| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının İlk Görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 10.12.2018 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2019 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, 2019 yılı bütçesinin Genel Kurula gelme aşamasında emeği geçen Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyelerine ve tüm emek veren bürokratlara, devlet yetkililerine, Hükûmet yetkililerine teşekkür ediyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonumuz bütçeyi derinlemesine tartıştı, inceledi ve nihayet Genel Kurula bütçe geldi. Bildiğiniz üzere, bütçe, yeni sistemin ilk bütçesi olması sebebiyle bir farklılık arz etmekte. Bu bütçe 2002 yılından itibaren AK PARTİ iktidarlarının kesintisiz olarak getirdiği 17'nci bütçeyi oluşturmakta. Bütçe hakkının esas sahibi olan millettir. Seçilmiş hükûmetler millet adına olan, milletin ortak kasası olan bütçeyi en iyi şekilde yönetmekle sorumludur. Hükûmetler vergi ve vergi dışı yollarla adil ve düzenli bir şekilde toplumun ortak gelirini oluştururlar ve ortaya koydukları yönetim planlaması doğrultusunda verimlilik ve yerindelik ilkelerine riayet ederek toplumun ortak harcamalarını yaparlar, bu sebeple bütçe işi büyük bir sorumluluktur. Milletimiz bu noktada bütçenin adil olmasını, verimli kaynak tahsisini, gelir-gider dengesini, sürdürülebilirliğini, refah üretmesini beklemektedir. Kimler bu noktalarda daha duyarlı, daha gayretli, daha adil, daha iradeli ve daha becerikliyse milletimiz ortak kasasını, yani bütçesini onlara emanet etmektedir. Bu yönüyle bütçe bir hükûmetin en somut performans ölçütüdür.
Milletimiz AK PARTİ'nin yaptığı hizmetlerden, Türkiye'nin artan uluslararası itibarından, artan hayat kalitesinden, artan refah seviyesinden memnun kaldı ve on yedi yıl boyunca hiçbir rakibine en ufak bir şans tanımayacak şekilde AK PARTİ'yi kesintisiz iktidarda tuttu. Türkiye'nin en zayıf alanlarından biri olan, ekonomik krizlerin tetikleyici unsuru olan kamu maliyesini disipline ettik ve hem bütçe açığı noktasında hem de kamu borç yükü noktasında dünyada örnek gösterilen ülkelerden biri hâline geldik. Bu duruşumuzu şarlar ne olursa olsun devam ettirmek istiyoruz ve devam ettirmeye devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, AK PARTİ iktidarları döneminde ortalama yüzde 5,86 büyümüştür yani 2002-2017 yılları arasında. Bu, Çin'in yüzde 9,36 büyüdüğü, Hindistan'ın yüzde 7,41 büyüdüğü bir ortamda bu iki ülkeden sonra 3'üncü sırada gelmektedir. Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü 238 milyar dolardan 851 milyar dolara çıkmıştır. 3.589 olan kişi başına millî geliri 10.537 dolara yükselmiş bulunmaktadır. Bu süreçte tarımsal hasılamız 24,5 milyar dolardan 51,7 milyar dolara yani 2 katına çıkmıştır. Sanayi üretimimiz -ki bu çok önemli- 4,5 kat artarak 58,7 milyar dolardan 248 milyar dolara çıkmıştır; aslında Türkiye aynı zamanda önemli bir sanayi ülkesi. Hizmet sektörümüz ise 3,6 kat artarak 127 milyar dolardan 454 milyar dolara yükselmiştir. İhracatımız cumhuriyet tarihimizde şu an rekor bir noktaya gidiyor, 168 milyar doların yakalanacağı görülmektedir ve 2005-2017 yılları arasında ortalama büyümenin yüzde 4,3 olduğu dünya ticaretinde Türkiye ihracatını yüzde 6,6 büyütmeyi başarmıştır.
