GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:16.05.2018

MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan ve sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bu ramazan ayının da bu bereketli ve rahmet dolu ramazan ayının da oruç ayının da bütün İslam âlemine bereket, huzur, kardeşlik getirmesini diliyorum ama maalesef öyle olmuyor. Her ramazan ayı, her bayramımızda maalesef yas içinde geçmektedir.

Şimdi, ona da değineceğim ama değinmeden önce öğrenci affıyla ilgili bir olayı anlatmak istemiştim ama unutmuştum, onu burada dile getireyim: Öğrenciler aslında af değil adalet istiyor, bütün öğrenciler; tutuklular da öyle, af değil adalet istiyor. Şu anda, düşünceden dolayı binlerce insan içeride affı değil adaleti beklemektedir, bunu nazarlarınıza sunmak istedim.

"Nevroz"da Milas'taydım arkadaşlar. Belki inanmayacaksınız ama üzerinde tefekkür etmeniz gerekiyor. Özellikle iktidarın, özellikle Hükûmetin buradaki mesajı iyi algılaması gerekiyor. 3'üncü, 4'üncü, 5'inci sınıf öğrencileri vardı, önlükler vardı üstlerinde. Milas'ta "Nevroz"a gitmiştim. Vekil olduğumu öğrenince gelip benimle fotoğraf çektirdiler ama dediler ki: "Amca, sakın fotoğraflarımızı yayınlama." "Neden çocuklar?" dedim. "Gelip bizi okuldan alıp hapse koyacaklar, babamızı da işten atacaklar." dediler.

Arkadaşlar, artık çocuklar dahi bu korku iklimine, psikolojisine kapılmış durumda. Artık cinlerden, karabasanlardan değil, mevcut yaratılmış olan atmosferden korkuyorlar, irkiliyorlar. Bu başka bir ülkede olsa psikologlar, sosyologlar oraya akın eder, "Çocuklar neden öyle düşünüyorsunuz, neden öyle korkmuşsunuz, neden korkutulmuşsunuz?" diye bir araştırma yaparlardı. Gelinen nokta budur arkadaşlar. İktidarın kendini bu anlamda, ciddi anlamda gözden geçirmesi gerekiyor.

Fadi Abu Salah, 2014'te ayakları, bacakları şehit olmuştu, üç gün önce de kendisi. Kendisini buradan öpüyoruz ve bütün Filistin halkı için sembolleşen bu insana da Allah'tan rahmet diliyoruz. Hangi gün öyle olmuş arkadaşlar? Filistinlilerin "El Nekebe" dedikleri yani "Büyük Felaket, Büyük Yıkım" dedikleri... Yetmiş yıldır toprakları işgal edilmiş, evleri ellerinden zorla alınmış, o yüzden Filistin'in tapusu, Filistin'in sembolü hâline gelmiş yani "Evlerimize bir daha döneriz." umuduyla anahtarlarını da yanlarına alıp göç etmişler. 6 milyon Filistinli dünyanın farklı ülkelerinde mülteci olarak yaşıyor, 5 milyon Filistinli ise maalesef, ana yurdunda, toprağında âdeta açık cezaevinde hapis hayatı sürmektedir. Ama İsraillilerin gücü işte 14 yaşındaki Fevzi El-Junidi'ye yetiyor. Yazıklar olsun! İsraillilerin anlayacağı bir dilde söylüyorum yine: "..."(x) Sizin gücünüz, işte böyle 14 yaşındaki çocuklara yetiyor. 50 silahlı güvenlik görevlisi, bir de gözleri bağlanmış sanki onlara zarar verecekmiş gibi, sizin gücünüz bu kadar.

Bir İsrailli milletvekili de utanmadan şunu söyleyebiliyor: "Bütün Filistinlilere yetecek kadar kurşunumuz var." diyor. Tabii, onun bu pervasızlığı aslında İslam âleminin ihtilaflarından kaynaklanıyor. İslam âlemi dokuz yüz yıldır ikinci bir Selahaddin Eyyubi'yi maalesef bağrından çıkaramamıştır ve Selahaddin Eyyubi'nin torunları da, başta Selahattin Demirtaş olmak üzere, maalesef şu anda hapislerde. Onları özgürleştirip onlarla bütün Orta Doğu'da güzel bir görünüm, güzel bir huzur yakalamak için ittifak ve ittihat edileceğine maalesef düşmanlaştırılmışlar.

Şu da dikkatimi çekti arkadaşlar: Yani ümmete mensup bir birey olarak bunu söylüyorum; Barzani'nin referandumu esnasında ve Afrin'e girildiği sıralarda işte askerlik şubelerinin önünde kuyruk oluşturanlar, sözüm ona sözde cihada gidecek olanlar, 70 Filistinli kardeşimiz katledilmiş, her ne hikmetse bu anlamda kendilerine bir vazife çıkarmıyorlar. Yani illa İsrail'in Kürtçe konuşması mı gerekiyor o kuyruklarda sıra oluşturulması için? Maalesef, gelinen nokta bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Ya, nasıl geldiniz bu noktaya? Hayret ya! Gene geldiniz, ırkçılığa dayandınız yani.

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika, iki dakika ek süre istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslan.

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Geldiniz, ırkçılığa dayandınız.

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Ben hem Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu üyesiyim hem de İslam Parlamentosu üyesiyim. Dolayısıyla buradan da Arapların anlayacağı bir dilden ben Arapça bir mesaj okumak istiyorum, Arap ülkelerinin parlamentolarının bu anlamda bunu dikkate almasını istiyorum: "..."(x) Yani kısaca Türkçesini de söyleyeyim: Eğer Müslümanlar böyle uyumaya devam ederse Mekke ve Medine de elimizden çıkar, İsrail'in o beklediği "arz-ı mevut" yani...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

...Dicle ve Fırat arasındaki topraklar da aslında elimizden alınır çünkü çorap söküğü gibi gelir ve geliyor, maalesef bunu da görmekteyiz. Ben yine buradan, yaşasın Filistin halklarının bağımsızlığı diyorum, yaşasın bağımsız Kudüs! "..." (x)

Teşekkürler, sağ olun beni dinlediğiniz için.

Bu arada, eğer halkımızın mağduriyetlerini gereği kadar dillendirememişsek, gereğini yerine getirememişsek halkımızın da hakkını helal etmesini istiyorum. Yetersiz kaldığımız durumlar oldu, eksik kaldığımız durumlar oldu. Bundan dolayı da ben bütün, 80 milyonluk halkımızdan özür diliyorum, haklarını helal etmesini diliyorum. İnşallah, hep beraber güzel günler, aydınlık günler göreceğiz.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)