GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun Görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:99
Tarih:15.05.2018

CHP GRUBU ADINA İLHAN CİHANER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Ben de sözlerime dün Filistin'de gerçekleşen "kanlı pazartesi" olarak tarihe geçecek katliamı lanetleyerek başlıyorum. Bu vesileyle bu katliam üzerine de bir şeyler söylemek istiyorum.

Her şeyden önce, Filistin'deki meselenin sadece anlık, Kudüs'le ilgili, Amerika'nın büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasıyla ilgili bir olay olmadığının, olayın bir emperyalizm meselesi olduğunun farkında olmamız lazım. Ancak bu emperyalizmle mücadelenin, antiemperyalizm ve halkların kardeşliği ve barışı üzerine tutarlı bir tutumla hayat bulabileceği ve başarıya ulaşabileceğini görmemiz lazım. Yani Amerikan füzelerini alkışlayarak, Suriye'nin İsrail tarafından defalarca bombalanmasına ses çıkarmayarak, ABD Suriye'yi vurunca Suudi Arabistan'ın verdiği desteği görmezden gelerek, İsrail'in NATO karargâhında temsilcilik açmasına konulan vetonun kaldırılmasını sağlayarak, İsrail-Türkiye boru hattıyla ilgili ticari anlaşmanın hâlâ devamına çalışarak, lobilerine ücret vererek, lobilerine inanılmaz kaynak aktararak bu işin olmayacağı çok açık. Bir kere her şeyden önce ahlaki ve vicdani bir sorun var. Hangi göz, haritalara baktığında 1947 sınırlarıyla, 1967 sınırlarıyla ve bugünkü sınırlarla farkı değerlendirirse değerlendirsin, ortada büyük bir adaletsizliğin ve vicdansızlığın olduğunu görecektir, görülecektir. Ancak burada başka bir adaletsizlik ve vicdansızlık da Filistin meselesinin özellikle feodal Arap şeyhleri ile baskıcı rejimlerinin kendi bekalarını korumak için kendi halkları üzerinde bir istismar hâlinde değerlendirilmesi olayıdır. Dolayısıyla İsrail'deki katliamı gerçekleştiren İsrail Hükûmeti kadar, bu sorunu timsah gözyaşlarıyla, göstermelik jestlerle kendi halklarını baskılamak ve onların rızalarını elde etmek için kullanan rejimleri de kınıyorum ve inanıyorum ki bir gün tüm Arap halkları da antiemperyalist ve barışçıl bir tutum etrafında uyanacaklardır.

Asıl Araştırma Komisyonunun raporuyla ilgili, süre kısaldığı için çok fazla söyleyecek şey yok aslında bu kadar dar sürede. Her şeyden önce, baskın seçim kararı nedeniyle, onun yarattığı çalışma zorluğu ve yoğunluğu nedeniyle de Komisyon aslında hedeflediği çalışma ortamını sağlayamadı. Aslında çok daha detaylı bir çalışma yapılabilirdi çünkü dünyadaki birçok ülkede görüldüğü gibi, bizde de yavaş yavaş artan bir trend izliyor uyuşturucu kullanımı. Onun için, raporun ekindeki ek görüşümüzün dışında, yalnızca önerileri sunmaya çalışacağım.

Her şeyden önce, Komisyonun çalışmaları sırasında "sivil toplum kuruluşu" adı altında ne idiği belirsiz birtakım yapılanmaların "tedavi" ya da "terapi" adıyla süreci kötüye kullandığı gibi, ölçülemediği, bunların başarıya ulaşıp ulaşmadığının tespit edilemediği, kamudan inanılmaz bir kaynak aldıkları tespit edildi. Bunun mutlaka önüne geçilmesi gerekir.

Bunun dışında, uyuşturucu ve uyuşturucu kullanımıyla ilgili olarak kamunun ölçme ve değerlendirmeyi hiçbir şekilde yapamadığını görüyoruz yani her gelen ilgili kurum başarısından bahsediyor, ne kadar uyuşturucunun ele geçtiğinden bahsediyor, ne kadar projeyi hayata geçirdiğinden bahsediyor ama bunların başarıyla sonuçlanıp sonuçlanmadığına dair hiçbir veri yok elde. Bildiğimiz bir şey var: Ölçemediğiniz, değerlendiremediğiniz şeylerle ilgili olarak başarıyı da elde etmeniz mümkün değil. Her şeyden önce bağımlılıkla mücadele için müstakil bir müsteşarlığın kurulması çok önemli bir adım olacaktır. Bunun yanında bağımlılıkla mücadelede uzman gönüllüler ile Adsız Narkotikler gibi oldukça başarılı sonuçlar elde eden birtakım sivil toplum kuruluşlarının ve yöntemlerinin uygulanması çok uygun olacaktır. Türk Tabipleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği gibi kurumların bu mücadele programlarının aktif unsuru hâline getirilmesi gerekir. Maalesef Komisyona bile getirip dinletemedik bu kurumları biz Komisyon süresince. Mahalle meclisleri kurulabilir. Türkiye'de birçok yerde mahalle meclislerinin kendiliğinden hayata geçirdikleri uyuşturucuyla mücadelelerin başarıya ulaştığını gördük. Zarar azaltımı yaklaşımıyla diğer mücadele yöntemlerinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLHAN CİHANER (Devamla) - Pardon Başkanım, tamamlamak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Cihaner.

İLHAN CİHANER (Devamla) - ...birbirini dışlayan ya da birbirinin alternatifi olan yöntemler olmadığını tespit edip mücadele sürecinin bir aşaması olarak görmemiz gerekir.

Bunun yanında, Türkiye'nin izlediği sosyoekonomik ve birtakım kentleşme politikaları, göç politikaları gibi politikaların da uyuşturucuyla bağımlılığı artırdığını görüyoruz.

Daha önceden yapılmış, birkaç yıl önce ortaya konulmuş bir rapor var. Bu raporda öngörülen ya da önerilen tedbirlerin hiçbirinin aslında hayata geçirilmediğini görüyoruz. Umuyorum ki bu rapor da tozlu raflarda kalmamış olur, bu raporun önerileri -detayları raporda var, süre kısa olduğu için detaylarına göremiyorum- tozlu raflarda kalmaz. Burada önerilen çok yerinde tedbirler var, bunlar hayata geçirilir. Esasen Parlamentonun icracı bir niteliği kalmadığı için belki de Cumhurbaşkanlığına gönderilmesi gerekir bu raporun önümüzdeki dönemde. Umuyorum ki orada bu tedbirler yerine getirilir ve Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu büyük beladan gençlerimiz kurtulmuş olur.

Herkesi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Cihaner.