Değerli milletvekilleri, bakın, bir mukayese yaptığınızda gelmeden önce ve geldikten sonra gibi bir mukayese yaparsınız. Türkiye'nin AK PARTİ'den önceki on yıl boyunca verdiği ortalama bütçe açığı yüzde 6,5'tur. Bütçe açığı ne kadar fazlaysa o kadar fazla finansman ihtiyacı, o kadar fazla faiz ödemesi demektir. AK PARTİ iktidarlarında ise bu, ortalama yüzde 2,4'e düşmüştür. Daha az bütçe açığı demek daha az finansman maliyeti demek. Ve düşen bütçe açığıyla beraber Türkiye'nin kamu borç stoku da -az önce de söylendi- yüzde 72'den yüzde 28'e indirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, ekonomi önemli, Türkiye'nin geleceği, Türkiye'nin bekası önemli. Burada az önce hak etmediğimiz, hak etmediğimizi düşündüğümüz pek çok ithamla karşı karşıya kaldık. Burada şeffaflıktan, demokrasiden, insan haklarından, hukuktan bahsedildi; bakınız, ben de sizlere resmin diğer yüzünü göstereceğim, bu ithamların ne kadar haksız ve yersiz olduğunu anlatacağım ve bunlar ne benim sözlerim ne de bizim burada uydurduğumuz şeyler; hepsi, fotoğraflarıyla size ifade edeceğim şeyler.
Bildiğiniz üzere, Türkiye otuz dört yılı aşkın bir süredir ekonomik kalkınmasının yanında terörle mücadele etmektedir ve terör Türkiye'de ekonomik kalkınmanın önündeki en büyük engeli teşkil ediyor. Bir yandan PKK/PYD, DEAŞ, DHKP-C, diğer yandan FETÖ gibi terör örgütleriyle etkin bir mücadeleyi sürdürüyoruz. Amacımız, terörün belini kırmak ve terör olaylarını tamamen sıfıra indirmektir. Güvenlik güçlerimiz sınırlarımızın içinde ve dışında operasyonlarını başarıyla sürdürüyor. Biliyorsunuz, daha önce Suriye'nin kuzeyinde Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonlarıyla terör örgütlerinin Türkiye'ye tehdidini ortadan kaldırdık, yurt içinde de kar kış demeden terör inlerine girdik, girmeye devam ediyoruz. Terörün siyasi ayağını oluşturanlarla, belediye imkânlarını terör örgütüne seferber edenlerle, terör örgütüne insan kaynağı sağlayan hain şebekelerle hukuk devleti çerçevesinde mücadele ediyoruz. Bağımsız yargı, terörle iltisaki olanlarla ilgili yargılamalar yapıyor. Burada yargı tamamen kanunlara ve hukuka uygun bir şekilde işlemlerini gerçekleştiriyor.
Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde -az önce burada ilk konuşmayı yapan hatip çokça vurgu yaptı bu konulara- Demirtaş terör suçundan ötürü yargılandığı mahkemece hüküm giydi. Burada bulunan HDP milletvekilleri bu kararı eleştirerek Demirtaş'ın terörle bir iltisakının olmadığını iddia ederek, ifade özgürlüğü vurgusu yaptı.
Şimdi soruyorum: Burada açık bir çelişki yok mu? Demirtaş'ın bizzat kendisi, PKK'yı bir terör örgütü olarak görmediğini defalarca ifade etmemiş midir? O zaman, bir yandan "PKK'yı terör örgütü olarak görmüyorum." deyip, öte yandan "Beni neden PKK yüzünden yargılıyorsunuz?" demek nasıl bir çelişkidir? Keza "Demirtaş neden PKK'yla ilgili yargılanıyor?" diye soran buradaki HDP milletvekilleri de "PKK terör örgütüdür." diyebilmekte midir? Hangi HDP'li milletvekili bugüne kadar çıkıp da PKK terör örgütünü lanetleyebilmiştir? Hiçbiri. Hiçbiri istisnasız.
Demirtaş'ın bizzat kendisi de dağa çıkmak istediğini fakat kendisini götürecek kuryelerin yakalanması yüzünden dağa çıkamadığını ifade etmemiş midir?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - İftiracı olma!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Kuryeler yakalandıktan sonra üzerlerinden isimler çıkıyor, babasının dükkânına gidiyorlar, bunu da kendisi gayet normal bir şeymiş gibi anlatabiliyor.
