Konu: | Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 98 |
Tarih: | 10.05.2018 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 12 milyon emeklinin büyük çoğunluğu büyük sıkıntılar çekiyor. Bakın, ülkemizde son açıklanan rakamlara göre açlık sınırı 1.700 lira. Açlık sınırının altında maaş alan pek çok emeklimiz var, bunu biliyorsunuz. Yoksulluk sınırı ise 6 bin lira. Milletvekili emeklisi, üst düzey bürokrat emeklisi dışında neredeyse emeklilerin tamamı yoksulluk sınırının altında maaş alıyor arkadaşlar. Ne oluyor açlık ve yoksulluk sınırının altında maaş alan emekliler? İkinci bir işte çalışmak zorunda kalıyorlar arkadaşlar. Evet, bazısı çalışmamayı tercih ediyor ama büyük çoğunluğu, 12 milyon emeklinin 8 milyonu çalışmak zorunda kalıyor arkadaşlar, ek bir işte çalışmak zorunda ve bu yüzden de arkadaşlar, istihdamda yeni iş alanları da açılmıyor ve gençlerimiz, genç işsizliği yüksek kalıyor.
Değerli arkadaşlar, emeklileri hak ettiği gelire ulaştırmalıyız, en az 3 bin lira bir gelire ulaştırmalıyız ki rahatlıkla yaşayabileceklerini hissetsinler ve ek bir iş yapmak zorunda kalmasınlar, gençlerimize de iş alanları açılsın; bu bizim boynumuzun borcu. Gelin, bu adımları atalım. Bakın, emeklilere bu adımları atmıyorsunuz ve sonuçta iş alanları da açılamıyor, emeklilerimiz dar gelirli olarak yoksulluk sınırının, açlık sınırının altında yaşıyorlar ve arkadaşlar, bunları yapmamamızın sebebi de şu: Çünkü Ankara'da israf kesilmiyor. Ya, ben üç yıldır bir milletvekili olarak pek çok bakanlığa gittim -Sayın Bakanın Bakanlığına da gittim- bütün kamu binalarına gidiyorum, Mercedes'lere bakıyorum, lüks arabalara, şatafatlara bakıyorum; arkadaşlar, bu israfı kessek emekli maaşını 3 bin lira yapabiliriz, yeterli. Güvenlikçi politikalara bu kadar para harcamazsak emeklilerin maaşını 3 bin liraya taşıyabiliriz Sayın Bakan, gelin bunları yapalım ama yok.
Sayın Çevre Bakanımız burada, ona bir şey hatırlatacağım. İmar affını açıklarken, Sayın Bakan, dediniz ki: "İmar affından gelecek kaynağı biz kentsel dönüşümde kullanacağız." Buradan da soruyorum, bakın, bütün vekil arkadaşların önünde. Sayın Bakan dedi ki televizyonlarda: "İmar affından gelecek kaynağı kentsel dönüşümde kullanacağım." Ama Maliye Bakanı da televizyona çıktı, dedi ki: "Ben imar affından gelecek parayla emeklilere vereceğimiz bu ikramiyeleri ödeyeceğim." Buyursun, Hükûmet adına Sayın Bakan açıklasın: İmar affından gelecek parayla kentsel dönüşüm mü yapılacak yoksa emeklilere verilecek bu ikramiyeler mi ödenecek Sayın Bakan, size soruyorum. 2 bakan, aynı Hükûmetin 2 bakanı; 2 ayrı açıklama. Doğru olan, Çevre Bakanının söylediği. İmar affından gelecek kaynak bir fona yatırılmalı, o fon da kentsel dönüşüm için kullanılmalı arkadaşlar; o çürük, yıkılmak üzere olan, depremde yıkılacak binaların ihyası için kullanılmalı. Ama, evet, böyle mali disiplinden kopunca, böyle ikramiyeler verince, dolar fırlayınca, tabii, ne oluyor? Maliye Bakanı diyor ki: "Ben imar affından gelecek parayla bunu finanse edeceğim." Belki dolar 2 kuruş düşer diye ama inandırıcı değil, dolar yükselmeye devam ediyor arkadaşlar. Kaynak var ama kaynaklar israf ediliyor, mali disiplin tutturulamıyor, çıpa tutmuyor, dolar sürekli yükseliyor.
Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisinin önerisidir: "Dinî bayramlarda ikramiye verilsin." Çok güzel. Bu maddeye de geçmiş, Ramazan ve Kurban Bayramı'nda bu ikramiye verilsin. Şimdi, bu ülkede yaşayan bir Hristiyan olarak size soruyorum: Benim büyüklerim de -Hristiyanlar, Museviler- Ramazan ve Kurban Bayramı'nda ikramiye alacaklar. "E, güzel." diyeceksiniz. Bizim de dinî bayramlarımız var; paskalyamız var, Noel'imiz var, Musevilerin bayramı var. Düşünün ki bakın, Almanya'da bir Türk olsanız, size Noel'de ikramiye verilse, paskalyada ikramiye verilse ama Ramazan Bayramı'nda verilmese ne hissedersiniz? Biz bir de buraya işçi olarak gelmedik, binlerce yıldır buranın kadim halklarıyız.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) - Garo, ona say.
GARO PAYLAN (Devamla) - Eğer ki eşitlikçi bir ülkedeysek bize de bayramlarımızda ikramiye verin Sayın Bakan. Paskalyada da verin, Noel'de de verin, Musevilerin bayramında da verin, ne olacak?
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Biz Türkiye'nin bayramlarını kastediyoruz ama.
GARO PAYLAN (Devamla) - Laik, eşitlikçi bir ülkede yaşıyorsak bizim bayramlarda da herkese verin, herkes faydalansın. Deyin ki: "Paskalyada herkese birer ikramiye, Noel'de de herkese birer ikramiye." Ne olacak? Birbirimize faydamız olsun arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)