GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

12 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 18'inci maddesiyle ilgili görüşlerimizi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum.

Görüşmekte olduğumuz bu torba yasa teklifinin 18'inci maddesiyle 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu'nun 42'nci maddesinin başlığı "bildirim zorunluluğu" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin 1'inci, 2'nci ve 3'üncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır. Özel kurum ve iş yerinde görevli diş hekimlerinin bu görevlerini başka bir yerde de yapmaları, kayıtlı bulundukları oda yönetim kurulunun iznine tabi idi. Şimdi bu maddeyle değiştiriliyor. İktidar bu değişiklikle birlikte çalışma serbestisi geldiğini ifade ediyor. Oysa bu düzenlemeyle kaldırılan, bir hekimin bir yerde çalışmasına ilişkin izin verme değil, birden fazla yerde çalışmasına ilişkin bir düzenlemeydi. Meslek odasının uhdesindeki bu yetki yasaklayıcı değil, denetleyiciydi. Bu zamana kadar bu yetkinin kullanımıyla ilgili hiçbir sıkıntı olmamıştı. Dolayısıyla bu değişiklik sadece meslek odasını zayıflatmasına neden olacaktır. Denetimsiz olarak birden fazla görev yapma imkânı sağlık hizmetlerinde riskler taşımaktadır. Yeni düzenlemeyle hem çalışan hekim hem hastaya ilişkin olarak ortaya çıkabilecek riskleri ortadan kaldırmaya yönelik denetim aracı artık kalmamıştır.

Değerli milletvekilleri, "18'inci maddeyle hekime çalışma özgürlüğü getiriyoruz." denilirken, teklifin asıl 5'inci maddesinde insafsız, izansız yasaklar getirilmiştir. Öyle ki binlerce yetişmiş hekim, aileleriyle birlikte yokluğa, çaresizliğe terk edilmiştir.

Dünyanın en saygın mesleklerinden olan hekimlik, bizde de yine en saygın meslek konumundayken, son yıllarda ülkemizde en çok mağdur edilen, şiddete maruz kalan, ötelenen meslek grubu hâline getirilmiştir. Bununla ilgili araştırma önergelerimiz reddedilmiş ve yasal düzenleme beklentisi de bu yasa teklifinde görüldüğü gibi, yine sonuçsuz kalmıştır.

Can kurtarmak için yıllarca eğitilen hekimlerin, can alıcı bir örgütle illiyet bağı özensizce kurulmuştur, hem de hukukla hiç bağdaşmayan ucube yöntemlerle. Menfur örgütle 17-25 öncesinde irtibatı, iltisakı, hatta ortaklığı bulunanlar yüksek makamlardaki görevlerine devam ederken, hatta taltif edilirken, on yıllarını harcayarak okuyan, eğitim gören ülkemizin eğitimli insanları, doktorları, diş hekimleri, sağlık sistemimizde bunca sorun ve eksiğimiz varken çaresizliğe terk edilmiştir.

Anayasa'mızın 38'inci maddesi "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz." diyor. KHK'yle ihraç edilen bir doktorun suçlu olduğu nasıl tespit ediliyor? Ortada hüküm yok ve bu insanların masum olabileceği ihtimali hiç düşünülmeden zulmediliyor. Bu insanlar KHK'lere rağmen yurttaşımızdır. Hukuk devleti varsa yurttaşların hakları da vardır ve anayasal koruma altındadır ama maalesef, artık, hukuk devleti ilkelerini çoktan terk etmiş bulunuyoruz ve kanun devletinden bile uzaklaşıyoruz. Yapboz torba yasalar ve kararnamelerle tanımlaması zor ve karmaşık bir rejim yarattık. Adaletin terazisiyle oynamak kimseye fayda sağlamaz. Yerleşik hukuk kurallarını değiştirmek, altüst etmek, insan haklarını yok saymak sadece ülkeyi yönetilemez hâle getirir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Subaşı, devam edin lütfen.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - ...darbe dönemlerindeki gibi yüz binlerce mağdur yaratır ve fazlasıyla yaratılmıştır.

"Anayasa değişikliğiyle bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi onaylandı, bundan sonra böyle." diyeceksiniz. "Halkın iradesiyle bu yetkileri aldık." diyorsunuz sıkça ama OHAL koşullarında yapılan ve ne olduğu yeterince anlaşılmadan oluşan hukuk metinlerinin her zaman meşruiyet tartışmasına açık olduğunu göreceksiniz. Geçmişte sıkıyönetim dönemlerinin yüzde 90'ın üzerinde kabul oyuyla onaylanmış anayasasının bile meşruiyeti hep sorgulanmıştı.

Sonuç olarak, bunca sorun varken önümüze gelen bu torba yasayı kimin hazırladığı bilinmiyor ama sağlık çalışanlarının, hekimlerin, oda ve uzmanların görüşünün alınmadığı açıktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın Sayın Subaşı.

Buyurun.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Sonuç olarak, hukuku askıya aldık ama bari vicdanlarımızı askıya almayalım. Hukuksuzluğa karşın millî güvenlik kaygısıyla görevden aldığınız kişilerden "tazminat" adı altında haraç gibi para almak suretiyle hukuksuzluğa bir de ayıp ilave edilmiştir.

Saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Subaşı.