| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 15.11.2018 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime kişisel bir dilekle başlamak istiyorum. Sigara ve tütün ürünleriyle ilgili maddeleri görüştük. Sigara içen arkadaşlara sağlık diliyorum, sigara içmeyen veya pasif içici olan arkadaşlara da sağlık diliyorum. Pasif içici deyince kulisteki çay ocağında çalışan emekçi kardeşlerimiz aklıma geldi. Bakın, burası çok önemli, emekçilerden bahsediyorum. Tüm gün maalesef sigara dumanı içinde görev yapıyorlar. Gelin, kendi çıkardığımız yasalara uyan bir Meclis olalım, binalarımızın içinden sigara ve tütün ürünlerini tamamen çıkaralım.
Yasa konusuna dönüyorum. Sağlık konusu hemen herkesi ilgilendiren bir konudur, ayrıca kamu kaynaklarının önemli bir kısmını kullanmaktadır. Bu nedenle çok dikkatle incelenmesi gerekir, zaten de epeyce konuşuldu bu konu. Ben sadece iki önemli konuya vurgu yapmak istiyorum.
Birinci ve en önemli konu sağlık eğitiminin niteliğidir. Maalesef birçok alanda olduğu gibi bol bol üniversite açıp fakülte binaları yaparak tıp ve eczacılık eğitimini hallettiğimizi düşündük ancak nitelikli eğitimi düşünmedik. Birçok vakıf üniversitesi de konuya balıklama atladı ve yüksek ücretlerle öğrenci topladı. "Yeterli imkânlar var mı, hoca bulunabiliyor mu?" demeden mezun verdiler. Akreditasyon da olmadığı için diplomaları alanlar en nitelikli eğitimi veren kurumların mezunlarıyla aynı koşullara ve imkânlara sahip oldular. Bir an önce bu konuda YÖK'ün ve Millî Eğitim Bakanlığının tedbir alması gerekmektedir. Eğer görüşmek isterlerse önerilerimizi sunarız.
İkinci önemli konu ise sağlık hizmetlerine yaklaşım konusudur. Büyük firmalara ihale edilen şehir hastaneleri yoluyla sağlık konusunda yaklaşım yeni bir yaklaşım değildir, eski bir yaklaşımdır. Bir benzetim yapayım: Eskiden ""mainframe" denilen büyük merkezî bilgisayarlar vardı, bu bilgisayarlar zor ve karmaşık problemleri çözerdi. Şimdi ise herkesin cebinde bilgisayar var. Yani merkezî işletim sisteminden dağıtık işletim sistemine geçildi; artık herkes her an bilgisayarını kullanıyor. Sağlıkta da gidişat o yönde. Artık, sağlık bulguları, hastanın hastaneye gelmesine gerek olmadan, evinde, iş yerinde cep telefonu veya başka cihazlar yoluyla toplanacak, belki de nanorobotlar yoluyla bazı tedaviler de yapılabilecektir. Kısacası, sağlık hizmeti verilmesi hastanelerle sınırlı olmayacaktır. Yeni sağlık teknolojileri hizmetin dağıtık olması yönünde ilerlemektedir. Dolayısıyla, büyük merkezî hastane sistemi yaklaşımı yeni değildir, eski Türkiye'nin de eskisine giden bir yaklaşımdır. Hatırlarsanız, internetin yaygınlaşmasından önce birçok gazete bedava yabancı kaynaklı ansiklopediler dağıtmıştı. O şekilde yabancılar, belki bize de bonkör krediler vererek eski sisteme yatırım yaptırdılar. Umarım bu konuda da "Aldatıldık." demezsiniz.
Tabii, şehir hastanelerinin şehir ulaşımı, acil müdahaleye erişim süresi gibi başka sakıncalarını da anlatmaya gerek yok.
Bu hatalı yatırım fikrini bir tarafa koyarak işin uygulamasına bakalım. Şehir hastanelerinin projelerini büyük inşaat firmalarına verdiniz. Onlar sağlık işini bilmiyorlar; bu nedenle onlar da başka danışman firmalar tutuyorlar. Bu danışman firmalarının da her biri uzmanlık alanı için başka taşeronlara işi aktarıyorlar. Dolayısıyla parayı veren devlet ile hizmeti alan hasta vatandaş arasına birçok kademeli aracı koyuyorsunuz. Bu da yakında devlete çok yük getirecektir. Bir süre sonra devlet bu yükü taşıyamayacak ve vatandaştan katkısını artırmayı talep edecektir. Mevcut katkı düzeyinden zaten şikâyet eden vatandaşa daha çok katkı payı yüklemek durumunda kalacaksınız. Nasıl ki tarım ürünlerindeki yüksek fiyat üreticiye gitmiyorsa burada da devletin ödediği yüksek bedel vatandaşa nitelikli hizmet olarak gitmeyecektir. Tarım ürünlerinin fiyatlarının yüksekliğinin asıl nedeni olarak aracıların yüksek kazançlarını söz konusu ediyoruz ama aynı şey yakında sağlıkta da başımıza gelecek. Bunu "Efendim, devlet hizmeti verimli veremiyor, beceremiyor." gibi savunmaların arkasına sığınarak yapıyorsunuz. "O yüzden bu işleri özel sektör firmalarına verelim, onlar çok daha rantabl çalıştırırlar." diyorsunuz ama daha geçen ay Sağlık Bakanlığının şirket kurması hususunda yasa çıkardınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Altıntaş.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Yani söylemleriniz ile uygulamalarınız arasında çelişki bulunuyor. Bir an önce bu uygulamaları yeniden düzenleyerek vatandaşı rahatlatalım, Meclis olarak sağlık hizmetlerini verimli hâle getirelim.
Bu dileklerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)