| Konu: | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 17.10.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
"Yarın için tapum yok, Hak'tan gayri kapım yok/Hamurum mayalandı ve benim acelem var." diyerek Hakk'a yürüyen Bahaettin Karakoç'u rahmetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun inşallah.
Değerli milletvekilleri, İYİ PARTİ Grubu adına 7 sıra sayılı Kanun Teklifi'yle ilgili görüşlerimizi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde de görev yapan polislerimiz var. Daha önce bu polislerimiz bu kutsal mekânda, demokrasinin mabedi olan bu mekânda görev yaptıkları için 3-5 kuruş fazla ücret alıyorlardı, daha önceki Meclis Başkanımız -sağ olsun- Cemil Çiçek Bey bunu fazla gördü herhâlde, onu kesti, umut ediyorum, Sayın Başkanımız Binali Yıldırım bu problemi çözer. Zannederim 600 civarında polis memuru arkadaşımız Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde görev yapıyor ve bu arkadaşlarımız diğer personelin faydalandığı imkânlardan faydalanamıyor, mesela, yemek konusunda faydalanamıyor. Buranın güvenliğini sağlayan, bizlerin güvenliğini sağlayan bu polis arkadaşlarımızı buranın personeli kadar yemek imkânından faydalandırmak herhâlde yanlış olmasa gerek.
Tabii, burada emniyet teşkilatının problemlerini gündeme getirdik. İçişleri Komisyonu en azından polislerimize, aslında çok daha önce verilen 3600 ek gösterge sözünü İçişleri Komisyonu marifetiyle, diğer memurlarımıza da elbette bunu vermekle ilgili sözleriniz var, inşallah, bütün memurlarımızın bu köhnemiş... Aslında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu zaman zaman tartışılır bu ülkede, mesela köhnemiş bir kanun olduğu söylenir. Aslında birçok maddesi yenilenmiştir ama en köhneyen yeri ek gösterge rakamlarıdır. Her ne hikmetse hiç kimsenin aklına, iktidar partisi milletvekillerimizin de aklına bu köhnemiş ek gösterge rakamlarını Türkiye'nin ekonomik gerçeklerine uygun hâle getirmek gelmez. İsterdi ki gönül, 3600 ek gösterge konusu, polislerimiz bakımından, bu kanun içerisinde olsun ve bu gösterge sözünü bu polislerimize vererek bu sözü tutmaya başlamış olsaydınız ama burayı da es geçtiniz maalesef.
Değerli milletvekilleri, polislerimizin çalışma şartları çok kötü, on iki saatten fazla çalışıyor polislerimiz. İzin hakları var ama izin haklarını kullanabilmeleri bile neredeyse mümkün değil, amirlerinin iki dudağı arasında. Dolayısıyla, polislerimizin çalışma şartlarının iyileştirilmesi konusunda da bu kanunlar içerisinde birkaç madde keşke yer alsaydı ama yer almadı.
Sürekli bedel ödettik polislerimize. Şu anda polislerimiz diken üzerinde. Bu "FETÖ mücadelesi" adı altında yapılan, aslında FETÖ mücadelesini bana göre sulandıran, gerçek FETÖ'cülerin, belki de kripto FETÖ'cülerin özellikle ortalığı karıştırmak amacıyla attıkları adımlar sebebiyle birçok yanlış adımlar atıldı ve şu anda Emniyet teşkilatımız, polislerimiz âdeta diken üzerinde. Geçen bir tanesiyle konuştum, diyor ki: "Emekliliğim geldiği anda bir dakika durmam çünkü yarın başıma ne geleceğinden emin olamıyorum." Böylesine bir polis teşkilatı vücuda getirdik, el birliğiyle maalesef bu yapıldı, tabii siyasal iktidarın bunda büyük hatası var.
Bu hâletiruhiye içerisinde polis teşkilatımızın verimli hizmet üretmesini beklemek hayaldir. Onun için İçişleri Bakanından istirham ediyorum, sizlerden istirham ediyorum, Emniyet teşkilatını rahatlatacak adımları lütfen atın çünkü bu anlayışla, bu psikoloji içerisinde görev yapmak zorunda bırakılan polislerle hakkıyla emniyet işlerini düzenlememiz mümkün görünmüyor.
