GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:31.10.2018

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Anayasa gereği görüşülmekte olan bir gündemle karşı karşıyayız. Olağanüstü hâl kararnamelerinden bir tanesini daha yasalaştırmış olduk. Bu, bizim görevimizdi, tüm partilerin katkısıyla beraber bunu yapmaya çalıştık. Ancak, usul ekonomisi gereği, zaman zaman ağır ithamlara, sataşmalara rağmen bile cevap vermeyerek Meclisin çalışmasını, mehabetini kollamaya çalıştık. Birkaç hususu, ortamı germeden ifade etmek isterim.

Bakın, değerli arkadaşlar, en kolay yol suçlama yolu, "Sen bunu yaptın, sen böyle yaptın." Eyvallah. Bakınız, FETÖ terör örgütü, AK PARTİ'li yıllarda başlamış ve büyümüş bir hareket değil; bunu her akademik çalışmada görüyoruz, her toplantıda ifade ediyoruz. 1960'lardan beri, belki de başka başka ülkelerin talebi doğrultusunda bu ülkede şekillenen, her siyasi partiyle dirsek temasında olan, zaman zaman büyüyen, azalan ama hep bu ülkede var olan bir örgütten bahsediyoruz. En çok büyüdüğü zamanlara baktığımızda, 80 darbesinden sonra muazzam bir ivme kazanıyor. Daha sonra -hiç konuşulmayan bir mesele- 28 Şubatlı yıllar, birçok siyasi partinin darbenin yanında yer aldığı yıllardan bahsediyorum, imam-hatiplerin kapatıldığı, kavgaların olduğu yıllardan bahsediyorum; her imam-hatip kapatma kararında FETÖ'nün büyüdüğünü görüyoruz. O yüzden "Sadece AK PARTİ suçlu." demenin hiçbir gerçekliği olmadığı kanaatindeyim. O gün bilerek, bilmeyerek katsayısını isteyenler, 28 Şubata "evet" diyenler, aslında dolaylı olarak FETÖ'yü büyütenler aynı zamanda. O yüzden, kolay mantıkla "Şurası şurası siyasi ayağı." demek, siyasi ahlaktan uzak bir yaklaşımdır.

Bugün şunu gördüm: İyi ki AK PARTİ var, iyi ki AK PARTİ Grubu var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Olağanüstü hâl kötü, KHK kötü, atılanlar mağdur; e arkadaş, hiç mi bu ülkede 200'den fazla şehidin hatırı olmayacak, hiç mi binlerce gazinin hatırı olmayacak? Bunların mağduriyeti yok mu ortada? Hiç 15 Temmuzla ilgili kırkyıllık sürecin değerlendirmesi yok, kim hata yapmış, bunlar konuşulmayacak, varsa yoksa son beş yıllık mesele.

Bakın değerli arkadaşlar, ben yedi yıldan beri milletvekiliyim. Şunu söylemek istiyorum: Bu ülkede demokratik engellerden dolayı iktidarımız her kesimin önündeki engeli kaldırdı; iyi de yaptı. Bunu kendi açısından ilmine, okuluna, irfanına katkı sayanlar da oldu, FETÖ'de olduğu gibi terör faaliyeti yapanlar da oldu ama sonuçta, 17 Aralıktan sonra özellikle, bu adamların okul, iyi niyet benzeri faaliyetler değil de bu ülkenin gidişatına, farklı ülkelere teslimine adım atmaya çalışan örgütler olduğu anlaşılınca biz bir karar aldık "Siz herhangi bir -tırnak içerisinde- İslami cemaat falan değilsiniz, hain bir örgütsünüz." dedik. 17 Aralık bize karşı yapıldı. 17 Aralıkta biz yalnız kaldık. Gazetelerde var, dosyamda var, o zaman "Benim doğum tarihim 17 Aralık." diyen liderler gördük. Dershaneler kapatıldı. Baktık ki bunların en yoğun olarak çalıştığı yer dershaneler. Oturdu AK PARTİ Grubu, dedi ki: "Bunların kapatılması lazım kardeşim." Neredeydiniz? Neredeydiniz? En kolay yol "AK PARTİ kötü." demek.

Devam ediyorum, gecenin saat dördü, ben İstanbul Vekiliyim o zaman; MİT Başkanına operasyon var diye toplandı Meclis "Asla buna izin vermeyeceğiz çünkü bu operasyonu yapan FETÖ." dedi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tek kaldık tek, yalnız kaldık.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Cezaevindeydik, cezaevinde.

