| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 16.12.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İYİ PARTİ adına Devlet Personel Başkanlığı ve Mesleki Yeterlilik Kurumuyla ilgili söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Devlet Personel Başkanlığının bir yıl içerisinde ortadan kaldırılması planlanıyor. Sayın Bakanım da burada. Bu, son derece yanlış bir karar. Devlet Personel gibi personel işlerinde ciddi bir bilgi birikimi olan bir Başkanlığın, yine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde bu tecrübeyle işine devam etmesi dururken bu kurumun lağvedilmesi anlamına gelen bu uygulama son derece yanlış. Çünkü Devlet Personel Başkanlığı gerçekten bu konuda çok tecrübelidir ve kurumlar arasında da birtakım konularda, personel rejimiyle ilgili, personel haklarıyla ilgili koordinasyon yapan bir kurumdur. Dolayısıyla bunun muhafaza edilmesi, devletin sisteminin sağlıklı yürümesi açısından son derece önemli bir durum olacaktır.
Değerli milletvekilleri, çalışma hayatı iktidarınız döneminde âdeta hercümerç edildi yani 2002 yılından bu yana çalışma hayatında uyguladığınız yeni istihdam türleri kamu sistemini yerle yeksan etti, kamu çalışanlarını gerçekten mutsuz kıldı. Bakın, 4/B, 5393 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesine göre çalışan belediye çalışanları, idari hizmet sözleşmesi adı altında çalışanlar, vekil ebe, vekil hemşire, vekil imam sizin döneminizde icat edilmiş çalışma biçimleridir maalesef; artık buna bir son vermek lazım.
Aslında Sayın Bakana soru önergesiyle de bu konularda ne düşündüğünü sorduk ama hâlâ bir cevap gelmedi. Sayın Bakanımız, inşallah, bu ilgili bölümü, bu cevapları vermekte geciken bölümü uyarır ve bu konuda Çalışma Bakanlığının ne düşündüğünü, nasıl bir planlama yaptığını en azından bilmek durumunda oluruz, ona göre değerlendirmeler yaparız.
Değerli arkadaşlarım, bu 4/B sistemi -aslında hepsine 4/B diyebiliriz- kabul edilebilecek bir sistem değildir. Gerçekten bir hukuk devletine yakışır bir sistem değildir çünkü aynı şeyi yapan insanların farklı hukuki normlara tabi tutulması, özlük hakları bakımından farklı farklı haklara sahip kılınması gerçekten kamuda hem verimliliği azaltmakta hem de huzuru, çalışma barışını ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla bu sistemin, tamamının kadrolu olacak şekilde yeniden düzenlenmesi önemlidir.
Şimdi, tabii, Çalışma Bakanlığı Sendikalar Kanunu'yla ilgili çalışmalar da yapıyor. Sendikalaşmayla ilgili de ciddi problemlerimiz var. Mesela, işçi sendikalaşması son derece zayıf. Düşünün, 13 milyonun üzerinde işçi var ülkemizde, sendikalaşma oranı 11.95. Aslında kayıt dışı çalışanları dâhil ettiğimizde bu oran 10,3'e düşüyor, korkunç bir rakam. Yani 13 milyon 581 bin resmî çalışan içerisinde 1 milyon 623 bin çalışan var, bunlar sendikalı; bunun dışında kalanlar hâlâ sendikalaşmanın dışında. Düşünebiliyor musunuz -gelişmiş dünyadan- ILO Sözleşmesi'ni imzalamış olan -sendikal haklar konusunda- bir ülkenin işçi sendikalaşmasının oranı 10,3.
Memur sendikacılığı bakımından her ne kadar iktidarınız zaman zaman övünse de ciddi bir mesafe aldığımız düşünülemez. Mesela, geçen, Kamu Personeli Danışma Kurulu yapıldı. Yılda 2 kez yapılır. Bağlayıcı bir kurul değil, öyle dostlar alışverişte görsün misali yılda 2 kez toplanır, çay içilir, pasta yenir. Orada karar da alınmaz, alınan kararlar varsa onlara da uyulmaz. Geçmişte alınan kararlar var burada; mesela disiplin affı var. 2005 yılında bir disiplin affı çıkarılmıştı, o günden bugüne geçen on üç yıl içerisinde bir disiplin affı çıkarılmadı mesela. Neden bu uygulanmaz, bunu anlamak mümkün değil. Bu uygulanmadı.
Üniversiteli işçiler diyoruz. Bunlar aslında memur işi yapıyor ama işçi pozisyonunda çalışıyor, üniversite derecesi var, diyor ki: "Ben, bitirdiğim üniversite derecesine uygun bir istihdam modeli istiyorum -yani memur olmak istiyor- imza yetkisine sahip olmak istiyorum, görevde yükselme hakkına sahip olmak istiyorum." Bu, karar altına alınmasına rağmen yani bir toplu sözleşme hükmü olmasına rağmen -ki toplu sözleşme hükmünü uygulamak Anayasa gereğidir- bugüne kadar yerine getirilmedi.