Hatırlayın, içinde HDP'lilerin de olduğu sözde Demokratik Toplum Kongresi bileşenleri -ki bu HDP'nin tek yumurta ikizidir, aralarında hiçbir fark yoktur- 27 Aralıkta öz yönetimi tarif eden bir deklarasyon yayınlamıştı. Bu, açıkça bölücü amaçlara sahip olmak değil miydi? Burada amaçlanan önce özerk yönetim, sonra yeni bir devlet kurmaktı.
Bakınız, bu deklarasyona göre oluşturulacak özerk bölgelerde güvenlik ve eğitimden sağlığa kadar her hizmetin öz yönetim meclisleri tarafından verilmesi talep ediliyordu. Sözde DTK Eş Başkanı Selma Irmak'ın Kürtçe, DTK Eş Başkanı Hatip Dicle'nin Türkçe açıkladığı 14 maddelik deklarasyonda vergi toplama ve savunma konularının özerk yönetime bırakılması isteniyordu. Bölücü deklarasyonun en tehlikeli maddelerinden bazıları şunlardır: Özerk bölge yönetiminin denetiminde yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmî, yerel güvenlik birimlerinin kurulması; yargı sistemi ve adalet hizmetlerinin özerk bölge modeline göre yeniden düzenlenmesi; toprak, su ve enerji kaynaklarının ekolojik çerçevede toplum yararına işletilmesi, denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisinin özerk bölge yönetimine verilmesi; yukarıda belirtilen hizmetlerin sunulabilmesi için yerelde bütçelemenin özerk bölge yönetimine devredilmesi.
Değerli milletvekilleri, bu maddeler ne demektir? Açıkça Türkiye'nin belli bir bölgesinde "Kendi güvenlik gücümü kuracağım, kendi vergimi toplayıp kendi yönetimimi kuracağım." demek yani Türkiye'yi bölmek demek. Bu, suç değil mi? Bu, terör örgütünün amacı değil mi? Şimdi HDP'liler bu yüzden yargılanmıyorlar mı?
FATMA KURTULAN (Mersin) - Hayır, hayır.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sizi iktidardan indirdikleri için yargılanıyorlar.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bugün masum göstermeye çalıştığınız Demirtaş 27 Aralık 2015 tarihinde sözde özerkliğin ilan edildiği toplantıda aynen şunları söyledi: "Öz yönetim küçümsenemez. Katliama karşı hendekteki, barikattaki duruş ve kavrayıştır."
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Seçimde kaybettiğiniz için yargılanıyorlar.
MEHMET MUŞ (Devamla) - "'Bunu aklından bile geçirenleri yok edeceğim.' diyenlere hendek, barikat çok değil. Ne yapacaklardı peki?" Hatırlayın o günleri.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Adil bir seçimde kaybettiğiniz için yargılanıyorlar.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Türkiye'nin belli bir bölgesinde terör şebekeleri kendilerine özerk bir alan oluşturmaya çalışmışlar ve aynı dönemlerde, bakın, bu deklarasyonu yayınlamışlardır. Hiç masum değiller demek ki. Bu, ifade özgürlüğü değilmiş demek. 14 maddelik özerklik deklarasyonu ve Demirtaş'ın yaptığı bu açıklamalar açıkça Türkiye'yi bölmeye ve parçalamaya yönelik bir faaliyetti.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Demokrasi talepleriydi, demokrasi. Sen demokrasiyi tehdit olarak algılıyorsun.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Kuzey İrlanda'yı hiç okumadın mı?
