GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:22.11.2018

İYİ PARTİ GRUBA ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

24 Kasım Başöğretmen Atatürk'ün "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını kabul ettiği gündür ve bugünü 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutluyoruz. Bu vesileyle, başta Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet, minnet ve duayla yâd ediyorum.

Değerli milletvekilleri, eğer dünyada bir imzanız olacaksa, varlığınız hissedilecekse bunu eğitim yoluyla başarmak zorundayız. Gelişmiş dünyanın da bulabildiği başka bir metot, başka bir yöntem söz konusu bile değildir. Eğitim, eğitim, eğitim... Peki, eğitimin ana manivelası kimdir? Öğretmendir. O hâlde biz aslında öğretmenlerin problemlerini, sıkıntılarını öğretmenlerin problemi olarak görme alışkanlığından vazgeçeceğiz. Öğretmenlerin problemleri hepimizin problemidir, aslında milletimizin problemidir. Eğer bir ülkede ahlaki erozyon varsa, gece karanlık sokaklardan geçerken endişeye kapılıyorsak burada aklımıza gelmesi gereken şey eğitim konusunda Türkiye'de, ülkemizde ciddi problemler yaşadığımız gerçeğidir. Bu sebeple Öğretmenler Günü'nü, 24 Kasım tarihini bir basit gün olarak değerlendirmemek, sadece kutlayacağımız, öğretmenlerin gazını alacağımız bir gün olarak görmemek gerekir.

Peki, gerçekten öğretmenlerimizi samimiyetle düşünüyor muyuz? Onların problemlerini çözmek adına samimi bir gayret içerisinde miyiz? Bunu konuşmamız lazım, bunu tartışmamız lazım. Hayır, maalesef böyle bir samimi gayret yok çünkü yıllar içerisinde, Türkiye'nin en itibarlı mesleği olan öğretmenlik mesleği maalesef itibar kaybeden meslekler arasına girdi. Dün öğrencilerimizin, velilerimizin, toplumumuzun bir danışman olarak gördüğü, baş tacı ettiği öğretmenler maalesef herkes tarafından horlanır, hatta dövülür hâle geldi. Ama biz bunun tedbirini aldık mı? Almadık. Tam tersine, öğretmenin itibarını azaltmak adına yapılacak ne varsa, bugüne kadar maalesef siyasetçi, iktidar bunu yaptı. Efendim, aldığı maaşı küçümsedi, "Az çalışıyor." dedi, öğretmen bir öğrencinin kulağını çektiğinde televizyonlarda, gazetelerde neredeyse ana haber olarak verildi, manşetlere taşındı. Dolayısıyla, öğretmenin itibarını yerle bir ettik. Şimdi, biz itibarını yerle bir ettiğiniz bu öğretmenden başarı bekliyoruz. Türkiye'de eğitim öğretimin içinde yaşadığı problemleri çözmesini ve sağlıklı bir eğitim yapmasını umuyoruz ve bekliyoruz. Almadan vermek Allah'a mahsus, dolayısıyla biz öğretmenlerimizin problemlerini çözeceğiz.

Sözleşmeli öğretmenliği maalesef AKP iktidarı icat etmiştir. Yani cumhuriyet tarihinde öğretmenlik sadece kadrolu yapılan bir meslek olmasına rağmen AKP iktidarı 2006 yılında, hatta 2005 yılının sonlarında önce -düşünebiliyor musunuz- kısmi zamanlı sözleşmeli öğreticilik modelini çıkardı. Yani yılda sekiz dokuz ay çalışacak, görevi bırakacak. Dava açtık iptal ettirdik. Bunun üzerine 4/B'li sözleşmeli öğretmenlik modeli geldi. 2011 yılı genel seçimleri öncesinde diğer siyasi partilerin seçim beyannamesine alması sebebiyle AK PARTİ de bunu seçim beyannamesine aldı ve sözleşmeli öğretmenliği kaldırdı ama ne oldu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Koncuk.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sözleşmeli öğretmen alımı yine başladı.

Şimdi, ben 2011 yılını hatırlıyorum, sözleşmelilik kaldırılırken verdiğiniz kanun teklifinin gerekçesinde şu yazıyor: "Kamuda verimliliği artırmak için kadrolu hâle getiriyoruz." Peki, kamuda verimliliği artırmak için kadrolu hâle getirdiğiniz bu öğretmenlik mesleğini neden yeniden sözleşmeli öğretmenlik hâline dönüştürdünüz? Düşünün, bir öğretmenler odasında sözleşmeli öğretmen var, kadrolu öğretmen var, ücretli öğretmen var ve bunlar farklı hukuki normlara tabii. Tayin, terfi, görevde yükselme, izin, birçok özlük hakkı birbirinden tamamen farklı. Şimdi, düşünün, hepsi birbirinin gözüne bakıyor. Biri müdür olacak, diğeri olamıyor, görevde yükselme hakkı yok. Birinin annesi ölüyor, on gün izin kullanıyor; diğeri üç gün, beş gün kullanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla gelin, Öğretmenler Günü'nde öğretmenlerimizin gerçek problemlerine parmak basalım ve çözme irademizi ortaya koyalım diyorum.

Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)