| Konu: | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 17.10.2018 |
FAHRETTİN YOKUŞ ( Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 7 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gecenin bu saatinde, elbette, çok da önemli olmayan ancak siyasi iktidarın hangi sebeple getirdiği herkesçe malum olan bir torba yasa bütünlüğünü görüşüyoruz. Bu yasa tasarısının, özellikle trafikle ilgili olması, trafik cezalarının artırılmakta olması, yeni düzenlemeler getirilmesi hepimizde farklı bir duygu geliştirdi. Siyasi iktidar yıllarca bu hususta ciddi bir çalışma yapmazken iki sayın vekilin pek çok konuda bir anda uzmanlaşıp torbaya doldurduğu böyle bir teklif, herhâlde yeni dönemde tarihe geçecek ilk teklif olsa gerektir.
Şimdi, bu teklifi hazırlayanlara sormak lazım: Siz bu teklifi hazırlarken Şoförler Odasına sordunuz mu? Otomobilcilere sordunuz mu? Trafikte ömrünü geçiren kamyonculara, tırcılara, servisçilere yani hayatı kara yollarında geçen insanlara sordunuz mu? Sormanıza gerek yok ki çünkü sivil toplum örgütü ya da meslek odalarının bir anlamı da kalmadı ki. Sormaya da ihtiyaç yok. Ama konuşmaya gelince Batı standartlarında gelişmekten bahsetmeyi, örneklerimizi Avrupa'dan vermeyi çok severiz. Ama gelişmiş Batı toplumlarında hiçbir yasa böyle yapılmıyor. Önce, o yasanın tarafları hazırlanıyor, konuşuyor, istişare ediyor; ondan sonra yasa, tarafların düşünceleri doğrultusunda meclislere taşınıyor.
Şimdi, bu tasarıyı buradan geçiriyoruz, bir kamuoyu yoklaması yapalım, bu ülkede, bu yasanın trafikte ölümleri engelleyeceğine, trafikte insanları korkutarak, insanları zorla disipline etmek için fayda sağlayacağına inananların oranı herhâlde yüzde 10'u, yüzde 20'yi geçmez. Çıkın, sorun halkımıza, yüzde 80'i-90'ı böyle diyor, diyor ki: "Hükûmetin kasası boşaldı, paraya ihtiyaç olduğu zaman hemen trafiğe... Trafik polisleri hemen, yirmi dört saat göreve başlar yani sekiz saat arayla devriyeye çıkarlar. Niye? Kasada boşluk var, doldururuz." Allah aşkına, böyle yapacağımıza, gelin, yine bu cezaları artıralım ama bu kültürü geliştirelim, eğitimi geliştirelim. Bu insanlara önce diyelim ki: "Size 2 kat, 3 kat cezalar getirmek yerine, cezayla korkutmak yerine insan hayatının önemini, insan yaşamının değerini öğretelim önce. Onunla ilgili eğitim verelim, çalışma yapalım." Ama bunları yapmaya hiçbir zaman ihtiyaç duymuyoruz.
Bu teklifte, ilginçtir, pek çok husus var. Kamuda 100 binlerle ifade edilen araç var, araç saltanatı var. Bu araç saltanatı içinde görev yapan binlerce şoför var. Tabii, bunlara siz yabancısınız. O şoförlerin büyük bölümü kamuda memur ve işçidir ama biliyor musunuz, Hükûmetiniz kasko yaptırmadığı için bu tip araçlara -belki askeriye dışında, emniyet dışında- bir kaza olduğu zaman, o devlet memuru ya da kamu işçisi o kasko bedellerini öder? Siz burada para toplamaya gelince, ne güzel, artışları yapıyorsunuz ama kamuda çalışan şoförlerin mağduriyetini gidermek için araya bir madde sıkıştırmayı bile çok görüyorsunuz.
Onun için, bu düşüncelerimi paylaşarak, uzatmayarak hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)