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden bir daha söylüyorum: İyi ki AK PARTİ var, iyi ki AK PARTİ'nin lideri var, grubu var ki bu süreçte en büyük dirayet, en büyük şans, Türkiye'de FETÖ örgütüne karşı bu kadar dirayetli bir adam çıktı, hep beraber, omuz omuza savaştık, kavga ettik, bu belayı defettik. Arkadaşlar, AK PARTİ karşıtlığı başka bir şey ama Türkiye karşıtlığı başka bir şey. Siz yeri geldiğinde FETÖ'yle AK PARTİ'yi sözüm ona berabermiş gibi göstermek için öyle ifadeler kullanıyorsunuz ki olağanüstü hâle karşı, KHK'ye karşı, terörden atılmasına karşı; bu, doğru değil. Şu atılan insanların içerisinde varsa mağdur, zaten, bir daha diyorum, mahkeme yolu var, idari yol, komisyon, hepsini yine bu Meclis yaptı, kimse mağdur olmasın ama binlerce kişinin atıldığı yerden yola çıkarak herkes mağdurmuş edebiyatı da FETÖ'ye en büyük psikolojik destektir; bu, doğru bir yaklaşım değil. Son iki yılda FETÖ'den arınmak için AK PARTİ, ittifak, devlet çok büyük adımlar attı. Bir daha düşünün. Çıkıp buraya hakaret etmek, iftira etmek yerine, tahrik etmek...

İSMAİL KONCUK (Adana) - Ya, günah. Bir sürü mağdur insan var ya. Böyle konuşma bari... Böyle konuşma bari, bir sürü mağdur var. Hatanızı kabul edin ya. Reddederek bir şey olamazsınız ya.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Nasıl konuşacağına sen mi karar vereceksin ya.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, bir de bir şey söyleyeyim, şöyle bir usul var değerli arkadaşlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Turan, devam edin.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Biz iki günden beri her türlü, hakkaniyete aykırı, terbiyeye aykırı, üsluba aykırı birçok iddiaya cevap bile vermedik. Bizim bu millete borcumuz var. Bu kanun bitsin, işimize bakalım diyoruz. Ama, bakınız, bu kürsüye çıktığımızda çoğu zaman konuşamadık bile, asla dinlemeye tahammül edemeyen, asla demokratik kültürden nasibini almayan insanların bu millete verecekleri bir şey yok. Bakın, işin doğasında normal şartlarda muhalefetin zaten büyümesi lazım. Hiçbir iş yapmasa, hiç konuşmasa her seçimde düz mantıkla muhalefet büyür, ana muhalefetten bahsediyorum eski ifadeyle. Arkadaş, olduğu yerde oy kaybeden tek parti malum parti.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye hile yapıyorsunuz?

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden diyorum ki: Bu üslubun size faydası yok. FETÖ'ye karşıymış gibi yapıp da Türkiye aleyhtarlığı yapmanın faydası yok. O yüzden tüm partileri FETÖ başta olmak üzere terörle ilgili meselelerde daha soğukkanlı olmaya, daha saygılı olmaya, iktidara, devlete terör konusunda, engelleme konusunda yasal çalışmalar başta olmak üzere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlayın Sayın Turan, buyurun.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Tüm partileri terörle mücadelemiz başta olmak üzere millî konularda, doğru konularda yanımızda olmaya davet ediyorum. Bunun ülkeye de faydası var, size de faydası var.

Çıkarın zabıtları hakaret edenler, isim vereceğim: Cihangir İslam, demediği kalmadı, ağzımızı açmadık. Konuştu, küfretti gitti. Bu mu vekillik ya? Bu mu vekillik? Bu mu vekillik arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Konuştu, bağırdı gitti. İçeride, burada 10 kişi var, zannedersiniz ki meydanda miting yapıyor, arkadaşlar. Ekrana konuşmak hakkaniyetten bazen koparıyor insanları. O yüzden diyorum ki -benden sonra Sayın Özel konuşacak- AK PARTİ karşıtlığı başka bir şey, FETÖ'nün hoşuna giden cümle kurmak başka bir şey. Dünden beri burada "Olağanüstü hâl bir darbedir." dendi. Ters mantık şu demek: "Olağanüstü hâli ilan etmeyin, siz de FETÖ'ye teslim olun." demek. Arkadaşlar, biz 17 Aralıkta adım atabildik mi? MİT'te, dershanede ne kadar zorlandık. Olağanüstü hâlin anayasal sistemi izin vermeseydi bu adımları atabilir miydik? Çıkın, deyin ki: "Olağanüstü hâli beraber hayata geçirelim." Yanlış varsa revize edelim ama olağanüstü hâle "darbe" demek, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle mücadeleye halel getirmek demektir, kimseye yakışmaz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)