| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 15.12.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. İYİ PARTİ adına Millî Eğitim Bakanlığı bütçesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Evet, aslında süremizin de uzatılması lazım Sayın Başkanım, bizim insicamımızı, sıramız geldiğinde, o tartışma bozdu, dolayısıyla Meclisteki insicamı da bozdu. Millî eğitim gibi önemli bir konuyu görüşüyoruz, milletin gelecek davasından bahsediyoruz; millî eğitimi böyle görmemiz lazım. "Devlet-i ebet müddet" sözünün yerine gelmesi için millî eğitimde başarı sağlamaktan başka bir yolumuz yok. Hani "beka davası" diyoruz ya işte o beka davasının temel hareket noktası Türk millî eğitiminde başarıyı sağlamak.
Sayın Bakanımız burada, Sayın Bakan yeni geldi, çok değil Bakanlığa atanmasından bu tarafa geçen zaman ama tabii Millî Eğitim Bakanlığında yanlış işler yapıldı; Sayın Bakandan cesur kararlar almasını bekliyoruz öncelikle yani Millî Eğitim Bakanlığında gerçekten cesur kararlar alınması lazım. "Şu ne der?" "Bu ne der?" mantığını bir yana bırakarak "Öğretmenlerimizi nasıl sahipleniriz?" "Öğrencilerimizden arzu ettiğimiz faydayı ülke geleceği adına nasıl sağlarız?" bunun temel adımlarını cesur kararlarla atmamız lazım. Peki, nasıl yapacağız bunu? Rakamlara girmeyeceğim, Millî Eğitim bütçesi geçen sene 92 milyardı, bu yıl 113 milyara çıktı, oransal olarak bir artış yok aslında; rakamsal olarak bir artış var ama oransal olarak 12,13'ten 11,84'e düştü ama daha önemli şeyler var. Bir kere, Millî Eğitim Bakanlığında kuralla çalışacağız yani bir Millî Eğitim Bakanı değiştiğinde sistem değişmeyecek, neler olacağını hepimiz bileceğiz. Örnekler vereceğim, mesela 2011'de kaldırdığınız sözleşmeli öğretmenlik sistemini 2015-2016'da yeniden getirmeyeceksiniz. Böyle el yordamıyla, karanlıkta yürüyen, görme engelli bir insanın yaklaşımıyla Türk millî eğitiminin meselelerini çözemeyiz. Dolayısıyla sağlam koyacağız kuralları ve biz riayet edeceğiz. Sözleşmelilik sistemi, şu anda Millî Eğitim Bakanlığının yumuşak karnıdır, aslında Hükûmetin de yumuşak karnıdır, sadece Millî Eğitim Bakanlığında sözleşmeli statü yok. Bu sözleşmelilik sistemi olduğu sürece, millî eğitim bakanlarını da Türk millî eğitimini de sürekli tartışmak zorunda kalacağız çünkü sözleşmelilik sistemi açık insan hakkı ihlalidir, hukuk ihlalidir ve hukuk devleti ilkesiyle asla bağdaşmaz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Onun için, bu sistemi kökten kaldıracağız, bunu kaldıramayan bir millî eğitim bakanı, ne kadar doğru işler yaparsa yapsın, sürekli tartışılan bir bakan olacaktır.
Neyi sağlayacağız? Huzuru sağlayacağız. "Kurallı" derken, "kurallı bir yönetim" derken huzuru sağlayacağız. Huzuru nasıl sağlayacağız? Şöyle sağlayacağız: Bir öğretmen atandı. Atıyorum Hakkâri'ye atandı öğretmen olarak. Atandığında, Hakkâri'de kaç yıl çalışacağını bilecek. Atıyorum, dört yıl. Dört yıl bittikten sonra tayin isteğinin gerçekleşeceğini bilecek ama Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya, diğer mahrumiyet bölgelerine atadığımız öğretmenlerimiz, üç yıllığına, dört yıllığına atadığımız öğretmenlerimiz on üç yıl, on beş yıl orada, âdeta çakılı kadroda çalışırsa, siz bunu öğretmene anlatamazsınız, izah edemezsiniz. Dolayısıyla, kural koyacağız. Beş yıllığına mı gönderdik; beş yıl çalışacak orada kardeşim, altıncı yıl tayin isteği gerçekleşecek. Bunu yapamayan bir millî eğitim ileri yürüyemez.
