| Konu: | 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 31.10.2018 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1'inci maddesi için partim adına söz almış bulunuyorum.
Kararnamenin 1'inci maddesi 19 bin kişinin kamu görevinden ihraç edilmesine ilişik ama nasıl ihraç edildiklerine dair şahsen ben kuşkuluyum birçok kişi gibi. Malum "FETÖ terör örgütüyle kimilerinin mensubiyeti var, iltisakı var, irtibatı var." diye sadece bu 19 bin kişiyle bırakılmadığı gibi yüz binlerce insan maalesef mağdur edilmiştir, travma yaşatılmıştır. Yargılamaların sonucunda ne olur, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin sonucunda acaba bu yüz binlerin yüzde 10'u, yüzde 5'i hüküm giyer mi, ondan da emin değiliz.
Ama işin -hukuki olmadığını hepimiz bilmekle beraber- en garip yanı da 17-25 Aralık 2013 tarihine "milat" denmesine neden olan siyasi irade tümüyle bu işi sulandırmıştır. Soruşturmalar ve kovuşturmalarla yüz binlerce insan kamu görevinden ihraç edildi ama 17-25 Aralık 2013 tarihinden önce kovuşturma ve soruşturma maalesef yapılamadı. Hukukçu olanlar bilir. Bu kimin hukuk anlayışına sığar? Bu bir hukuki tasarruf mudur? Siyasi irade "Bu milattır. Milattan öncesini araştıramazsınız." diyebilir mi? Böyle bir hukuk devleti olur mu? "Hukuk devleti" tabii ki denemez. Rahip Brunson olayında Amerika "Brunson'u istiyoruz." dediği zaman bakanlarımız sürekli "Burası bir hukuk devletidir, burada yargı bağımsızdır, tarafsızdır." dedi ama hiç kimse de buna inanmadı ve sonunda da Brunson'u iade etmek zorunda kaldık. Ne kadar "Türkiye bir hukuk devleti." dersek diyelim, "Yargımız bağımsızdır." dersek diyelim, FETÖ'nün köküne inebilmenin yolu 2013 tarihinden, milat dediğimiz tarihten öncesine gitmek, onlarla devlet yapısının içinde kimlerin asıl iltisaklı ve irtibatlı olduğunu ortaya çıkarmakla mümkündür. Eğer biz yargı sürecinde bunu yapamıyorsak yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu söyleme imkânımız hiç yoktur.
Dün bir araştırma önergesi verdik. Ruhları şad olsun, buradan şükranla ve rahmetle anıyorum donarak şehit olan iki şehidimizi, askerlerimizi. İYİ PARTİ'nin dünkü önergesi reddedilmişti; ardından bugün gelen, FETÖ'nün iktisadi ayağı ve siyasi ayağına ilişkin araştırma önergemiz de reddedilmiştir. Ben hatiplerin "Hep beraber FETÖ'nün mücadelesini yapmalıyız." demesine bir beyanda bulunmuştum, "Her önerge, araştırma önergeleri reddediliyorsa siz samimi misiniz 'Birlikte sorunları çözelim.' demenizde?" dediğim zaman Sayın Güvenç itiraz etmişti, "Bu araştırma önergeleri siyasidir." diye yorumlamıştı. Şimdi, yüce Meclis işlevsiz hâle gelmişse bundan hepimiz zaman içinde utanç duyacağız. FETÖ dediğimiz böylesine terör örgütlerinin hedef aldığı kurum millî iradedir ve bu yüce Meclisin çatısıdır. Eğer onu biz bu çatı altında araştıramayacaksak hiçbir kurum bunun köküne kökenine inemez, bunun bilinmesini istiyoruz. Çünkü yargı bağımsızlığını kaybetmişse bu Meclisi çalıştırmak zorundayız. Yargıya güven kalmamışsa bu yüce Meclis her konuyu araştırabilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Subaşı.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Ama hiçbir konuyu araştıramaz hâle gelen bu Meclis bir süre sonra hepimize utanç verecektir. Bunu buradan duyurmak istiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)