İzinlerin iş günü esasına göre kullanılması hâlâ düzenlenmedi, bu KPDK kararıdır. Yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmesi, bu da KPDK kararıdır; kulakları çınlasın, taa, Sayın Faruk Çelik döneminde alınan bir karardır, hâlâ hayata geçmedi.
Değerli milletvekilleri, emeklilikte yaşa takılanlar konusunda Sayın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımızdan bir söz duymadım, bir açıklama duymadım. Aslında, kamuoyuna en doğru bilgileri vermesi gereken bakanlık Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıdır ama bu konuda yeterli bilgilerle teçhiz edilmedik. Mesela, böyle bir kanun çıktığında, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili, ilk etapta -bir yılda, iki yılda, üç yılda- kaç kişi bundan etkilenecek? Bunun kamu maliyesine yükü nedir? Bunları net olarak bilmemiz gerekir. Zannederim, bazı milletvekili arkadaşlarımız bu sayıları da sordu ama Çalışma Bakanlığından bugüne kadar emeklilikte yaşa takılanlar konusunda bilgilendirici, aydınlatıcı bir cevabı alamadık.
Tabii, bu emeklilikte yaşa takılanlardan daha ne kadar kaçabileceğinizi doğrusu merak ediyorum. AK PARTİ'nin de bu konuda ne yapacağını merak ediyorum. Yani geçen yıl Anayasa Mahkemesi bir karar vermiş, aslında, emeklilikte yaşa takılanların haklı olduğunu ifade ediyor bu karar ama diyor ki "Mecliste bir düzenleme yapılması gerekir." Haksız olsaydı, efendim "Böyle bir hakkınız yoktur." diye karar verirdi. Mecliste bir düzenleme yapılması gerektiğine Anayasa Mahkemesi karar vermiş ve binlerce insan bizden böyle bir kanun çıkarmamızı bekliyor ama sallıyorsunuz. Bu, gördüğüm kadarıyla emeklilikte yaşa takılanlar da 31 Mart seçimlerinde sizi sallayacak gibi görünüyor. Ne kadar sallar, hep beraber göreceğiz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 100 bin tıbbi sekreter var -bu not olarak bana iletilmiş- bunların yerine, sertifika alan 300 kişinin atandığı bilgileri geliyor. Yani elimizde dört yılık fakülte mezunu olan 100 bin tıbbi sekreter var ama bunların, diplomaları esas alınarak öncelikli olarak atanması gerekirken sertifika alanların aynı öncelikle atandığı bilgileri geliyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Elbette, sertifikası olanlar da atansın ama öncelik diplomaya olmalıdır bu ülkede, her alanda. Bunu yapmak zorundayız. Bunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.
4/C'den 4/B'ye geçenlerin emeklilik hakkı. Burada çok sıklıkla konuşuyoruz. Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili konuşurken şöyle bir savunma yapıyorsunuz: "Efendim, erken yaşta emeklilik bu." Erken yaşta emekliliğe karşı mısınız? Karşısınız. O hâlde, şunu cevaplamanız lazım: 4/C'den 4/B'ye geçen bazı sözleşmelilerin emekli maaşı almaya hak kazandığı andan itibaren sözleşmeleri yenilenmiyor, kadrolular 65 yaşına kadar isteğe bağlı çalışırken bunlara diyorlar ki: "Hayır, efendim, siz emekli olacaksınız." 48 yaşında olabilir, 50 yaşında olabilir. Efendim, hani erken yaşta emekliliğe karşıydık? Defalarca dile getirdik, geçmiş dönemlerde Çalışma Bakanlarına bunları anlattık ama hâlâ bu sözleşmelilerin sözleşme metninde bu madde duruyor. Hem "Erken yaşta emekliliğe karşıyız." diyeceksiniz hem de bu sözleşmelilerin sözleşmesini "Emekli maaşı almaya hak kazandınız." diye feshedeceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Bu ciddi bir mantık hatasıdır, ciddi bir mantık hatasıdır. Dolayısıyla eğer erken yaşta emekliliğe gerçekten karşıysanız bu sözleşmeli personelin de 65 yaşına kadar -isteğe bağlı olarak tabii- çalışmalarına izin vermek durumundasınız.
Belediyelerle ilgili taşeron konusu var. Taşeronlara kadro verdiğinizi ifade ediyorsunuz ama belediyede çalışanlar hiç öyle düşünmüyor. Yani "Biz, bir şirketten başka bir şirkete geçtik." diyorlar ve kadro istiyorlar. Dolayısıyla bunlara istedikleri -söz verdiğiniz üzere- kadroyu vermek durumundasınız.
Yardımcı hizmetler sınıfının memur kadrolarına alınmasıyla ilgili talebi burada benden önce konuşan arkadaşlarımız da ifade etti.
İnşallah... Başka şeyler de söyleyebiliriz ama zamanımız kalmadığı için ben teşekkür ediyor; tekrar bütçenin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)