| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2018 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz günlerde, Çevre Yasası'ndaki bu değişiklik önerisiyle ilgili Antalya'dan örnekler de vererek ticaret ve rant uğruna taş ocaklarının ormanlarımızı nasıl tahrip ettiğini anlatmaya çalışmıştım. Hemen ardından dün de yine sahillerimizde olan millî parkların, doğal sit alanlarının birtakım değişikliklerle turizme sunulduğunu, hatta koylarımızın ve sahillerimizin fazlasıyla işgaline neden olduğunu ve tahsis edildiğini söylemiştim.
Bugün de suyla ilgili örnek vermek ve konuşmak istiyorum ama ondan önce de şunu belirtmek isterim ki Antalya'nın bu doğal kaynakları, ormanları ve sahilleri rant uğruna tahrip edilirken Antalya da gelirden ve turizmden ihya oluyor değil, onu bilmenizi isterim. 12 milyon turistin geldiği Antalya'da Antalya sokaklarını, çarşı esnafını gezdiğiniz zaman birçok dükkânın kapalı olduğunu, siftah yapamadığını, birçok lokantanın kapalı olduğunu görürsünüz, o da bizim turizm politikasının ayrı bir garabetidir. Çünkü sadece sahillerden, denizden ve kumsaldan yararlanan, ne yerse sahilde yiyip tümüyle masraflarını en düşük ücretlerle turizmin artık son kalitesi ve parasız turistlerle Antalya'yı bu şekilde ranta kurban ediyoruz. Esnafa hiç faydası yoktur, o turistin gelip de Antalya'da yemek yediği de pek görülmüş değildir. Ticarete kurban giden ormanların da Antalya'nın esnafına bir rantı yoktur, katkısı yoktur ama Antalya halkı bu güzel doğal güzelliklerin ve geleceğin, çocuklarımıza armağan edeceğimiz insanlığın bu mirasına sahip çıkmak için uğraşırlar, mücadele ederler ama kendilerine bir katkısı yoktur.
Hemen ardından ben suyla ilgili bir konuya geçmek istiyorum. Çünkü su kaynaklarımız da çok zengindir Antalya'da, onun da heba edildiğine dair örnek de vermek istiyorum.
Bizde Dünya Su Günü kutlamaları 22 Martta yapılır ve dünyada Birleşmiş Milletlerin önerisiyle 1993 yılında başlamıştır Su Günü kutlamaları. Birleşmiş Milletler bir konuya dikkat çekmiştir. Dünyanın en önemli varlığı su, çevreyle ilgili su varlığının değerli olduğunu anlatabilmek adına bu günü kutlamaya almıştır ve Türkiye'de de ilk Su Günü kutlaması, benim dönemimde, 1997 22 Martında Antalya'da yapılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da davetimize icabet ederek Türkiye'deki bütün büyükşehir belediye başkanlarının katılımıyla 1997 22 Martında Türkiye'deki ilk Dünya Su Günü kutlamasını yapmıştık.
Geçenlerde bir Elmalı örneğini vermiştim. Elmalı Ovası Antalya'nın en büyük ovalarından birisidir, yüz binlerce dönüm arazisi olan, 1050 kotunda Elmalı, Antalya hatta Türkiye'nin en değerli ovalarından birisidir ve su zenginidir. O da nasıl su zengini? Dört tarafı dağlarla çevrili olduğu için, bu kapalı havzanın suları, hem yer altı suları hem yer üstü suları bu havzada birikir, göller oluşur. Geçenlerde bahsettiğim gibi, Karagöl'ün bir yanlış politikayla tahsis edilmesi üzerine Su İşleri Karagöl'ün sularını kırk yıldır altı ay boyunca düdenlere verir, boşaltır ve tam 150 milyon metreküp suyu düdenlerden akıtır yani fay kırığı dediğimiz çatlaklara vermek suretiyle 150 milyon metreküp suyu DSİ eliyle yok ederiz. Oysa bu 150 milyon metreküp suyun yarısıyla hem beslenmesi gereken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - ... ve su havzası ilan edilen, canlı hayatın çok güçlü olduğu Avlan Gölü'nün beslenmesi mümkün olabilir hem de yarısıyla yüz binlerce dönüm Elmalı Ovası sulanabilir. Ama son yıllarda öyle kurak gidiyor ki artık çok büyük bir tehlikeyle Elmalı Ovası'nda yapılan seralar ve bahçeler neredeyse sökülecek duruma gelmiştir. Bu cinayeti, insanlık suçunu biz seyrediyoruz. Ama buradan seslenmek istiyorum, Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuya dikkatini çekmek istiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde 150 milyon metreküp su altı ay boyunca çatlaklara verilmek suretiyle zayi edilmez. Bu, bir insanlık suçudur, bir çevre suçudur, çevre cinayetidir. Bunu buradan uyarmak istiyorum, Tarım ve Orman Bakanlığının dikkatine sunuyorum huzurunuzda.
Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.