotoğraflarını gösterdiniz, bu doğru bir şey değil.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Aynaya bak, aynaya.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Biz bu adamların ne olduğunu öğrenince, ne yaptığını öğrenince başından sonuna tüm grup ayağa kalktık ve mücadele ettik ama yalnız kaldık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURAN İMİR (Şırnak) - Beraber ıslandınız o sokaklarda.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, şimdi soruyorum, elli yıldan beri bu ülkede FETÖ var, FETÖ'nün yanında CHP var, o zamanki Çiller'in fotoğrafı var, Demirel'in var, Özal'ın var. FETÖ'nün en sevmediği adam, bir Erbakan, iki Erdoğan. Bunu biliyoruz yahu, bunu biliyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Beraber yürüdünüz o yollarda, beraber yürüdünüz.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bağırmayın!

Bak, diyor ki: "Bir tane şefaat hakkım olsa Ecevit için kullanırdım." AK PARTİ yok o zaman. O yüzden diyorum ki geçmişle uğraşmayın.

Söylemek istediğim şu: Biz bu adamların dershanesini kapatmaya gittiğimizde siz karşı çıktınız.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Milletvekili yaptınız, bakan yaptınız, büyükelçi yaptınız.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Biz bu adamların bankasını kapattık, siz karşı çıktınız. Biz bu adamların gazetesini kapattık, siz karşı çıktınız.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Beraber yürüdünüz, beraber! Bankayı beraber açtınız.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir gün, ben burada milletvekiliyim, orada dedi ki Genel Başkanımız: "MİT Başkanına FETÖ operasyon yapıyor. MİT Başkanına FETÖ'nün savcıları operasyon yapıyor." AK PARTİ Grubu toplandı, 300'ü burada oldu, sabaha kadar, tabiri caizse kan ter içerisinde MİT krizinin önüne geçmek için, FETÖ MİT'e giremesin diye kanun maddesi çıkardık. Neredeydiniz, neredeydiniz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler) OHAL ilan ettik, neredeydiniz?

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Garibanlar içeri giriyor, yakınları da dışarı çıkıyor!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, peki, bak, uzatmak istemiyorum ama diyor ki CHP'nin vekili: "Bizim cemaatle yaptığımız ittifaktan utanç duyuyorum, utanç." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu adamlarla biz savaşırken siz neredeydiniz?

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Buradaydık, burada.

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden çıkıp çıkıp 3 arkadaşımızın FETÖ'nün okulunun, camisinin açılışındaki fotoğrafını göstererek bir şey yapamazsınız. Fotoğraflar burada; bankada varsınız, okulda varsınız, dershanede varsınız, her yerde varsınız. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

TUMA ÇELİK (Mardin) "Bitsin bu hasret." diyen kimdi?

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Hodri meydan, hadi araştıralım!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bizler daha ciddi, daha iyi bir muhalefet bekliyoruz. Daha iyi muhalefet, daha iyi iktidar demektir.

Bakınız, önümde şimdi Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşması var -çok çok özür diliyorum, bu kürsüye yakışmadığını biliyorum ama 70 yaşında bir Genel Başkan, iktidardan sonraki en büyük partinin Genel Başkanı bunları dedi diye söyleyeceğim, yakışıyor mu, yakışmıyor mu aziz milletimiz karar versin; çok özür diliyorum, benim üslubum bu değil- diyor ki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna: "Alçaklar" "sapına kadar" "beslemeler" "namertler" diye devam ediyor. Ayıp, ayıp! Muhalefet bu değil arkadaşlar. Saygın muhalefet, iyi iktidar demektir; saygın muhalefet, büyük ülke demektir.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Siz kendinize bakın, kendinize.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Tabii, Genel Başkanı yapar da yardımcısı, vekili boş durur mu? Bakın, elimde bir örnek daha var, nasıl bir muhalefetle karşı karşıyayız diye. İsmini vermeyeceğim, bir genel başkan yardımcınız, bundan bir ay kadar önce Sanayi Bakanımıza yazılı soru önergesi veriyor -hakkı var, vermesi lazım- soru şu, diyor ki: "Taraf gazetesini Bakanlığın toplantısına niye çağırmıyorsunuz?" Taraf kapanalı beş sene olmuş, beş. Kes kopyala muhalefeti; almış, beş yıldan beri aynı soru, aynı metin, aynı tenkit? "Taraf gazetesini neden toplantıya çağırmıyor bakanlar?" diye daha geçen ay soru sormuşsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - O seninle dalga geçiyor, anlamıyorsun. O seninle dalga geçiyor, dalga.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Arkadaşlar, bu iyi bir yaklaşım değil; daha ciddi olun, dersinize çalışın, hep beraber daha iyi işler yapmaya çalışalım.

