GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:15.11.2018

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlıkla ilgili bazı kanun ve kanun hükmünde kararnameleri konuşurken elbette ki ülkemiz için büyük bir sağlık problemi olan diyabeti unutmamak gerekiyordu. Zira, dün 14 Kasım Diyabet Farkındalık Günü'ydü. Bu yüce Meclisin içerisinde görev yapan birçok arkadaşımız da diyabet hastasıdır.

Diyabet, vücudumuzda "pankreas" adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Son yıllarda insanların değişen beslenme alışkanlıklarıyla beraber hızla yaygınlaşan yanlış beslenme davranışları ve hareketsiz yaşam tarzı diyabete yani şeker hastalığına neden olmaktadır. Toplumda her 10 kişiden 1'inde görülmektedir. Diyabetten korunmak için hastanın bilinçlenerek kan şekerini kontrol altında tutması büyük önem taşımaktadır.

Ülkemizde yaklaşık 8-10 milyon civarında diyabet hastası bulunmaktadır ve bu hastaların pek çoğunun böyle bir rahatsızlıktan haberi bile yoktur. Diyabetin birden fazla tipi mevcuttur. Toplumda en sık tip 1, tip 2, insüline bağımlı olduğu için bilinir.

Diyabetin belirtilerinin erken dönemde fark edilmesi ve vakit kaybetmeden önlem alınması çok önemlidir. Vücudumuzu ideal kiloda tutmak da diyabetten uzaklaştırır. Diyabet hastalığıyla mücadelede günlük spor egzersizleri, doğru beslenmeyle kilonuzun kontrolü hedeflenmelidir.

Katkı maddeli gıdalar tüketilmemesi gerekir -"Katkı maddeli gıdalar" dediğimizde burada bir parantez açmak gerekiyor- gastronomi şehrimiz olan Gaziantep'in yemeklerini tüketmek gerekir. Kendi mevsiminde yetişmeyen sebzeleri tüketmek yerine katkısız doğal yöntemlerle elde edilen sebzeler ve o sebzelerin doğal kurutmalıklarıyla yapılan yemekler ile meşhur Gaziantep yemekleri tüketmek ayrıca önem arz etmektedir. Bu da bir doktor tavsiyesi olarak yüce Meclisimize arz edilir.

Yapılan muayene ve tetkiklerle sağlıklı kabul edilebilecek kişilerde de insülin direnci olduğu bilinmektedir. Bu oran toplumumuzda yüzde 25 civarındadır.

Ülkemizde 18 yaş altı yaklaşık 16 bin tip 1 diyabetli çocuğumuz bulunmaktadır. Bu çocuklar yaşamlarını sürdürebilmek için günde en az 4-5 kez insülin enjeksiyonu yaptırmak ya da insülin pompası kullanmak zorundadır. Tip 1 diyabetli çocuklar için insülinsiz yaşam dört-altı haftayla sınırlıdır. Bu çocuklar için en hayati risk, insülin tedavisi altındayken ani şeker yükselmesi ya da ondan daha tehlikeli olan ani şeker düşmesidir. Bu ataklardan korunması ve insülin dozunun ayarı için diyabetli çocukların aileleri sürekli kan şekeri takibi yapmak zorundadırlar. Birçok anne ve baba çocuğunun uykuda hipoglisemi komasına girmemesi için bütün gece boyunca ikişer saat arayla nöbetleşe olarak kan şekeri ölçmekte ya da okul saatleri içinde, teneffüs aralarında okula gidip kan şekeri kontrolü yapmaktadır. Bu durum aileler için bir dramdır. Bu nedenle 18 yaş altı tip 1 diyabetli çocuklar ve aileleri için alarm sistemine sahip sürekli glikoz kontrol sistemleri hayat kurtarıcıdır.

Sürekli glikoz kontrol cihazı, deri üzerine yapıştırılan, doku sıvısından yirmi dört saat boyunca her iki-beş dakikada ölçüm yapabilen, mobil bir cihaza da aktarılabilen bir yeni teknolojik gelişmedir.

Sonuç olarak, ideal sürekli glikoz kontrol cihazı, aileye ya da sağlık ekibine anında sonuç aktarabilen, en düşük ve en yüksek kan şekeri sınırlarını ayarlayabilen ve bu sınırların dışında aileyi uyarabilen otomatik bir alarm sistemidir. Maalesef bu cihazın geri ödemesi yoktur. Bir an önce geri ödemeye alınması gerekmektedir.

Ayrıca, diyabet hastalarının diğer bir problemi de döviz kurlarındaki yükselmeden kaynaklı insülin pompalarındaki fiyat artışları ve devletin bu pompaları karşılama miktarlarının çok yetersiz olmasıdır. Pompa aparat fiyatlarındaki ve sensör fiyatlarındaki yükselme de hesaba katıldığında ailelerin ödediği para aylık olarak asgari ücrete ulaşabilmektedir. Bu nedenle, aileler pompalardan vazgeçmekte, diyabet hastası çocuklar daha acılı bir yöntem olan enjeksiyon uygulamasına mecbur kalmaktadır.

Ekonomik olarak zorlanan bu aileler, devlet desteğinin bir an önce arttırılmasını ve döviz kurunun ödenebilir sabit bir düzeyde tutulmasını beklemektedirler. Böylece diyabet hastalarının önündeki büyük bir ekonomik engel kalkmış olacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Taşdoğan, buyurun.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tip 1 diyabet hastalarının yaşamları boyunca sürecek olan sorunları dikkate alındığında bu hastalıkla mücadele ederken hayat kalitelerinin düşeceğini, ekonomik olarak sürekli tedavi giderlerinin olduğunu da unutmamak gerekir. Bu ailelere ve hastalara destek olmak mahiyetinde sağlık durum raporuyla pozitif bir ayrım gözeterek sosyal hayatta ve işe müracaatlarında gerekli kolaylıkların sağlanması için bazı düzenlemelerin yapılması ve kararların alınması isabetli olacaktır.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)