GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:18.12.2018

MHP GRUBU ADINA BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu İhale Kurumu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bütçe, Türkiye Büyük Millet Meclisinin önümüzdeki bir yıllık sürede kamuya kaynak aktarma ve bu kaynakları dağıtma yetkisi verdiği bütçe aynı zamanda uygulanan ekonomik ve mali politikalar ile sosyal politikaların önemli bir aracıdır. Son dönemlerde bölgemizde yaşanan gelişmeler Türkiye'nin egemenlik haklarını tehdit eden boyutlara varmış, Türkiye'ye karşı açılan ekonomik savaş, ülkemizin maruz kaldığı iç ve dış saldırılar ekonomide olumsuz etkilere yol açmış, ülkemizi önemli ölçüde mali külfete sokmuştur.

2018 yılı Türkiye ekonomisi kapitalist, emperyalist komploya kurban edilmek istenmiş, âdeta Türk lirasını eritip devletimizin saygınlığını, milletimizin kazanımlarını mahvetmek amaçlanmıştır. Ülkemiz kur üzerinden kurcalanmış, döviz üzerinden karıştırılmak istenmiştir. Ne yazık ki bu saldırıların hedefinde aslında ve esasen Türk milleti yer almaktadır. Ekonominin birikmiş sorunlarına ek olarak tüm bu yaşananların neticesinde istikrarsızlık ve güven kaybı yatırımcıyı caydırmış, işsizlik oranı yükselmiş, ekonomi tıkanmıştır. Piyasalarda sorun devam etmekte olup ciddi boyutlarda tahsilat sorunu yaşanmakta, nakit sıkışıklığı görülmektedir. Ülke olarak ekonomide yeni ufuklara, yeni yollara ve millî çarelere ihtiyacımız vardır.

Türkiye ekonomisinin düzlüğe çıkarılması için üretim, istihdam odaklı yeni plan ve programlar acilen hayata geçirilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak sıkı para ve maliye politikasının uygulanmasını, kamuda tasarruf tedbirlerinin alınıp yaygınlaştırılmasını, bütçe disiplininden taviz verilmemesini, Merkez Bankası ve Para Politikası Kurulunun gelişmeleri anbean takip ederek zorunlu müdahalelerde gecikmemesini, Türk lirası kullanımının teşvik edilmesini, döviz cinsinden kira, otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin millî paramızla yeniden yapılandırılmasını, enflasyon ve cari açıkla çok etkili mücadele edilmesini, muhtemel iflasların önüne geçilmesini, çok kararlı ve stratejik bir ekonomik vizyonun siyasi iradeyle temellendirilmesini, üreten ekonomi modelinin çok acil hayata geçirilmesini, stokçuluğun önüne geçilmesini, ekonomik seferberlik ilan edilmesini, makro ve mikroekonomik dengeleri sağlamlaştırmak için yapısal sorunların süratle giderilmesini, küresel ittifak ve ilişki ağlarının yeni baştan değerlendirilmesini, ihracatın ithalata bağımlılığını azaltmak için yerli ve millî ürünlerin üretimine öncelik ve önem verilmesini; ekonomik eşitlik, özgürlük, adalet ve güvenlik konularında tesir düzeyi yüksek hamlelerin yapılmasını, adımların atılmasını bekliyor, tavsiye ve temenni ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, özelleştirmelerde ve diğer kamu ihalelerinde temel ölçü millî kaynaklarımızın korunmasıdır. Bu sebeple, özelleştirme süreçlerinin aynı zamanda yolsuzluklarla mücadele anlayışı içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Özelleştirme uygulamalarının başladığı 1986 yılından bugüne kadar geçen süre içerisinde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında 250 kuruluşta bulunan kamu hisseleri blok satış, halka arz ve borsa satışı yoluyla; 19 liman, 93 elektrik santrali, 178 tesis ve işletme, 18 otel, sosyal tesis, 5.400 taşınmaz ve 40 maden sahası ile araç muayene hizmetleri varlık satışı ve işletme ve imtiyaz hakkı devri yoluyla; özelleştirme programındaki kuruluşlara ait 11 gemi, 9.103 kalem makine teçhizat, demirbaş ve hizmet vasıtasıyla bu kuruluşlar adına tescilli 150 adet isim hakkı marka ve varlık satışı yoluyla özelleştirilmiştir.

