GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:20.11.2018

MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle söz almış bulunmaktayım.

Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyor, daha huzurlu, daha mutlu bir ülkede nice yıllar öğretmenlik yapmaları dileğiyle selam ve saygılarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, öğretmenlik, insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmenliği, ürünü insan olan ve meslek olmaktan öte bizleri yüce gayemize ulaştıran kutsal bir vazife olarak görüyorum.

Ben de 1984-1987 yılları arasında Kayseri'nin Tomarza ilçesinde meslek lisesinde bu kutsal görevi yaptım. O dönemde öğretmenliğini yaptığım öğrencilerimin başarılarını görmek beni her zaman mutlu etmiştir.

Her mesleğin araç ve gereci, kaynağı ve uygulama sahası vardır. Öğretmenlik mesleğinin kaynağı da ilmimizdir. Bu ilim ışığında ortaya çıkan değerlerse her anlamda iyi yetişmiş öğrencilerimizdir. Öğretmenler sevgi dağıtır, içimizi aydınlatır, bizi doğruya yöneltir. Öğretmen her anlamda yeniliği, yenileşmeyi savunur, gerçekleri anlatır. Kısaca, analar doğurur, öğretmenler yetiştirir. Geçmişle gelecek arasında bir köprü vardır ve bu köprü öğretmenler sayesinde kurulur. Öğretmenlerimiz büyük ve yüksek bir ahlakın sınıflara sığmayan temsilcileridir. Bu damarın yeniden canlandırılmasına, öğretmenliğe gereken önemin verilmesine bugün ekmek kadar, su kadar ihtiyacımız olduğunu unutmamamız gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk'un yaptığı açıklamaya göre, ülke genelinde toplam öğretmen açığı 117.403'tür. Şu anda ülkemizde 400 bine yakın atanamayan öğretmen bulunmaktadır. Yine, 300 bine yakın evladımız da üniversitelerde öğretmenlik hayaliyle eğitim görmektedir.

Günümüzde, öğretmenlerimizin birçok problemi vardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmaları, ek dersle eğitim ve öğretim tazminatlarının yükseltilerek eğitime hazırlık ödeneğinin artırılması, özürlü grubu tayinleriyle ilgili sorunlarının çözülmesi, kadrosu olmadan çalıştırılan, sözleşmeli ve geçici öğretmenlerin daimî kadrolara alınması ile emekli öğretmenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi ve atanamayan öğretmenlerin tamamının kademeli olarak atanması için kadro ihdas edilmesi gibi birçok sorunun takipçisi olacağız.

Hazırlamış olduğumuz 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun tekliflerimizi bu hafta Meclis Başkanlığına sunacağım. Bu tekliflerle öğretmenlerin ek ders ücretlerinin 2 katına çıkarılarak günün şartlarına uygun hâle getirilmesi ve Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullardaki öğretmenlere ödenen ek ders ücretlerinin gelir vergisinden istisna olması hedeflenmiştir. Bu problemlerin giderilmesi için verdiğimiz bu kanun tekliflerinin ve daha önce verdiğimiz önerilerimizin dikkate alınıp bu kutsal mesleği icra eden baş tacı öğretmenlerimizin sorunlarını hep birlikte halledeceğimize inanıyorum.

Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımızın deyimiyle, öğretmenlik kutsal bir meslek, kutlu bir mekteptir; öğretmen ise bu meslekte yoğrulmuş, bu mektepte olgunlaşmış fedakâr, cefakâr, vefakâr insanlarımızın ortak adıdır. Öğretmen kör karanlıkların ışığı, kurumuş vicdanların ilacıdır; cehaletin, ön yargıların da amansız düşmanıdır öğretmen. Ne diyor Ulu Önder Atatürk: "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz bir millet adını alma yeteneği kazanmamıştır."

Son olarak Hazreti Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." kutlu seslenişinin muhatabı öğretmendir. Bu memleketi kuranlar da öğretmenlerdir.

Öğretmenlik mesleği o kadar önemli ki vatan hainleri sürekli öğretmenlerimizi hedef almıştır. 1980 öncesinde öğretmen olma hayaliyle eğitim görmekteyken 8 Haziran 1970'te şehitlik mertebesine ulaşan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Yusuf İmamoğlu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

MEHMET TAYTAK (Devamla) - ...23 Kasım 1970'te ciğerlerine pompayla hava basılarak şehit edilen Ertuğrul Dursun Önkuzu, 3 Kasım 1975'te şehit olan Afyonkarahisarlı hemşehrim Alparslan Gümüş ve binlerce öğretmen adayını kara toprağa verdik. Daha sonraki süreçte PKK'lı soysuzlar tarafından 1993'te, henüz yirmi altı günlük öğretmenken babasıyla birlikte, beraber şehit edilen Neşe Alten; 16 Haziran 2007 tarihinde Tunceli'de arabası yakılarak şehit edilen Necmettin Yılmaz, sekiz aylık öğretmenken kaybettiğimiz Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın; saydığım isimler şehitlerimizden sadece birkaçıdır. Daha nice vatan evladımızı hain terör saldırılarında şehit verdik. Başta Başöğretmen Atatürk'ümüz olmak üzere ebediyete intikal eden tüm öğretmenlerimize ve terör nedeniyle şehit düşen öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Bu kürsüden tekraren çocuklarımıza bir harf öğretmek için yurdumuzun her köşesinde heyecanla görev yapan, fedakârlığın zirve isimleri olan saygıdeğer öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyor; aileleri ve öğrencilerimizle birlikte mutlu, huzurlu ve saadet dolu yıllar temenni ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

MEHMET TAYTAK (Devamla) - Sayın Başkan, bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kasım 2016 tarihinden beri tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dosyası hakkındaki başvuruyu karara bağlamış ve serbest bırakılmasını istemiştir. Terörle aynı hedefi benimseyenler hesap vermelidirler. Avrupa her zamanki gibi tarafını belli etmiş, Türk düşmanı, Türkiye düşmanı terör ve terörist sevici kim varsa onlardan taraf olmayı tercih etmiştir. FETÖ ve PKK'nın sığındığı liman olmayı tercih eden Avrupa, teröre karşı kanat germesinin bedelini, teröristlere hamilik yapmanın bedelini tarih önünde mutlaka verecektir. "Senin teröristin iyi, benim teröristim kötü." anlayışıyla bu iş yürümemelidir. Diğer teröristleri iade etmeleri gerekirken topu taca atmayı kendisine yol edinen Avrupa, söz konusu bizim iç hukukumuz olduğu zaman kendisini söz sahibi saymaktadır. Bu kararın millet vicdanında karşılığı yoktur, buradan bu kararı kınıyorum.

Gazi Meclisimizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Çok teşekkür ediyorum Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)