Mesela il içi özür tayinleri. Çok teferruat gibi gelebilir size ama bunlar öğretmenleri çok yakından ilgilendiriyor. Mesela Kaş ilçesini ele alın, eşin biri Kaş ilçesinde, bir tanesi Gazipaşa'da. Arada 240 kilometre var. Aynı ilde çalışıyorlar güya. 240 kilometre. Çalışabilir ama eşinden kaç yıl ayrı Kaş'ta çalışacağını ya da Gazipaşa'da çalışacağını o öğretmen bilecek ve huzurla çalışacak ama üç yıl, beş yıl, on yıl, bu süre bilinmediği takdirde, öğretmenlerimizden arzu ettiğiniz verimi elde edebilmemiz mümkün değil.
Yönetici atama sistemi kaç kere değişti, biliyor musunuz? Defalarca değişti. On altı yıllık iktidarınızda defalarca değiştirdiniz. En son yaptığınız faciaydı. 2014 yılında yönetici atama sistemini öyle bir değiştirdiniz ki 15-16 bin okul müdürü bir gecede görevlerinden oldu. Yani darbelerden konuşuyoruz, 12 Eylül darbesinde bile görmedik böyle bir şeyi biz. Yani o askerî darbelerde bile görmedik ama maalesef sizin iktidarınızda gördük yani devlete, millete yıllarca hizmet vermiş okul müdürlerimizi bir gecede bir kanunla görevlerinden alaşağı ettiniz ve aldıkları mahkeme kararlarını uygulamadınız. Ölenler var, rahmete erenler var; onlarla nasıl helalleşirsiniz bilmiyorum. Binlerce de okul müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı var. İnsan Kaynakları Genel Müdürümüz de buradaydı, o bilir. Dolayısıyla bunları kurallı hâle getirmemiz lazım. Bunu Sayın Millî Eğitim Bakanını eleştirmek adına söylemiyorum çünkü onun dahli yok, Ziya Selçuk'un bunda dahli yok. Umarım Sayın Bakan yapılan bu hatalardan ders alarak bir sağlam yönetici atama sistemi ortaya koyar.
Değerli milletvekilleri, atalar çok güzel sözler söylemiş. Mesela bir tanesi: At yiğide göre kişner. Yani biz eğitim liderlerini bulacağız. Okul müdürü eğitim lideridir; il, ilçe millî eğitim müdürü, şube müdürü, il millî eğitim müdür yardımcısı eğitim lideridir; okul müdür yardımcısı, müdür başyardımcısı eğitim lideridir. Dolayısıyla, bu insanları en liyakatli, en başarılı, en donanımlı öğretmenler arasından seçecek bir sistemi kurgulamadığınız sürece eğitimde başarılı olamazsınız.
Sayın Cumhurbaşkanı çok sıklıkla söyler "Eğitimde istediğimiz başarıyı elde edemedik." diye. Sebebi budur. Neden? İlk düğme yanlış iliklenmiştir. O ilk düğme, yönetici atama sisteminin bugüne kadar kurgulanamamış olmasıdır. İnşallah bu problemleri zaman içerisinde çözeceğiz.