1986 yılından bu yana toplam 68,7 milyar lira ABD doları tutarında özelleştirme uygulaması yapılmıştır. Türkiye'de özelleştirme uygulamalarındaki amaç, kamu kuruluşlarının sermaye piyasalarında halka arz yoluyla satılmasıyla sermayenin tabana yayılmasıdır. Ancak kamu işletmeciliğinin geldiği durum bahane edilerek bu kuruluşların ne olursa olsun elden çıkarılması gerektiği anlayışı hâkim olmuştur. Böyle bir anlayışa dayanan özelleştirme politikası da özelleştirmeler yoluyla kamu kaynaklarının tabana yayılmasını, rekabetçi bir piyasanın oluşmasını, üretimin ve istihdamın artırılmasını sağlamaktan uzak kalmıştır. Bize göre, özelleştirmeyle, ekonomide rekabet ortamının tesis edilmesi, kamu maliyesi üzerindeki yükünün hafifletilerek kaynakların etkin kullanılması, üretim ve istihdam artışı sağlanması, teknoloji transferi ve ihracat kapasitesinin geliştirilmesi amaçlanmalıdır. Devlet tekellerinin yerini özel sektör tekellerinin alması önlenmeli, uygulamada şeffaflık ilkesi tam anlamıyla hâkim kılınarak kamu vicdanını rahatsız eden hiçbir girişime izin verilmemelidir.

Ülkemizde her kesimin sorunları bulunmaktadır; öğrencilerin yurt sorunu, kredi sorunu, burs sorunu. Bu yurt sorunu üniversiteler açılmadan önce mutlaka çözülmelidir. Her yıl üniversiteler açıldıktan sonra Kredi Yurtların öğrenci yerleştirmeleri yapılmakta ve birçok aile gittiği yerlerde mağdur olmaktadır.

Ücretli öğretmenliğe son verilmeli, mutlaka açığın tamamı kadrolu öğretmenlerle doldurulmalıdır.

OGS, HGS, köprü yasak geçiş cezalarının tamamı iptal edilmeli; köprü ve otoban ücretleri makul bir seviyeye çekilmelidir.

Bir kamyoncu çocuğu olarak, evine ekmek parası götürmek için çabalayan kamyoncu esnafına mutlaka ucuz mazot verilmelidir.

Ulu Önder Atatürk'ün "milletin efendileri" dediği köylülere ucuz mazot, ucuz tohum ve ucuz gübre verilmelidir. Teşvikler mutlaka üretene göre verilmeli, devletin kaynakları doğru yere aktarılmalıdır. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız geleneksel Anadolu kültürüne göre desteklenmeli, ülkenin temel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Sadece büyük şirketlere verilen teşviklerle tarımın ve hayvancılığın ayakta kalması mümkün değildir. Hazineye ait tarım arazilerinin tamamı çiftçilerin kullanımına, Milliyetçi Hareket Partisinin seçim vaadinde olduğu gibi ücretsiz olarak devredilmelidir.

İmar barışıyla bir prefabrik koyan vatandaşa sadece internet üzerinden yapılan bir müracaatla devletin arazileri peşkeş çekilmemelidir.

Hal Yasası tekrar gözden geçirilmeli, çiftçinin destekleyicisi konumundaki komisyoncular devre dışı bırakılmamalıdır. Köylerde ürün yetiştirenin, ürünlerini Ankara'da, İstanbul'da, Almanya'da, Rusya'da pazarlaması mümkün değildir. Maliyeti artıran en önemli faktör akaryakıt ve enerji maliyetleridir. Komisyon ücretlerinde iyileştirme beklenebilir ama asıl iyileştirme yapılması gereken durum akaryakıt ve vergilerdir.

Ülkemizin çok açık hedef alındığı, siyaset ve ekonomik oyunların vahşileştiği, Türkiye ekonomisinin kapitalist emperyalist komploya kurban edilmek istendiği bu dönemde gelecek nesillere umut vermek için, sırtlanların ve çakalların dolaştığı coğrafyada hür ve bağımsız yaşamak için, dünyada bize umut bağlayanlara, "'Osmanlı'nın artığısınız' dediklerinde kahroluyorum." diyen Kerküklü nineye, "Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?" diye haykıran Şamlı dedeye, "Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam." diyen Bosnalı teyzeye, "2 patik ördüm, köyüme gelen Türk askerine vereceğim." diyen Ahıskalı geline, ordumuza katılmak için ceketini satan Pakistanlı gence, şehadet parmağını İsrailli askerlere uzatarak "Bir gün gelecekler!" diye bağıran Gazzeli çocuğa, Baykal'a, Hazar'a, Tuna'ya, Fırat'a ve Nil'e, Türkmen Dağı'na, Apşeron'a, Elbruz'a ve Erciyes'e, Ahlat'a, Urumçi'ye, Fergana'ya ve Tebriz'e, velhasılıkelam yürek bohçasında bize dair ağıt ve umut taşıyan her yere umut olmak için bu bütçeye "evet" oyu veriyoruz.

Boyunlarında efendilerinin tasması bulunan kansız, vatansız, hain terör örgütü PKK'nın kökünün kurutulması, kandan nemalanan, şiddetten faydalanan son teröristin gömülüp son kanlı silahın imha edilmesi için mücadeleden dönmeyeceğimizi, devletten maaş alıp milletin kürsüsünden bebek katiline "sayın" diyenlere, Kandil'e selam çakanlara, milletin Meclisinden hainlere göz kırpanlara, terörü meşrulaştırmak isteyenlere bir bozkurt gibi karşısında durup fırsat vermeyeceğimizi belirtiyor; bu duygu ve düşüncelerle bütçenin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)