| Konu: | Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 05.12.2018 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
16 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 8'inci maddesine ilişkin söz almış bulunuyorum. Ama sözlerime başlamadan önce, Milliyetçi Hareket Partisi Durağan eski Belediye Başkanı Ali Dalkılıç'ın ailesine ve Milliyetçi Hareket Partisine başsağlığı dileklerimi sunuyorum.
Ayrıca, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nü bütün içtenliğimle kutluyorum ve Türkiye'de kadınımıza sağlanan seçme ve seçilme hakkının 84'üncü yılını da kutluyorum.
Abonelik sözleşmesinden kaynaklanan ve icra, iflas dairelerindeki tıkanmışlıktan kaynaklanan bir yasa hazırlanmakla birlikte, özelliklerine bakıldığı zaman yine bir torba yasa niteliğinde. Konkordato düzenlemesi yapılmış, oysa 2018'in Şubat ayında İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle bu düzenleme yapılmıştı ama aradan geçen süre zarfında yeniden bir düzenleme yapmak gerekti. Diğer taraftan, yine ara buluculuk sistemini de içine koyarsak, birçok kanunda değişiklik getiren bir torba yasa mahiyetini almıştır.
Bunların sadece abonelik sözleşmesi olan büyük kurumlarda uygulanır olması Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu şirketlere böyle bir hak tanınırken diğer alacaklılara tanınmaması, onların bu hizmetten yararlanamaması doğrusu anlaşılır gibi değildir, eşitlik ilkesine aykırıdır. Ayrıca, konkordato düzenlemesinde yapılan değişiklikle orta ölçekteki firmaların artık bu yola başvurması gittikçe zorlaşmıştır ama daha önce konkordato ilan eden firmalar bir ölçüde rahatlamakla birlikte, onlar yüzünden batan birçok firma olmuştur. Ara buluculuk sistemi iş hukukuyla ilgili belli faydalar getirmiş olabilir fakat ticaret hukukunda da ticaret hukukundan doğan alacak ve borç ilişkisinde de ara buluculuğun konması bazı sakıncalar getirmektedir. Çünkü birçok yabancı firma da bu potanın içindedir ve ara buluculuk üst sınırı belirlenmeden yapılmış bu sistemin doğrusu birtakım sakıncaları olabilir. Çünkü milyonlara varan ticari alacak-borç ilişkilerinde bu ara buluculuk sistemi sakıncalar yaratabilir, belli bir üst sınır getirilmesinde yarar olabilirdi.
Değerli milletvekilleri, baktığımız zaman 2008 yılındaki icra iflas dairelerindeki icra dosyaları 8 milyon iken -arkadaşlar hep tekrarladılar- 2018 yılında 20 milyon olduğunu görüyoruz. Bu çok vahim bir tablodur, bugün halkın da iflas ettiğini bu göstermektedir, çok ciddi bir tablo. Ve Hükûmetin bir ekonomik krizi kabul etmemesi, yanlış teşhisten hareket etmesi, bu tür torba yasalarla çözümler araması krizi daha da derinleştirmektedir. Oysa yönetim zaaflarımızı, devletin yönetilemez hâle geldiğini ve ortada derin bir kriz olduğunu kabullenebilsek doğrusu birçok yönden çözüm bulmak mümkün olabilecektir.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin raporuna göre geçen yıl 10.295 firma kapanmıştır, sadece ekim ayında 1.235 firma, Antalya'da ise sadece 2018 Ekim ayında 42 şirket tasfiye hâlinde olup 6 şirket de kapanmıştır.
Kalan sürem içinde ikinci köprüdeki şu 3,2 dingil mesafesine değinmek isterim. 1 Ocak 2017 tarihinde bir yönetmelik değişti, oysa taşımacılık hizmeti veren birçok araç yüzlerce kez geçmiştir ve ancak on yedi ay sonra cezalar tahakkuk ettirilerek gönderilmeye başlanmıştır, on binlerce liralık ceza orada çok ciddi can yakmaktadır. Bunun altını çizmek için vaktimiz oldu herhâlde.
Çok teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)