Bakınız, aynı şekilde, iyi muhalefetten biz keyif alırız.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Siz düzelin, her şey düzelir.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Siz bağırın, biz rahatız. Siz yanlış yapın, biz rahatız. Bakın, eğer iyi iş yapmazsanız, aynı şeyleri tekrar ederseniz, biz başarılı olmaya devam ederiz.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Siz düzelin, her şey düzelir bu memlekette, önce siz düzelin.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir parti on yedi yıldan beri iktidardaysa bu sadece onların başarısı değil, sizin de katkınız var arkadaşlar. On yedi yıl ya, on yedi yıl! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Önce siz düzelin, siz.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bazen düşünüyorum, "Ya, hiç mi hata yapmıyoruz?" diyorum. Hata yapıyoruz, insanız. Hiç mi yanlışımız yok?

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Çok, çok.

BÜLENT TURAN (Devamla) - İnsanız, var.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Baştan aşağıya!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Ama, muhalefet yok ki. Halk bize kızıyor, sitem ediyor, oyunu düşürüyor, çıkarıyor ama "Yaparsa, AK PARTİ yapar." diyor, bunu biliyor insanlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakın, şimdi bizi hep eleştirdiniz, "Betona boğdunuz, betona boğdunuz." dediniz. İstanbul'da namı "Beton Ekrem" olan adamı başkan yaptınız. Olmaz, yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar. Soyadı "İmamoğlu" diye muhafazakârlar oy verir zannediyorsunuz. Olmaz, kendinize gelin! Sağcıdan, AK PARTİ'liden adam alarak, Ülkücülerden vekil alarak CHP büyümez.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Topbaş'ı niye aldınız?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Gazi Mustafa Kemal'in partisiyle bu partinin hiçbir alakası yok; kalmadı arkadaşlar, kalmadı; keşke olsa. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Topbaş'ı niye aldınız, Gökçek'i niye aldınız?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bak, biz rahatız. Çok rahatız. Niye rahatız biliyor musunuz? Yıl 2011, CHP'nin ilk seçimi Kılıçdaroğlu'yla beraber, CHP'nin oy oranı yüzde 26. Bir sonraki seçime geçiyoruz, yıl 2015, yüzde 25. Bir seçime daha geçiyoruz, yıl 2018, yüzde 22. Bağırın kardeşim, bağırın; biz rahatız, siz bağırmaya devam edin! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek yanlış bir iş.

Bir diğer mesele, saray meselesi. Geldiniz, bütçenin başından bitimine kadar "saray, saray, saray..." Ya, saray kadar taş düşecek başınıza ya. Arkadaşlar, saray eskidi, yenisini yapacağız, saray küçük geliyor, daha büyüğünü yapacağız belki, hâlâ aynı şeyi söylüyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Siz "saray" diyorsunuz, biz "Meclis" diyoruz. Daha ne?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan, ek süre veriyorum.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, Sayın Başkan, "saray" diye ifade ettiğiniz, bizim başımızın tacı. Gazi Mustafa Kemal Dolmabahçe Sarayı'nda kaldı, yanlış mı yaptı? Çankaya'da kaldı, yanlış mı yaptı?

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Önce Meclis...

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bu binalar devletin binaları, o gider, bu gelir; Erdoğan gider, sen gelirsin; zor gelirsin de, sen gelirsin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Önce halk, halk.