MEHMET MUŞ (Devamla) - PKK'nın siyasi amaçlarının tezahürü niteliğindeydi bunlar. Gerek AB mevzuatı ve gerek AİHM kararları, gerek Venedik Komisyonu kararları şiddeti ve terörü övmenin, desteklemenin ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını vurgularken kalkıp burada ifade özgürlüğü kapsamındaymış gibi lanse etmek fevkalade yanlış olur. Terörist kurşun sıkıp bomba atarken ona o bombayı ve kurşunu tedarik eden bir yapı vardır. İşte o yapıyla iş birliği yapanlar, o bombayı atan teröristle eş değerdir. Yani katile silah verip "Bu kurşunu sık." diyenler de katildir, bunu unutmayın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Onu siz yapıyorsunuz, siz! Onu siz yapıyorsunuz!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Tırlarla giden silahlar nereye gitti?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Burada bir konuya daha değinmek istiyorum. Az önce HDP adına konuşan Sezai Temelli doğu ve güneydoğu illerimize yapılan barajların neden yapıldığını sorgulamıştır. Buradan soruyorum: Bölgedeki vatandaşlarımıza yaptığımız barajlar sizi niye rahatsız ediyor?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Suyu olmayan barajdan bahsetti, su görmeyen barajdan!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - "Suyu olmayan baraj" dedi Sezai Temelli.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bu Hükûmete bütçe görüşmelerinde "Neden vatandaşa hizmet ediyorsunuz?" diye suçlama yöneltmek, nasıl bir sakat anlayışın tezahürüdür?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sen yeni yönetim biçimi önerirken bir şey olmuyor ama. Sen yeni yönetim biçimi önerirken suç değil, biz önerince mi suç oluyor?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Terör örgütü PKK da bölgeye yapılan barajlardan, havaalanlarından rahatsız değil mi? O hizmetlerin gitmemesi için iş makinelerini yakmamış mıdır, orada çalışan işçileri katletmemiş midir? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sen yeni yönetim modeli önerirsen bu suç değil, biz önerince mi suç oluyor?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Yine, az önce Pervin Buldan, isyan ve direniş vurgusu yaparak bilinçaltındaki ayaklanma özlemini dışa vurmuştur.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Senin bilinçaltındır, senin!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bu Meclis çatısı altında yapılan bu tehditleri esefle kınadığımızı belirtmek isterim. Şunu unutmayın: Türkiye'de iktidar ancak seçimle değişir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Evet, biz de seçimle değiştirmek istiyoruz zaten.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Kayyum ne oldu, kayyum?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Kayyum ne?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün size, arkasında Kandil'in olduğu kirli bir ittifak pazarlığını anlatmak istiyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Siz kendi ittifakınızı anlatın.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Halkın iradesini gasbettiniz.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Biliyorsunuz, geçtiğimiz kasım ayında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir Almanya seyahati yaptı. Burada Sevim Dağdelen isimli Alman federal milletvekilinin başını çektiği bir milletvekili heyetiyle görüştü.
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - Oslo, Oslo, Oslo!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Oslo'yu anlat, Oslo'yu.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Peki, kimdir bu Sevim Dağdelen? Almanya Federal Meclisinde, bakınız, PYD bayrağını açan bir milletvekilidir.
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - Oslo'da masaya oturan kimdi?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bula bula bu milletvekilini bulup görüşmüştür. Bu, Türk Bayrağı değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakın, aynı şekilde, Helin Evrim Sommer da bu görüşmede var, bu milletvekili heyetinde; Kılıçdaroğlu'yla bir görüşme yapıyorlar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Kılıçdaroğlu mu açmış? Vah, vah, vah!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Peki, bu kişi kimdir? Bu kişi bir PKK sempatizanıdır. Türkiye'nin aleyhinde lobi yapan, Türkiye'ye yaptırım uygulanması için çaba sarf eden bir Alman parlamenterdir.
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - Siz teröristle masaya oturmadınız mı, ne sempatizanından bahsediyorsunuz? Çok ayıp, çok! Oslo'nun hesabını vereceksin önce!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Diğeri de Türkiye'nin Afrin ve Cerablus'a yaptığı operasyonları kınayan ve bunların yanlış olduğunu Alman Parlamentosunda anlatan bir diğer kişidir. Bakın, az önce buradan "Bir karış toprak için biz kendimiz gerekirse ölürüz." diyenler; ya, Afrin operasyonuna karşı çıkan parlamenterlerle Almanya'da ne konuştunuz? Ne konuştuğunuzu çıkın, anlatın burada. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Ya, Afrin sizin toprağınız mı? Sizin toprağınız mı?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Siz kim, vatan toprağını korumak kim? (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Haddini aşma ya, haddini aşma!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Afrin sizin toprağınız mı? Afrin senin toprağın mı?
