GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri...

Sayın Başkan, eskiden tokmağı insanları susturmak için kullanıyordunuz, şimdi şu tokmağı vurun da herkes bir canlansın. Mecliste böyle bir rehavet, sessizlik, ruhunda bir eksiklik görüyoruz.

BAŞKAN - Hatiplere iş düşüyor, biraz daha heyecanlı konuşmalar yapmanız gerekiyor galiba.

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Biraz canlandıralım.

Değerli milletvekilleri, yasa yapımı çok önemli bir iştir. Anayasal devletlerin meclislerinde keyfîliğe, "Ben yaptım oldu."ya yer yoktur; ülkemize eğer böyle yaparsanız, keyfîlikleri yasa hâline getirirseniz, o zaman ülkemize ve milletimize zarar verirsiniz. Anayasal medeniyet nedir sayın milletvekilleri? Anayasal medeniyet, devletin vatandaşların temel haklarıyla sınırlandığı bir rejimdir. Yasalar, eğer "yasa" adını hak edeceklerse temel haklara asla aykırı olamazlar.

Değerli milletvekilleri, içinizde bulunan değerli meslektaşlarım, Hipokrat yemini etmiş bir hekim olarak üzgünüm ve hatta kederliyim çünkü hangi şartlarla olursa olsun insanımızın hayatını teslim ettiğimiz hekimleri Anayasa korumasının dışına çıkaramazsınız. Bunu yapmayın. Yaparsanız onların Anayasa'dan kaynaklanan haklarını berhava edersiniz. Böylece evrensel insan haklarını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ayaklar altına almakla kalmaz, vatandaşlarını vatandaşlıktan çıkaran milletvekili unvanını ömür boyu bir çıngırak gibi boynunuzda taşırsınız.

Madde diyor ki: "Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplarla irtibatlı ve iltisaklı olduğu değerlendirilerek..." "Değerlendirilerek" diyor. Kim değerlendiriyor, ölçüsü ne? Değerlendirilmek, mahkemede hukuki ilke ve kurallara uygun bir şekilde yargılanmak demek değildir. Haydi, hain kalkışmanın olduğu dönemde acil tedbirler aldınız, uzaklaştırmalar yaptınız, doğruydu. Peki, ya sonra? Sonra bu ülkenin hekimlerinin terör örgütüyle ilişkilerinin olup olmadığının bir değerlendirme olmaktan çıkarılıp yargı kararıyla bir sonuca bağlanmaları gerekmez miydi? Size sormak zorundayım: Millî güvenliğe kim karşı, kim değil? Onu objektif olarak belirleyecek merci neresi? Değerlendirme makamı mı, yargı makamı mı?

Bu durumda değerli milletvekilleri, bu kanunun tarih önünde adını koyalım. Bu kanun, hekimlerin medeni ölüme mahkûm edilmeleri kanunudur yani 5'inci madde masumiyet karinesinin reddidir. Kısacası bu madde, kesinleşmiş yargı kararı almadan ilgili hekimlerin mesleklerini diğer meslektaşları gibi yapmalarını engelliyor. Bu nedenle Anayasa'nın 10'uncu maddesine, Anayasa'nın masumiyet karinesine vurguda bulunan 38'inci maddesinin dördüncü fıkrasına, çalışma ve girişim özgürlüğünü vurgulayan 48'inci maddesine ve bunların yanı sıra birçok maddesine aykırıdır.

Değerli vekiller, bu kanunun 5'inci maddesine oy verirken anayasal bir medeniyet ülkesi mi, yoksa keyfe göre anayasa ülkesi mi olacağız, ona karar vereceksiniz. Unutmayın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tasavvur ettiği muasır medeniyet ideali, esasen bir anayasal cumhuriyet idealidir. Torba yasanın içine monte edilen bu 5'inci madde mevcut şekliyle kabul edilirse eğer bizi bir kez daha bu idealden uzaklaştıracaksınız, özgürlük ve güvenlik dengesine dayalı barış, huzur ve refah umutlarımızı iyiden iyiye karartacaksınız. Sizler söylüyorsunuz "Bu terör örgütü bizi aldattı, kandırdı." diyorsunuz. O hâlde, aldandığınız için insanlarımızın aldatılmalarına neden olduğunuzu neden itiraf etmiyorsunuz?

Bu arada, kötü niyetlileri ve kripto FETÖ'cüleri de buradan uyarayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Çıray.

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Kandırdığınız Adalet ve Kalkınma Partililere yaptığımız eleştirileri sakın başka yerlere çekmeyin çünkü biz yani bu Meclisin tüm üyeleri, FETÖ ve PKK gibi kanlı ve hain terör şebekeleriyle ilişkileri hukuki delillerle ispatlanmış kişilerin cezalandırılmasına karşı çıkanların da hain olduğunda mutabıkız. Ancak Türkiye her şeyin alınıp satıldığı bir ülke hâline getirilirken bu maddeye konulan para cümlesiyle artık özgürlükleri de alınıp satılan bir meta hâline getireceksiniz.

Bu değerlendirmelerim sonucu, Adalet ve Kalkınma Partisinin sayın milletvekilleri, sizleri nefretin karanlığı yerine sevginin aydınlığına oy vermeye davet ediyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Çıray.