| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2018 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüşülmekte olan kanun maddesiyle ilgili önerge üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Özellikle son on yılda uygulanan yanlış politikalar sonucu ülkemizde hayvancılık çökmüş vaziyette maalesef. Mera hayvancılığı büyük ölçüde sona ererken Türkiye bir rekor kırdı ve dünyanın 2'nci, Avrupa'nın en büyük sığır ithalatçısı olduk. İthal edilen sadece canlı hayvan ve kırmızı et değil, aynı zamanda yem ham maddesi ithal edildi. Bunun için 3 milyar 739 milyon dolar ödendi. Kaba yemdeyse 5 milyon tonluk açık var. Meralar işgal ediliyor, amaç dışı kullanılıyor demek bu. Tarım ve Orman Bakanlığı ise deyim yerindeyse sadece izliyor.
2017 Sayıştay denetim raporlarına baktığımız zaman, yine yapılan incelemelerde çayır, mera, yaylak ve kışlakların kaçak yapılaşma ve mera dışı amaçlarla kullanılmak üzere işgale uğradığını görüyoruz. Anayasa'nın 45'inci maddesinde devletin meraları koruma görevinin olduğu vurgulanmakta. Mera Kanunu'nun 14'üncü maddesinde, amacı dışında kullanılamayacağı, sınır aşımı ve işgale uğratılamayacağı belirtiliyor. İller bazında toplam 107.816 hektar mera, yaylak ve kışlak alanlarının amacı dışında kullanılmak üzere işgale uğradığı da tespit edilmiş.
Meralar, hayvanlara ucuz yem sağlayan kaynaklar. Bunlar olmadan da kârlı, verimli bir sığırcılık ve hayvancılık yapmak maalesef mümkün değil. Bu alanlar sadece hayvanlara yem ve sağlıklı olmalarını sağlayan alanlar değil, aynı zamanda çevreye de önemli katkıları var. Erozyonu önleyerek bu manada toprağa kaynak oluyorlar, memba sularına kaynak oluyorlar, doğal bitki örtüsüyle av ve yaban hayvanlarına barınak oluyorlar ve kirli havayı temizliyorlar.
Mera alanlarının yetersizliğinden dolayı hazır yeme ihtiyaç duyulmakta, dolar üzerinden alınan hazır yem ise üreticimizin giderlerini 2 ila 3 kat artırmakta. Sağlıklı ve sürdürülebilir tarımsal üretimin sağlanabilmesi için çayır ve meraların yeterli duruma getirilmesi şart. Mera alanlarının artışı sağlandığında ise doğrudan hayvansal üretim ve istihdam artacak, fiyatların genel düzeyi aşağı doğru seyir izleyecek ve iç tüketim fazlasıyla karşılanabileceği gibi tarımsal ürünlerin ihracatı da artacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan mera, yaylak ve kışlaklara karşı yapılan tecavüzlere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, 639 sayılı KHK'nin 8'inci maddesi gereğince çayır, mera, yaylak ve kışlakları korumak ve gerekli tedbirleri almakla görevli olan kurumun görevinin sadece bildirimle sınırlı olduğunun düşünülmesi kanunun lafzına ve ruhuna aykırı. Bu nedenle, belirli bir eylem planı çerçevesinde koordinasyon sağlanmalı; idari işlemlerin ivedilikle yapılması uygundur diye düşünüyoruz.
Evet, ülkemizde 22 milyon hektar orman arazisi var ve burada 15-20 bin kişi çalışıyor ama 14.6 milyon hektar mera alanında toplam 400 kişilik teknik eleman var. Ormancılıkta çalışan, meşakkatli orman arazisinde çalışan o fedakâr orman işçilerimizin de hepsini burada tabii sevgiyle saygıyla anıyoruz ama gerçekten de meralardaki 400 kişilik vurgu çok önemli.
Burada tabii aklımıza şu soru geliyor bu durumda: Tarım il müdürlüklerimiz acaba uykuya mı daldılar? Şimdi, meralar hukuki yönden orta malı olduğu için köylü ve muhtarlarca yeterince sahiplenip korunamıyor maalesef ve mera mevzuatındaki cezai hükümler de yetersiz. Büyükşehir yasası gereği köyden mahalleye dönüştürülen yerleşim yerlerine ait meralar, ot bedeli ödenmeden belediyelerce imar uygulamalarıyla elden çıkmakta. Bu durumda, mevcut durum itibarıyla meraların tüm yükü il mera komisyonları ve konu uzmanı mera teknik elemanlarının üzerinde. Bu hâliyle, büyükşehir ve bütünşehir yasalarıyla imara açılmak suretiyle bir nevi peşkeş çekilmekte ve ayrıca, il mera komisyonları marifetiyle de Orman Bakanlığınca birçok yer de ağaçlandırma bahanesiyle mera vasfından çıkarılarak orman arazisine dönüştürülmekte.
Meralarımız kamu orta malı ve bizim millî değerlerimiz. Mevcut Hükûmetin meralarla ilgili geçmişten günümüze kadar uygulanan mevzuata ilave bir katkısı olmadığını görüyoruz ve uygulamaların mevcut mera alanlarının azalmasına yol açtığını görüyoruz.
Ben kendi şehrim, seçim bölgem Isparta'da 54.557 hektar mera olduğunun ve nüfusunun yüzde 57'si tarım ve hayvancılıkla uğraşan Isparta'da da bunun ne kadar önemli bir konu olduğunun altını çizmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYLİN CESUR (Devamla) - Şarkikaraağaç ilçesinde Beyşehir Gölü, Karayaka, Armutlu, Belceğiz, Gedikli köylerinin kıyı kenar çizgisi koordinatları dünkü Resmî Gazete'de geri çekildi. Amaç, köylülerin kullanımına mı açmak yoksa... Köydeki vatandaşlarımız sit alanından dolayı hep şikâyet ediyorlar; evlerine ya da ahırlarına, herhangi bir yere bir çivi çakamaz vaziyetteler. Acaba şimdi bu hazine arazileri tarım ve hayvancılık için köylülere mi verilecek, yoksa yine başka amaçlar için peşkeş mi çekilecek; insanın aklına böyle sorular gelmiyor değil.
Evet, değerli milletvekilleri, meralarımız bizim, bu memleket bizim, o meralarda otlayan hayvanlarımız bizim. Ben diyorum ki: Allah aşkına, ne oldu bize? Ne oldu millî değerlerimize? Ve çevrenize bir bakın, mutsuz insanlar ülkesi bir Türkiye hâline geldik. Ne oldu? Acaba bizim vatandaşlarımız bunu, bu kadar huzursuz ve mutsuz olmayı hak ediyorlar mı? Neyi alındı bu milletin? Geleceği değil; yarınları, umudu alındı. Bugün mü? Bugüne ait de huzuru alındı değerli milletvekilleri. Huzur ve barış dolu, umut dolu günlerimizi özledik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Ben buradan yine kanaatkâr milletimize seslenmek istiyorum: Evet, rahat uyuyalım ama uyuyakalmayalım, yakında seçim var diyorum.
Sevgi ve saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)