GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve İYİ PARTİ adına saygıyla selamlıyorum.

Dün bir saldırı sonucu Hakk'a uğurladığımız DİSK'e bağlı LASTİK-İŞ Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan Bey'e Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Yemen'de büyük bir dram yaşanıyor, her on dakikada 1 çocuk ölüyor, Yemen halkı perişan, eğer tedbirler alınmazsa toplu ölümler gerçekleşecek. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Yemen'le ilgili bir duyarlı bildiri yayınlamasını buradan talep ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Meclise geldiğimiz günden beri her konuşmacının FETÖ söz konusu olduğu zaman "iltisak" ve "irtibat" kelimelerini kullandıklarını gördük. Arapça'dan dilimize gelen bu kelimelerin ne anlama geldiğini artık hepimiz çok iyi biliyoruz ama bu kelimelerin... Kimini cezaevine doldurduğunu, kimini bakan yaptığını, hatta bazılarını Diyanet İşleri Başkanı yaptığını gördük. İlginçtir, şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı yapan muhterem, FETÖ'nün Kültürlerarası Diyalog Platformu'nun Yönetim Kurulu üyesi, meşhur Abant Platformu'nun daimî katılımcısı, yetmez, Kimse Yok Mu Derneği'nin müdavimi. Allah aşkına, bu Mecliste kim kimi kandırıyor? Bu FETÖ iltisaklısı adam bu ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı yapıyorsa -AK PARTİ'liler olarak söylüyorum- daha sizin bu ülkede çok işiniz var. Eğer siyasi ayağına dokunabilseydiniz, eğer siyasi ayağından kaçmasaydınız belki biraz aklanırdınız ama bu Diyanet İşleri Başkanı orada olduğu sürece sizlere biz haklı olarak "FETÖ'cüleri koruyanlar" demeye devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, sizlere Millî Eğitim Bakanından da söz etmek isterim. Sayın Bakan "Efendim, yanlış savunma yaptık Andımız'la." diyor. Ee? "Bu yanlış savunmanın bedelini iki üç bürokrata ödettik." diyor. Ne güzel ya! Sen nesin Sayın Bakan? Onurluysan bunun bedelini ödersin, istifa edersin. Var mı öyle? Türklüğe, beş bin yıllık Türk milletine hakaret edilecek "Pardon, bundan haberim yoktu, benim bürokratım yapmış." Böyle devlet yönetilmez. Böyle devlet yönetirseniz bu devlet bir yere de gidemez.

Değerli milletvekilleri, gelelim pancar çiftçisinin sorunlarına. Fabrikaları özelleştirmeye kalktınız, elinize yüzünüze bulaştırdınız, yarısını sattınız yarısını satamadınız, süresinde satamadınız. Pancar çiftçisini perişan ettiniz, yetmedi parasını vermediniz zamanında, yetmedi pancarın oranını düşürdü özel firmalar, özel sattığınız şahıslar. Taşıyan kamyoncular perişan, malının parasını iki ayda alamayan pancar çiftçisi perişan. Özelleşen fabrikalardan 2 bin civarında işçi atılmış, birçok işçi sürgüne gönderilmiş. Allah aşkına, sizin derdiniz ne? Bunları satarak Cargill'e mi çalışıyorsunuz, Amerika'ya mı çalışıyorsunuz? Saatlerdir sağlıkla ilgili konuşuyoruz. Yani bu millet şekerpancarından üretilen şeker yerine kamıştan üretilen şeker mi yesin? Derdiniz bu mu? Onun için, yaptığınız her iş sakat ve bu sakat işleri yapmaya devam ediyorsunuz ama biz de buradan söylemeye devam edeceğiz. Pancar çiftçisinin hakkını verin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Yokuş.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Pancar çiftçisi sizlere çuvallar dolusu oy verdi hâlâ da vermeye devam ediyor ama siz bir gün onları dinlemediniz. Dünyanın neresinde var bir hafta, on gün fabrikanın önünde malını teslim etmek için beklemek? Ondan sonra, özel sektöre sattığınız fabrika polarını ölçecek pancarın, firesini ölçecek güya pancarın yüzde 30'a kadar indirecek. Yazık değil mi ya benim çiftçime? Siz, Allah aşkına adınızdaki şu "Adalet" lafını bir daha değerlendirin, bunu bir daha değerlendirin, partinizin adını değiştirin diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Yokuş.