GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konya Milletvekili Abdüllatif Şener'in 10 sıra sayılı 2019 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 11 sıra sayılı 2017 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın yedinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:35
Tarih:17.12.2018

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

13 CHP'li milletvekili arkadaşımız konuşma yaptı yetmiş dakika içerisinde gruplar adına. Tabii ki belki, teker teker bakıldığında, birçoğunun konuşmalarına cevap verme görevimiz var ancak hepsini tolere edebiliriz, hepsini her gün söyleyebiliyorlar, hepsiyle ilgili demokratik terbiyemiz gereği sessiz kalabiliriz ancak bir konuşma oldu ki hepimizi derinden etkiledi, rahatsız etti, onunla ilgili cevap vermek istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakınız, Konya'da sokağa çıkamayan, sokakta yuhalanan birine cevap vermeye mecbur kalmaktan utanıyorum öncelikle. "İslam tarihinin en kanlı dönemi" dediği için Sayın Şener utanmalı Sayın Başkan. Siyasi ihtiraslarınızla kör olduğunuz için utanmalısınız Sayın Şener. AK PARTİ'ye -güya- muhalefet edeceğim diye İslam tarihi ile kan ve benzeri ithamları beraber kullanmak zorunda kaldığınız için utanmalısınız Sayın Şener. Herkes zatıalinizin yolunu -tabiri caizse- karın ağrınızı iyi biliyor. Bunları geç, esas maksadın ne, bunu bize ifade et.

Sayın Başkan, o konuşmada "Sayın Erdoğan BOP Eş Genel Başkanıydı." dedi Sayın Şener.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kendi ifadesi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, o tarihte Sayın Erdoğan BOP Başkanıysa, Sayın Şener de BOP Başkan Yardımcısıydı. Sayın Başkan "BOP" diye ifade edilen yaklaşım tarzı Birleşmiş Milletler nezdinde kültürel beraberliği sağlayan, bir sempozyum birliği olan, bir kültürel faaliyet olan çalışmaydı, kaldı ki hayata geçemedi.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Öyle değildi, öyle değildi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, devamında, yine aynı Şener "2005 yılında Yahudi Cesaret Ödülü'nü aldı Sayın Erdoğan." dedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - O da yalan, iftira(!)

BAŞKAN - Buyurun, lütfen.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, 2005'te, yine o tarihte, Sayın Şener o Hükûmetin Başbakan Yardımcısıydı, Maliye Bakanıydı. O cesaret ödülü Sayın Erdoğan'a değil, Türkiye'yi temsilen verilen, İkinci Dünya Savaşı'nda -Yahudilere- Türk diplomatlarının üstün başarısından dolayı verilen bir hediyeydi, ödüldü.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bu doğru, bu ikinci dediği doğru.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakın, Sayın Başkan, siyasi körlük başka bir şey, muhalefet başka bir şey. AK PARTİ kapatılacaktı, Sayın Şener de Cumhurbaşkanı adayı olacaktı ama bu plan tutmayınca, bu plan milletin irfanıyla, izanıyla, anlayışıyla bozulunca bir baktık ki Sayın Şener bir anda "Her Mülkiyeli biraz komünisttir." diyerek komünist oldu. Ardından, Cumhurbaşkanı seçimleri geldi, Türkiye'de başörtüsü konusu gündemdi, Sayın Şener çıktı "Ben eşimin başını örtmesini hiç istemedim." dedi. Onun ardından, parti kurdu, binde bilmem kaç aldı, dilini marjinalize etti, Halk TV'ye çıktı, her türlü yanlışı yaptı ama bir türlü olmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Halk TV'ye çıkmak yanlış mı yani?

BAŞKAN - Bağlayın lütfen Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, bir çift lafım da Sayın Şener'i olmayacak ithamlarının ardından deli gibi alkışlayan bazı CHP'lilere olacak.

Bakınız, kendi planı bu partide tutmayınca istifa edip en zıt partiye geçen kişinin yarın ilk fırsatta CHP'yi de satmayacağından ve aynı ithamların benzerini CHP'li yöneticilere de söylemeyeceğinden kimse emin olamaz. O yüzden, diyorum ki: Makamlar gelir geçer, adamlık, karakter kalıcıdır. Hiçbir şekilde... (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Her birimizin partisi bir gün büyür, bir gün küçülür, iktidara geliriz, muhalefete gideriz ama öldükten sonra evlatlarımıza tatlı bir siyasi hatıra bırakmak en büyük onurumuzdur. Ben bu konuşmanın Sayın Şener'e hiç yakışmadığını ve kendisinde az bir hatıra varsa tamamen yazık ettiğini ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, bir diğer mesele de hemen hemen tüm CHP'li arkadaşların bence bütçeyi hiç okumadan, sadece dört beş kelimeyle eleştiri yapmış olması. "Saray bütçesi" "rant bütçesi" "Sarayınız batsın." "zalim iktidar" tarzı laflar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son bir kez bir dakika daha tanıyorum Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu tarz ithamlar, iddialar bütçeyle ilgili havada uçuştu.

Bakın Sayın Başkan, bu bütçe baştan aşağı milletin bütçesi. Bu bütçede en büyük pay eğitimin, sağlığın, sosyal hizmetlerin, bu tarz işlerin. Eğer dedikleri gibi bu bütçe zalim bütçesi, saray bütçesi olsaydı bu millet on yedi yıl aynı partiye bütçe yapma hakkı vermezdi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hitler'e de verdi.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu bütçe eğitimi büyüten, sağlığı büyüten, yatırımı büyüten, AR-GE'yi, sanayiyi, her alanda bu ülkenin ürettiklerini büyüten ciddi anlamda çalışılmış bir bütçe. Eksiğimiz vardır, baş tacı ama beş kelimeyle, aynı muhalefet ifadeleriyle, aynı dille iş yapmak, ifade etmek doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum Sayın Başkan.

AK PARTİ'ye sürekli yolsuzluk ithamında bulunmak, aynı evrakları göstermek artık baydı tabiri caizse.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Son bir dakika daha istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - O zaman bağlıyorsunuz Sayın Turan.

Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - 2 milyon liralık telefon faturasını görmeyenlerin, Şişli'yi, Ataşehir'i, rezidansları görmeyenlerin tutup tutup aynı belgelerle, sahte fotoğraflarla, FETÖ'nün verdiği evraklarla iddiada bulunmalarını hiç doğru bulmuyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - 17-25 Aralığı görmeyenlerin...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ankara'yı görmeyenlerin, parsel parsel sattıklarını görmeyenlerin Sayın Turan. Parsel parsel sattınız.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Dinle bir, dinle!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sizin "saray" dediğiniz bizim başımızın tacı, sizin "saray" dediğiniz bu milletin evi, bu milletin Başkanının evi.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Cengizleri görmeyenlerin, kutuları görmeyenlerin, çikolata kutularını görmeyenlerin, elbise torbasını görmeyenlerin Sayın Turan.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Dinlesene ya, dinle!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Biz Sayın Erdoğan'ı Subayevleri'nden biliriz, biz Sayın Erdoğan'ı Kasımpaşa'dan biliriz, saray değil, milletin bağrında, böğründe yer edinen bir adam biliriz Sayın Başkan.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Rıza Sarraf'ı görmeyenlerin...

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Turan.