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Sayın Başkan, lütfen uyarır mısınız.
MEHMET MUŞ (Devamla) - İşte Kılıçdaroğlu bu PKK iş birlikçisiyle görüştü. (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Sayın Başkan, lütfen uyarır mısınız. "Siz kim vatanı korumak kim?" diyerek açık bir şekilde tahrik etmektedir.
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sözlerini geri alsın Sayın Başkan!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Size mi kaldı vatan toprağı? Vatan mı kaldı? Vatanı siz sattınız.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Peki, buradan CHP Grubuna soruyorum: Kılıçdaroğlu bu PKK yandaşı parlamenterlerle neyi görüştü? Hangi konularda istişarelerde bulundu?
BAŞKAN - Sayın Hatip, Genel Kurula hitap edin lütfen.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Yoksa yerel seçimler için bu kişi üzerinden HDP'yle ittifak müzakerelerinde mi bulundu? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sözlerini geri alsın efendim, amacını aşıyor.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Lütfen sözlerini geri alsın, açıkça bizi tahrik ediyor.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen hatibi dinleyelim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Herkese sataşıyor Başkan, uyarın hatibi.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ne dinleyeceğiz bunu ya! Kime yaranmaya çalışıyorsa yine.
BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin Sayın Hatip.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Hani bir söz vardır ya "Özrü kabahatinden beter." diye...
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Vatanı çetelere peşkeş çeken sizsiniz ya!
MEHMET MUŞ (Devamla) - ...CHP genel başkan yardımcısı bu konuyla ilgili bir açıklama yapıyor ve diyor ki: "Almanya ziyaretimiz gıptayla izleniyor. Onlar, seçilmiş Alman parlamenterleridir." Ben de soruyorum: PKK temsilcisi bir Alman milletvekiliyle görüşmenizin neyi gıptayla izleniyor; çıkın, bir açıklayın bunu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Hani Deniz Baykal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek diyordu ya "CHP'de eksen kayması var." işte o eksen yanınızda bulunan HDP'ye doğru kaymakta. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sen kendi eksenine bak, hangi eksende olduğun belli değil! Eksenin kaymış!
MEHMET MUŞ (Devamla) - CHP'nin Demirtaş hayranı bazı yöneticileri Demirtaş'a cezaevinden ulaklık yaparak CHP'nin antetli kartıyla Demirtaş'ın mesajını paylaşırken bir başka CHP yöneticisi Demirtaş'la görüştükten sonra "Muhteşem fikirleri var." diyordu.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Tüm Türkiye öyle diyor, tüm Türkiye! Muhteşem fikirleri var, onun için hedef aldınız.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, şunu görüyorsunuz değil mi? Bakın, yanına da saz çalan fotoğrafını koymuş. Bu, CHP'nin antetli bir kağıdı. Ulaklık yapan, CHP'nin genel başkan yardımcısı. Geçmişte yine bir yardımcıları da ailece oy verdiğini ifade etmişti.
AHMET KAYA (Trabzon) - CHP kadar taş düşsün başına! Yeter ya!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, bu eksen kayması öyle bir noktaya gelmiştir ki...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Memleketin şaftı kaydı, ne eksen kayması!
MEHMET MUŞ (Devamla) - ...yani CHP'de bu durum öyle bir noktadadır ki CHP kongresinde bundan sonra Kılıçdaroğlu'nu devirecek tek kişi Demirtaş'tır, hiç şüpheniz olmasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından "Yuh sana be!" sesleri, gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sizin iktidarınızı devirecek olan da Demirtaş'tır, sizin iktidarınızı. Sizin iktidarınız devrilecek, sizin iktidarınız.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Tabii, şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu aklınca uyanıklık yaparak arkasında PKK/PYD'nin olduğu kirli bir ittifakı millete yutturmaya çalışıyor. (CHP sıralarından gürültüler)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Kirli sizsiniz ya! "Kirli" deyip durmayın ya!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Demirtaş'tan siz korktuğunuz için bunlar yaşanıyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Kâbusunuz olmuş Demirtaş, kâbusunuz.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bir yandan CHP'li parti yöneticileri otel lobilerinde Almanya'da gizli kapaklı bir şekilde HDP'yle görüşüp "Siz büyükşehirlerde aday göstermeyin ama bizimle ittifak yaptığınızı sakın halka açıklamayın." derken, öte yandan da İYİ PARTİ'yle görüşmeler yaparak "HDP bizi dışarıdan destekleyecek." müzakereleri yürütüyorlar.