Bazı maddelerini benden önce konuşan hatipler teferruatıyla anlattı. Mesela başpolislerin komiser yardımcısı olması konusundaki madde. Gerçekten bu madde düzeltilebilir mutlaka burada, ortak akılla düzeltilebilir ama o arada, burada gündeme gelmeyen bir husus var, onu ben gündeme getireceğim. O da şu: "Yazılı/sözlü" diyor. Yani buradan anladığımız şudur: Yazılıyla mı komiser yardımcısı olacak yoksa sözlüyle mi -yani mülakat bir anlamda- mülakatla mı komiser yardımcısı olacak? O tamamen yönetmelikle ya da amirlerin takdirine kalmış bir durum.
Değerli milletvekilleri, mülakat konusu maalesef kamuyu perperişan etti, perişan etti. Bu mülakat sebebiyle bütün kamu şu anda diken üzerinde. Liyakat bitti. Kabiliyetin, bilginin, donanımın hiçbir önemi kalmadı. Artık herkes torpil arıyor. Öğretmen mi olacaksınız, torpil arıyor bütün velilerimiz, anne babalarımız. Beni arayan bir sürü insan var. Bir muhalefet partisinin milletvekillerini dahi arayan bu kadar insan varsa sayın milletvekillerimizin, iktidar partisinin milletvekillerinin ne kadar arandığını varın siz tahayyül edin. Dolayısıyla bu "mülakat" denilen ucube sistemin kamunun her alanında kaldırılması lazım. Öğretmen atamasından tutun şef atamasına kadar, yönetici, müdür, müdür yardımcısı atamasına kadar tüm alana hâkim oldu mülakat sistemi. Neyi getirdi biliyor musunuz? Ne kadar beceriksiz insan varsa şu anda kamuda idareci yapıldı. Ben yıllarca sendika başkanlığı yaptım. Tanıyanlar bilir. Bir gecede çıkarılan bir mevzuatla, kanunla, bir kanun maddesiyle -Ben TÜRK EĞİTİM-SEN Genel Başkanlığı yaptım- benim sendikamın üyesi olan tam 8.500 okul müdürü müdürlükten alındı ve mülakat sistemi getirildi. Bunların tekrar müdür olması mümkün olmadı. Tek suçları TÜRK EĞİTİM-SEN üyesi olmalarıydı. Tek suçları Türk milliyetçisi olmalarıydı, ülkücü olmalarıydı.
Hayat hakkı tanınmadı 8.500 okul müdürüne. En az 15 bin müdür yardımcımız görevlerinden alındı. Dolayısıyla böyle bir sistemin kamuya huzur vermesi mümkün değil. Liyakati önceleyen bir sistemi mutlaka bulmak zorundayız.
Herhâlde zamanım daralıyor. Aslında söyleyecek çok sözüm var.
Bu sözleşmeli öğretmenlik sistemini mutlaka ortadan kaldırmak zorundayız. Aile bütünlüğü sağlanamayan öğretmenlerimiz şu anda verimli görev yapamıyor. Bekârlar evlenemiyor, evliler birleşemiyor. Böyle bir öğretmenden anladığımız anlamda verim beklemenin mümkün olmadığını bilmemiz lazım.
Sayın eski Millî Eğitim Bakanımız İsmet Bey de burada, gözümün içine bakıyor. Sayın Bakanıma da çok söyledim ama...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Bir dakika alabilirsem...
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Yeni Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk zannederim 23 Ekim tarihinde bir vizyon programı açıklayacak. Umarım orada bu "sözleşmeli öğretmenlik" "sözleşmelilik" kavramını tamamen ortadan kaldıracak adımları atar.
Bunu daha geniş zamanda -bu öğretmenlik meselesini, sözleşmeli memurluk meselesini- daha teferruatlı konuşabiliriz. Ama burada inşallah sağlam adımları hep birlikte atarız, bunun sevabına da hep birlikte nail oluruz diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hayırlı uğurlu olsun. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)