GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu'nun 9 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:10
Tarih:24.10.2018

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Ağıralioğlu'nu burada dinledik. Tabii ki kendisi, bir parti grubunun grup başkan vekili olarak fikirlerini ve eleştirilerini de yöneltecektir. Tabii, bu Meclis kürsüsünden değindiği konular burada pek çok kez dile getirildi. Dünkü tartışmalara atfen, işte bir kişiden FETÖ'cü çıkartmaya çalıştığımız... Benim o kelimeleri niye kullandığımı, ilgili şahıs çok iyi biliyor. Dolayısıyla, biz herhangi bir meseleyi bir şahsa indirgemek gibi bir politika hiçbir zaman uygulamadık.

Şimdi, FETÖ meselesiyle alakalı bizim duruşumuz ortadadır. Bunun nerelerden, hangi yıllardan bugünlere geldiği ortadadır ve bizim bu yapıyla hukuk sistemimizin, devletin mücadele etmeye başladığı andan itibaren kimlerin hangi pozisyonu aldığına biz vurgu yaptık. Dolayısıyla, şunu kabul etmeyiz: "Bizi hiç dinlemiyorsunuz." Bakın, bu verilen önergeyle ilgili, bu bahse konu önergeyle ilgili bizim hatibimiz de bir konuşma yaptı. Sayın Başkanım, siz burayı yönetiyordunuz, gürültüden biz kendi hatibimizi dinleyebildik mi?

BAŞKAN - Evet, oluyor yani gürültü.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Hayır gürültünün ötesine bir şeye geçti, susturma adına laf atmalar... Bir bekleyin, adam bir şey anlatıyor, görüşlerini ifade ediyor. Şimdi, "Bizim istediğimiz gibi konuşursanız, bizim istediğimiz gibi yaparsanız iyisiniz ama bizim istediğimiz gibi yapmazsanız, bizim hoşumuza gitmeyen şeyler söylerseniz 'Bizi dinlemiyorsunuz.'" İnanın, burada şahit olan, bilen arkadaşlar da vardır, biz gelen olumlu taleplerde, Türkiye'nin hayrına olan bütün meselelerde bir noktaya gelmeye çalışan bir partiyiz, bunu her zaman dikkate aldık.

PKK meselesi... Bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti, PKK'dan önce ASALA'yla mücadele etti. ASALA çökertildi, PKK diye bir yapı ortaya çıktı, ipleri kimin elinde olduğu belli bir yapı. 1984'ten beri, ilk eylemden beri mücadele ediyor Türkiye Cumhuriyeti devleti, pek çok imkânı seferber etti, farklı metotlar denedi, farklı yöntemler denedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Muş.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Tamamlıyorum.

Bizim dönemimizde de hem devletin ilgili kurumları ve devlet bilfiil kendisi olarak hem de biz AK PARTİ ve Hükûmet olarak elimizden geleni yaptık. Amacımız, terör örgütünü Türkiye'nin gündeminden çıkartmaktır, buna vurgu yaptık. Bugün Türkiye, tasfiye etmek için çeşitli adımlar attı. Bu adımlar neticesinde, yaptığı değerlendirmeler neticesinde Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Hükûmet olarak ona göre bir stratejiyle, farklı bir stratejiyle üzerine gitmeye devam ettik.

Şu an verdiğimiz mücadelede çok açık bir şekilde şunu söylemek isteriz: Bunun bir sivil alanda yapılanması var, bir de dağda yapılanması var. Bunların her ikisinin üzerine eş zamanlı olarak bu kadar kararlılıkla -tüm devlet kurumları ve burada partilerin önemli bir kısmı da ciddi şekilde bu işe destek veriyor- gidiliyor. Bunu Türkiye'nin gündeminden çıkartacağız. Buna buradaki partilerin destek vermesi, bu işi hızlandırır, kolaylaştırır çünkü bu, artık siyasetüstü bir meselesidir, Türkiye'nin bir meselesidir ama buradan bugün Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlar yapmasının altında yatan da budur. Bütün baskılara rağmen Türkiye kararlı bir şekilde bu sınır ötesi operasyonları yapmıştır, buradan geri durmamıştır, bütün tehditlere rağmen yapmıştır. Çok basit bir şey vardır: Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında sivil alanda, yasal alanda kaldığınız müddetçe siyaset alanı herkese açık ama bu mecraları kullanıp devletin aktardığı kaynakları dağa aktarırsanız, kusura bakmayın, orada devletin tüm kurumları devreye girer. Bu politikada da herhangi bir değişiklik asla olmayacaktır, bunu herkes bilsin, geri adım atılmayacaktır bu noktadan.

Şunu istirham ediyorum: Lütfen, birbirimize karşı niyet okumayı bırakalım. Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın ne düşüneceğini, nasıl bir şey yapacağını, o niyet okumayı bırakalım. Biz Türkiye'nin... Bu konuştuğumuz konuyla alakalı da 1999'da yapılan bir değişikliktir bu. Doğru bir değişiklik midir? Doğru bir değişiklik yapmıştır o günkü siyasiler, o günkü hükûmetler, doğru bir adım atmışlardır çünkü Türkiye'nin kaynakları belli, gelen belli, nüfusu belli; atılan adım doğru bir adımdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Muş.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bugün yapılan tartışma, 1999'da atılan adımla alakalı bir tartışmadır ama doğru bir adım atılmıştır.

Bakın, biz AK PARTİ'yiz ve şu an Cumhurbaşkanımız aynı zamanda bizim partimizin Genel Başkanı. Ülkenin mali sorumluluğu bizim omzumuzda. Mutlaka biz de insanlarımızın daha iyi, refah içerisinde yaşaması için bir çaba içerisinde olduk, olacağız da ama elimizdeki kaynakları ona göre tahsis etmekle karşı karşıyayız, bunu birbirimizin anlayabilmesi lazım. "Biz EYT'lilerin hakkını savunuyoruz, siz bunlara karşı çıkıyorsunuz." Böyle bir şey yok, bu insanlar bizim vatandaşımız ama imkânlar dâhilinde buna kaynak ayrılabilir.

Bir diğer konu "Para kazandırdığı insanlardan Cumhurbaşkanı 'Sen 3 lira ver, sen 5 lira ver...' bunlara kaynak ayrılabilir." Bakın, biz hukuk sistemi içerisinde bütçe yaparız, hukuk sistemi içerisinde kaynak tahsisi yapılır. Ya, burası, kabile devleti değil; burası, dünyanın farklı yerleriyle mukayese edilebilecek bir ülke değil.

Bugün bütçe geldi, 960 milyar liralık bir bütçe geldi. Bu bütçenin nerelerden geleceği, nasıl geleceği bellidir. Dolayısıyla, karşılığı olmayan, yanlış olan, olmayacak şeylerle "Sen 3 lira ver, sen 5 lira ver, toplayalım." "Ee?" "Buradan emeklilere, EYT'lilere kaynak ayıralım."

Değerli arkadaşlar, yaptığınız eleştirilerin dozu ve yaptığınız eleştirilerin kalitesi bizde bir karşılık bulur ama iş adamlarıyla böyle ahbap çavuş ilişkisi bizde yoktur, onu söyleyeyim.

Teşekkür ederim.