Bakın değerli milletvekilleri, oyunun büyüklüğünü size anlatmak istiyorum. HDP Eş Başkanı Pervin Buldan ne diyor? "Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerde CHP ve İYİ PARTİ'nin adayını destekleyebiliriz." diyor. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sana mı soracağız?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sana mı soracağız kimi destekleyeceğimizi? Sana mı soracağız?
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ya sen kendi işine bak, kendi işine. Her yerde devrileceksiniz! Size mi soracağız?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bir başka CHP yöneticisi ne diyor? "Cumhur ittifakı dışındaki herkesle iş birliği yaparız." Aslında şecaat arz ederken sirkatin söylüyor.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Faşizmden başka her yol mübahtır.
MEHMET MUŞ (Devamla) - "Esasen HDP'yle iş birliği yapacağız." diyemiyor fakat böyle dolambaçlı yollarla, cümlelerle bunu ifade ediyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - HDP yasal bir partidir, yasal bir parti! HDP yasal bir partidir, bunu bil!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Sebebi de milletten korkmaları. Açık bir şekilde söyleyin ne yapmak istediğinizi, otellerde görüşmenize gerek yok. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Açılımı anlat, açılımı.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Neden korkuyorsunuz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Açılımı da anlat, açılımı. Oslo'yu anlat.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, milletin imkânlarını...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sana niye bu kadar dert oluyor?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hukuka saygılı ol, hukuka.
MEHMET MUŞ (Devamla) - ...terör örgütüne aktaran HDP'li belediyelere kayyum atanmasına karşı ilk başta tepki veren CHP'dir.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Stresinden uyuyamıyorsunuz, uyuyamıyorsunuz. Olmuş korkulu rüyanız. O rüyayı göreceksiniz. Buradan yavaş yavaş sizi dışarı doğru göndereceğiz.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Demirtaş'ın kendisi bile PKK irtibatını inkâr etmezken mahkemenin hüküm vermesine burada ilk önce CHP grup başkan vekili itiraz ediyor. Neden? O yakınlığı pekiştirmek için. (CHP sıralarından gürültüler)
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - FETÖ'ye gel, FETÖ'ye!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın burada bir uyarıda bulunmak istiyorum...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sen git aynada kendini uyar!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Sayın Başkan, bu işe müdahale edin.
MEHMET MUŞ (Devamla) - ...İYİ PARTİ de bu oyunun bir parçası. (CHP, HDP ve İYİ PARTİ sıralarından gürültüler.)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Hadi lan! Ne oyunun parçasıymış?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Herkese sataşmasın be, herkese sataşmasın. Bir grup başkan vekilisin be!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Seçim sonrası Sayın Akşener ne demişti? "HDP, Kürt siyasi hareketinin temsilcisidir." demiştir. Çocuk katili terör örgütünün borazanlığını yapanlar ne zamandan beri Kürt kardeşlerimizin temsilcidir? Bu nasıl bir ifade? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, İYİ PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Haddini bil, haddini! Terör örgütünün borazanlığını siz yaptınız yıllarca! Silah gönderdiniz, insanları öldürdünüz. Haddinizi bilin!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Terör örgütleriyle, IŞİD'le ilişkilerini anlat!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, Sayın Akşener şunu iyi bilsin ki: Kandil'in borazanlığını yapan HDP, Kürt kardeşlerimizi asla ve kata temsil edemez.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - IŞİD'le ortaklaşıp binlerce insanı öldürdünüz. Borazandan söz ediyor, en büyük borazan sensin.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Burada merak ediyorum, Sayın Akşener'i tek millet değil "Türk milleti" söyleminden "HDP, Kürt siyasi hareketinin temsilcisidir." noktasına getiren nedir? Bunun açıklanması lazım. (İYİ PARTİ sıralarından gürültüler)