| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 13.12.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL BAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile Orman Genel Müdürlüğünün 2019 yılı bütçeleri hakkında İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlarım.
Evet, bugün olan Ankara'daki hızlı tren kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar dilerim.
Değerli milletvekilleri, sağlıklı kentleşmenin ve güvenli yapılaşmanın birinci derecede sorumlusu olan, iktidarlardır. On altı yıldır ülkeyi yöneten iktidar, mülkiyet yapı grubu ve yapı sınıfı gibi idari ve teknik konuları mal sahibinin beyanına bağlayan tasarıyla bilimi, tekniği ve uygulayıcı olan mühendislik, mimarlık ve şehir planlama mesleklerini inkâr ettiği gibi, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini de yok saymaktadır.
Kaçak yapılaşma bugün, eskiden olduğu gibi yoksulların tercihi değil, özellikle rant peşinde koşan yandaşların başvurdukları bir yöntemdir. Bu durumun başlıca müsebbibi ise on altı yıldır topluma, insana, çevreye saygı duymayan şehircilik ve kentleşme politikaları uygulayan, ekonomik darboğazı kent topraklarını ve doğal kaynakları pazarlayarak aşmaya çalışan, planlama ve imar mevzuatıyla getirilmiş olan düzenleyici kural ve sınırlandırmaları ekonomik gelişmenin önünde engel olarak gören AKP iktidarıdır.
Evet, imar barışını genel seçim öncesi oy devşirmek ve boşalan kasaları doldurmak için alelacele çıkardınız ve ilan ettiniz. Bu konuda sıkıntı duyan vatandaşlarımız konudan çok memnun oldu ama uygulamaya başlayınca şikâyetler ayyuka çıktı. Başvuracaklar için veya başvurmuş olanlar için, brüt metrekare veya kat hesabı konusunda hatalı beyan verilmemesi için tapu ve kadastro müdürlüklerinin ücretsiz destek vermesi gerekirdi. Yine, maddi durumu yeterli olmayanlara taksitlendirme imkânı tanınması gerekirdi. Hâlen, başvurusunu yapmış olanların herhangi bir hatalı beyanı mevcut ise bunların da güncelleme veya ek ödemeyle telafi edilmesi gerekirdi. Köy muhitindeki çok eski binaların, değerlendirme yapılırken, ücretlerinin minimum tutulması gerekirdi. Yeni bir bina ile çok eski bir binanın aynı bedeli ödememesi gerekirdi. Hisseli olan yerlerde tapuya başvurulabilmek için her kişinin ayrı ayrı muvafakatinin ve imzasının alınması gerekmektedir. Ancak bu uygulama tapunun alınmasını imkânsız hâle getirmektedir. Bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması gerekirdi. Yapı belgesiyle beraber brüt metrekare oranları değişenlere herhangi bir toplu ödeme veya bir ödeme çıkarılmaması gerekirdi, yapılmadı. Evet, hayat şartlarının günden güne zorlaştığı bir ortamda bu konuda gerekli düzenlemeler yapılmazsa vatandaş elindekinden de olacak.
Ankara'da imar barışı beklerken dozerlerle karşılaşan Mamaklılar örneğini vermek isterim. Kendilerine gösterilen uzaktaki yerlerden ve belediyenin adamlarının evlerini 10 bine kapatmasından şikâyetçiler. Tepecik, Huzur, Dostlar Mahalleleri mağdur durumda. Çoğuna belediye "işgalci" dedi ancak buradaki vatandaşlar vergilerini ödüyorlar, binlerce lira ödeyerek imar barışı için başvursalar da aylardır cevap alamamaktan şikâyetçiler.
İktidarın hazine arazilerine bakışına gelince, "Hazineye ait taşınmaz mallara yönelik işgalleri önleyemiyoruz, bunları satarak elden çıkaralım, en doğru ve rasyonel çözüm bu." Öyle mi? Beyler, işgalleri önleyecek etkili ve caydırıcı düzenlemeler yapın ve titizlikle uygulayın. Hazine arazileri yabancılara, yandaşlara satılarak ülke ekonomisini kurtaracak kaynak değildir. Gelecek nesillerin, mirasyedi gibi, hakkına tecavüz ediyorsunuz.
Gelelim ormanlarımıza... Tarım ve Orman Bakanımız burada. Orman teşkilatı bünyesinde 2000'li yıllarda 44 fidanlık müdürlüğü, 179 orman fidanlığı vardı. İktidarınız döneminde 16 fidan müdürlüğü ve 67 fidan şefliği kapatılmıştır. Erozyonla mücadelede dünya lideri olduğumuzu söylüyorsunuz fakat kaybettiğimiz topraklardan, tarım alanlarından, mera alanlarından bahseden yok.