Öğretmen ataması konusu: Sayın Bakanım şubatta 20 bin atama yapacak ama bu 20 bin yetmez. Sözleşmeli öğretmenlik sistemini getirdiniz, zaten sözleşmeli atayacaksınız bunları ama 20 bin yetmez. Şubatta 40 bin öğretmen atama talebi çok güçlü bir talep -zaten 117 bin norm açığımız var- son derece tabii bir taleptir. Ama bu talebi yerine getirmek varken ücretli öğretmenlik sistemini desteklemek anlamına gelecek... 100 Günlük Program içerisinde var Sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı, "Ücretli derse girenlerin ücreti artacak." diyor. Böyle bir şey olur mu ya? Ücretli öğretmenliği sistematik hâle getirmek, eğitim pedagojisiyle ve yıllardır mücadelesini verdiğimiz "Ücretli öğretmenlik sistemi kaldırılsın." iddiamızla taban tabana çelişir bir durum arz eder.
Onun için, Sayın Bakanım, bu yanlıştır, bunun yanlış olduğunu siz de biliyorsunuz. Ücretli öğretmenliği asıl atama şekline getiren ücretli öğretmenlerin ek ders ücretini yüzde 100 artırmak son derece yanlıştır, bir vebaldir. 400 bin memleket evladı atama beklerken ücretli öğretmenliği siz bir sistem hâline getiremezsiniz. Dolayısıyla bundan, bu sevdadan vazgeçmek lazım.
Ücretli öğretmenlikten sonra, bu 3600 ek gösterge meselesi, 100 Günlük Eylem Planı içerisinde var, umarım sözünüze sadık kalırsınız. Yüz gün içerisinde bunu yakından takip edeceğiz. Öğretmenlerimizin; sadece öğretmenlerimizin değil tabii, bütün memurlarımızın ek gösterge meselesini çözmemiz lazım. Çünkü sözünüz 4 hizmet koluna ilişkin. Nedir onlar? Sağlık, din görevlisi, öğretmenler ve Emniyet teşkilatıdır. 100 Günlük Eylem Planı'nızda öğretmen var ama diğer söz verdiğiniz kesimler yok. Aslında defalarca bu kürsüden ifade ettik. Bütün memurlarımız bakımından ek gösterge rakamlarının masaya yatırılması lazım, cesaretle bunu yatırabilmemiz lazım. İnşallah bunu da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -Sayın Koncuk, devam edin.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Bakanım, burada, teftiş konusu önemli. Şu anda boş oturan, yaklaşık 2 bin civarında zannederim, maarif müfettişimiz var. Bakanlık bünyesinde de 500 civarında Bakanlık müfettişimiz var. Tek sistem altında toplanması son derece doğru bir yaklaşım, onu destekliyoruz yani bakanlık müfettişliği sisteminin getirilmesi doğru ama sayı artırılmalı. 250 kadro alındığını duydum, bu yeterli değildir. En az bin kadro tahsis edilmelidir çünkü teftiş önemlidir. Ceza vermek adına değil, elbette teftiş etmek adına ve yol göstermek adına önemlidir. İnşallah Sayın Bakan bunu da başarır diyorum.
Ek derslerin gösterge rakamları Sayın Hüseyin Çelik döneminde, 2006'da artırıldı. Aradan kaç yıl geçmiş? On iki yıl geçmiş. On iki yıldır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMALİ KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha...
BAŞKAN - Bir dakika daha veriyorum Sayın Koncuk.
Buyurun.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Bu ek ders gösterge rakamlarının artık günümüzün ekonomik şartlarına uygun hâle getirilmesi lazım ve ek ders esaslarının Türkiye'nin eğitim gerçeklerine uygun olarak yeniden değerlendirilmesi lazım.
Tabii, burada şunu da söyleyeyim: Öğretmen meslek kanunu son derece önemli. Bu, kamuoyunda şeffaf olarak tartışılmalıdır. Öğretmen meslek kanununun içerisinde neler olmalıdır? Öğretmenin itibarını artırabilmek için neler yapabiliriz, hangi tedbirleri alabiliriz? Bunu eğitimin tüm paydaşlarıyla beraber değerlendirmek lazım ki sağlam bir öğretmenlik meslek kanunu ortaya koyabilelim diyorum.
Ben çok şey daha söyleyebilirim bu konuda ama zamanım dar. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, kurumlarımıza ait bu bütçenin ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyor, saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)