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden diyorum ki: Binalarla kavgayı bırakın. Her valinin, her bakanın, her genel başkanın makamı var, olacak. Cumhurbaşkanının makamı da Türkiye'nin büyümesine bağlı olarak, ihtiyaçlara bağlı olarak daha farklı bir yere yapıldı. Sayın Erdoğan yarın bırakır, başka bir cumhurbaşkanı gelir, orayı kullanır.

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Ayıp ya! Ayıp ya!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, bu sene bütçe yüzde 45 büyüdü ama Başbakanlık kapatıldığı için, kurumlar oraya bağlandığı için büyüdü.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Atatürk millet açken saray yapmadı.

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden diyorum ki "saray" gibi komik yaklaşımlarla bize gelmeyin. Biz Erdoğan'ı saraydan değil, Kasımpaşa'dan biliriz. Biz Erdoğan'ı Belediye Başkanı olduğu zaman -ben şahidim- "Florya'da tesis var, git." dediklerinde Üsküdar'ı bırakmamasından biliriz. Başbakan olduğunda "Konut var, git." dediklerinde Subayevleri'ni bırakmamasından biliriz.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Keşke hep öyle kalsaydı.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Erdoğan'ın sarayı bu milletin evi arkadaşlar, o yüzden bu tarz muhalefeti bırakın artık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Sayın Başkan, millet açken Atatürk saray yapmadı.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Haram, haram.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu kadar bağırmanızı gerektirecek hiçbir şey söylemedim. Sözünü tartmayan cevaptan incinir, bence sakin ol.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Atatürk "Köylü milletin efendisidir." dedi, siz köylüyü batırdınız be.

ATİLA SERTEL (İzmir) - İşçinin hakkını yiyor, emekçinin hakkını yiyor. Türkiye'yi yiyor, Türkiye'yi.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız değerli arkadaşlar, bir diğer mesele -vaktim bitiyor- AK PARTİ Grubu sizin gibi muhalefet yapmıyor, dönüp dolaşıp "sarayın ampulü" demiyor. Biz, bu ülkenin değil, bu dünyanın tüm derdini ciğerimizde bilen insanlarız. Kıyıya vuran veya bombalanmış bir binanın enkazından çıkan çocuklar bizim çocuklarımız. Amansızca, acımasızca hedef alınan hastanedeki çocuklar bizim çocuklarımız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Onda sorumluluğunuz var.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Sizin yüzünüzden...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sayın Başkan, 3600 ek gösterge sözü verdiniz, nerede? EYT nerede?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, bir dakika verin.

BAŞKAN - Bitirin Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Cuntacı, bölücü teröristlerin şehit ettiği gencecik insanlar bizim insanlarımız, bizim yüreğimiz sızlıyor...

REMZİYE TOSUN (Diyarbakır) - Emin misiniz? Hiç içiniz sızlamıyor.

BÜLENT TURAN (Devamla) - ...ve diyoruz ki: Biz kınamaktan başka bir yol bulalım. Bizim bir ruhumuz var, felsefemiz var AK PARTİ olarak. Bu sıkıntılara, bu zulümlere, bu yanlışlıklara "one minute" diyen bir adamla beraber yürüyelim istiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEKER (İstanbul) - 3600 ek gösterge ne oldu?

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden, ampulle, sarayla değil, daha üst değerlerle bu işi yapalım istiyoruz. Siyaset bizim için bir dert meselesi, bir sevda meselesi. O sevdanın karşılığı bugün AK PARTİ. O yüzden diyoruz ki beraber daha iyi iletişim kurmamız lazım. Kendinizi güncelleyin, "ampul"den, "saray"dan, "tek adam" gibi iftiradan öte şeyler söyleyin.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Sözler de bizimdir.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bizim bir derdimiz var bin dermana değişmeyiz diyoruz, daha üst yerlerden bahsediyoruz. Bu millet, seçim oldu, bize oy verdi; ekonomik kriz oldu, sabretti; 15 Temmuz oldu, can verdi. Bizim bu millete can borcumuz var, vefa borcumuz var diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.