| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 29.11.2018 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir kanunun, çevre kanununun da sonuna geliyoruz yavaş yavaş.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çevreyi de bitiriyoruz."
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Tabii, çevreyi de bitiriyoruz, evet.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hiç gaza gelmeyin, Haydar Bey'in gazına.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bitirdiler. Öyle demek istedim, düzeltiyorum.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Poşeti paralı hâle getirdik, "İyi olur." falan diyoruz da ya vatandaşın cebine göz dikiyoruz, ondan haberdar değiliz, sürekli vatandaşın cebinde gözümüz. "Biraz da vatandaşa katkı sağlayalım." diye düşünmüyoruz. Yani, bu naylon poşetleri devlet de üstlenebilirdi yani bunların maliyetleri çok fazla değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kimse buna uymaz Sayın Vekilim.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Madem çevreyi bu kadar düşünüyorsak 6-7 milyarlık bir bütçe kalemi konurdu, vatandaşlara ücretsiz verilirdi, sayıyla verilirdi veya aldığı ürüne göre falan verilirdi; neyse, artık o madde geçti.
Yalnız, tabii, bir madde daha geçti burada. Anayasa'nın 128'inci maddesi çok açık, değerli milletvekilleri. Anayasa'nın 128'inci maddesi "Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." diyor ama bir madde daha çıkardınız burada, danışman firma ihdas ettiniz. Yani devletin inşaatlarını danışman firmanın mühendisleri denetleyebilecek bundan sonra.
Bir kanun yapılırken normlar hiyerarşisinin göz önüne alınması gerekir yani kanunların Anayasa'ya uygun olmak gibi bir mecburiyeti var. Dolayısıyla siz, maalesef Anayasa'yı da artık gözden çıkarmış bir şekilde kanun yapıyorsunuz. Aslında, biraz da bu bir gerçek niyeti ortaya koyuyor. Çünkü AK PARTİ'nin iktidara geldiği günden bugüne, çalışma hayatından devlet memurlarını böyle uzaklaştırmak, devlet memurluğu kavramını ortadan kaldırmak gibi niyeti olduğunu biliyoruz.
Bakın, 2002 yılında kamuda 20 bin taşeron eleman vardı, 20 bin. İktidarınızın sonlarında bu sayı 1 milyon 150 bine ulaştı, belediyeleri de dâhil ettiğimiz zaman 1 milyon 150 bine ulaştı bu sayı. Yani 2002'de 20 bin olan taşeron sayısı, iktidarınızın sonlarında 1 milyon 150 binlere ulaştı ki özel sektörü saymıyoruz. Bir düzenleme yaptınız, "taşerona kadro" dediniz. Aslında burada niyet, devlet memurluğu kavramını ortadan kaldırmak. Yani, devlet memurluğunu sözleşmeli yapmak, taşeron eleman almak, hep devlet memurluğu kavramını ortadan kaldırma niyetinin adımlarıydı. Gerçi, bir kanuni düzenleme yaparak "taşerona kadro" dediniz ama özür dileyerek söylüyorum, onu da elinize yüzünüze bulaştırdınız. Bu kadro verdiğiniz taşeronlar hâlâ mutlu değil, hâlâ kadro aldığına inanmıyorlar. Mesela, belediyelerde çalışan taşeron elemanlar sürekli feryat içerisindeler, figan içerisindeler. KİT'ler hâlâ problem. Madem bir düzenleme yapıyorsunuz ve sizin dahliniz var, ortadan kaldırdığınızı iddia ediyorsunuz taşeronluğu. Taşeronluk nedir, biliyor musunuz? Taşeron sistem, insanların kemiğini, iliğini, istikbalini sömüren sistemin adıdır, sömüren sistemin adıdır ve bunu kurguladınız ve bunu ortadan kaldırdığınızı iddia ediyorsunuz ama adamakıllı bir düzenleme yapmadınız. Benzeri uygulamaları sözleşmelilik sistemine de aktarıyorsunuz. Sözleşmelilik sisteminin çıkmasının sebebi de aynı devlet memurluğu kavramına olan bakış açınız maalesef. Şimdi, dolayısıyla, böylesine düşünen bir siyasal iktidarın Anayasa'nın 128'inci maddesini tamamen göz ardı ederek bir düzenleme yapması gayet normaldir diyorum. Ama hepinizden devlet memurluğu kavramına saygı duymanızı istiyorum çünkü devlet memurları millet adına görev yapar, milletin malını korumak adına devlet memurluğu ihdas edilmiştir ama siz, danışman firma yani bu denetleme işini de özel sektöre...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Koncuk.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - ...devrederseniz, devlet memurunun uhdesinde olan bir görevi de bir şekilde Anayasa'ya rağmen gasbetmiş olursunuz. Zaten bu madde Anayasa Mahkemesine götürüldüğü takdirde iptal edilecek bir madde hükmündedir diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)