Son on beş yılda 4 milyar ağaç diktiğinizi söylüyorsunuz. Beş yıl önce de aynı, 4-4,5 milyar ağaç dikildiğini söylüyordu Sayın Cumhurbaşkanı. Bu fidanları nereye diktiniz? Metrekare hesabı yapıyorum, eğer siz doğruysanız memleket baştan aşağı fidan ve ormanlarla dolmuş olmalıydı. Orman Genel Müdürlüğümüzün sitesine göre değerlendirdiğimizde, Türkiye'de 22 milyon hektar orman var ve siz on beş yılda sözde 4 milyar ağaç dikerek orman varlığımızı 23 milyon hektara çıkarmışsınız. Yani kendi resmî beyanınıza göre yüzde 4 ila 5 arası bir artış sağlamış olmalısınız ama bu durumda da bir dönüme yaklaşık 80 fidan düşüyor. Acaba vatandaşlarımıza ne kadar çevreci olduğunuzu göstermek için postayla yolladığınız tohumları da mı saydınız? Milletin göremediği yazlık evlere, kış bahçelerinize bu fidanları diktiyseniz kaçırmış da olabiliriz. Bir de sormadan edemeyeceğim, siz bu fidanları nereden alıyorsunuz? Fidanları da mı ithal ediyorsunuz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İthal ediyorlar, ithal ediyorlar.
ŞENOL BAL (Devamla) - Bir o eksikti, artık fidan rantı da varsa hayırlı olsun diyorum.
Evet, ormanı seven, doğayı seven arkadaşlarım; biz sizin orman sevginizi de ecdada saygınızı da iyi biliyoruz. Siz birinci derece sit alanı olan Atatürk Orman Çiftliği'ne yasaları ve Anayasa'yı delerek, 10 bin ağacı yok ederek kaçak saray yaptınız. Siz Mustafa Kemal Atatürk'ün bizzat çalışarak mucizeyi gerçekleştirdiği ve gelecek nesillere miras bıraktığı, Ankara'nın akciğerlerini yok ettiniz. Ankara'da kaçak saray yapacak başka yer yok muydu? 10 bin ağacı keseceksin, yüz yıllık tarihi yok edeceksin, sonra saray kapısında fidan diktim diye hava atacaksın. Havanız da batsın, saraylarınız da batsın.
"Külliye" falan diye isim takarak sarayınızın kaçak olduğunun üstünü örtemezsiniz. Kaçak saray için kalktınız, Almanya'dan 280 tır ıhlamur, gürgen ve çınar ağacı aldınız. Yerli ve millî imişler(!) Sarayın koridorlarını ithal ağaçlarla süslediniz ama o ağaçlar da tutmadı, toprak kabul etmedi; birkaç kere de denediniz, milletin parasını çöpe attınız. Kaçak sarayın mobilyaları, ağaçları ve mermerleri için harcanan paranın ise 70 milyon dolar olduğu yazıldı, çizildi.
O da yetmedi, Marmaris'te Okluk Koyu'nda yazlık saray yaptırıyor muhterem, saraylara hiç doyamadı. Onun için 40 bine yakın sığla ve çam ağacının kesildiği yazıldı. Tabii, yandaş medyanın basınında bunları görmek ne mümkün. Duyumlarımıza göre siz İstanbul'daki Validebağ Korusu'na da göz dikmişsiniz millet bahçesi yapmak için.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ne güzel işte.
ŞENOL BAL (Devamla) - Evet, orayı da betonlaştırmayla, eserinizle inşallah övünürsünüz.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Övüneceğiz.
ŞENOL BAL (Devamla) - Bir ağaç kolay yetişmiyor değerli milletvekilleri, uzun yıllar gerekiyor. Nasıl kıyıyorsunuz? Mustafa Kemal Atatürk Yalova'da bir çınar ağacının dallarını kesmemek için raylar üzerinde köşkü kaydırmıştı. Burada çınar kesilebilirdi, köşk yıkılıp yapılabilirdi ama burada verilmek istenen mesaj önemliydi, anlayana tabii ki. Biz mesajı aldık, biz evlatlarımızı bir çınar ağacının dalına balta vurdurmayan liderin yolunda yetiştirdik değerli milletvekilleri.
Bu bütçenin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ama bu bütçenin yeteri kadar konuşulmadığı kanaatindeyim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bal.