GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:10.05.2018

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 557 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerinde grubum HDP adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi tasarıya geçmeden önce bir saptamada bulunmak istiyorum ki sizlerin de vicdanını kanatan bir durumdur bu. AKP iktidarının iflası sonucu girilen bu korsan seçimlerde ötekileştirici zihniyetlere karşı Türkiye'de tüm halkların, inançların, kadınların ve gençliğin tercihi olan Sayın Demirtaş, dört duvar arasında, bir plastik masa ve bir plastik sandalye başında seçim çalışması ve propagandası yürütmektedir. Gecikmeli de olsa Türkiye gündemine ilişkin görüş ve önerileri avukatları vasıtasıyla kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Öte yandan, iktidarın borazanı hâline gelmiş havuz medyası tüm insanlık değerlerini altına alarak insafsızca ve ahlaksızca Sayın Selahattin Demirtaş'a saldırmaktadır. Bu kanallarda sözüm ona tartışma programları yapılıyor. Bu programa katılan, insanlıktan nasibini almamış, kendilerini toplumdan üstün gören sözüm ona gazeteci, akademisyen, araştırmacı, avukat, hep bir ağızdan, karşılarında tek bir muhalif olmaksızın Selahattin Başkana saldırmakta, yargısız infaz etmekte. Televizyona ne kendisini ne de ona sahip çıkacak tek kişi çıkarmıyorsunuz, bari arkasından konuşmayın. İnanıyorum ki arkadaşlar, bu durum sizi de incitiyor; iktidar vekilleri de, vicdan ve izan sahibi Türkiye insanı da bu durumdan rahatsızdır.

Selahattin Başkan ikinci tura kalacak kadar oy alacak bir adaydır, en az 10 milyon seçmenin oyunu alacaktır. Kendisi zaten haksız hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor, bir siyasi tutsaktır. Hakkında kesinleşmiş herhangi bir hüküm yokken bu çamur medyasının saldırısına iktidar kanadı nasıl tahammül ediyor? Yazıktır, günahtır.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Çamur sensin ya!

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Türkiye coğrafyasının insanı merttir, merhametlidir, insaflıdır.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Burada olmayanlar hakkında konuşma ileri geri.

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Bu güruhun toplumu bu kadar ötekileştiren, bölen nefret diline nasıl tahammül ediyorsunuz?

MEHMET METİNER (İstanbul) - İşiniz gücünüz çamur sizin. Bu nasıl bir ahlaksız dil, nasıl bir zihniyet?

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Tamam, "Yargıya müdahale edemeyiz." diyorsunuz da -ki çok da inandırıcı değil- bari bu emrinizdeki çamur medyasını bağlayın, susturun.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Çamur sensin, sen!

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Bu kadar ahlaksızca, bu kadar insafsızca, vicdansızca savunmasız bir cumhurbaşkanı adayına saldırmasını engelleyin. Onu savunacak tek bir kişi bile programda yokken ona saldırmak, sallamak ne millîliğe sığar ne de yerliliğe.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Burada olmayanlara saldırmak da...

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Bu ülke hepimizin, lütfen sağduyu, lütfen sağduyu...

MEHMET METİNER (İstanbul) - "Çamur medyası" diyor terbiyesiz herif.

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Kanun tasarısına gelince. Bu tasarının birinci önceliği ekonomik kalkınma değil, birinci önceliği, ne pahasına olursa olsun seçimi kazanmaya yönelik, kamu kaynaklarının çarçur edilmesidir. Hükûmetin Maliye Bakanı ekonominin kötüye gittiğini söylüyor, Hükûmetin Başbakanı 300 milyarlık bir vergi affından bahsediyor. Hükûmet içinden gelen uyarılara aykırı bu uygulamaların seçim rüşveti olduğu aşikârdır. Seçimden sonra yandaşlara getirilen bu aflarla oluşan bütçe açığının bedeli fakire, garibana zam ve enflasyon olarak dönecektir. Bütçenin açık vermesi, faizlerin daha da artması, yatırım yapılmaması ve elbette ki soframızdaki peynirden, zeytinden içtiğimiz suya kadar her şeye zam yapılması anlamına gelmektedir. AKP bu vergi ve ekonomi politikasıyla, bu vergi aflarıyla, bu teşvik yasalarıyla bu ülkenin ekonomisini düzeltemeyecek, tam tersine, batıracaktır. Yaptığı şey, sermayeyi ve günü kurtarmaya yönelik çabalardır. Yürüttüğünüz sosyal, siyasal, ekonomik politikalar neticesinde OHAL'le, içeride dışarıda savaş politikalarıyla, hudut güvencesizliğiyle, üretimi değil tüketimi teşvik ederek ekonomiyi bozuyorsunuz. Sonra, bozduğunuz bu ekonomik yapıyı sadece teşvik yasalarıyla, vergi aflarıyla düzeltebileceğinizi düşünüyorsunuz. Bu şekilde düzelmeyeceğini, akıl yürütmeyi geçtim, deneme yanılma yoluyla bile öğrenmiş olmanız gerekirdi. Ancak ısrarla aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemeniz hayra alamet değil. Ancak bizim bu ısrardan anladığımız, demokrasi, özgürlük ve hukuk güvencesinin esas olduğu bir zeminde AKP'nin yarışacak bir fikri ve ideali kalmamıştır. Alınan seçim kararı da fikirlerine güvendikleri için değil, ne yaparlarsa yapsınlar bu ekonomik yıkıntıdan kurtulamayacaklarını bildikleri içindir.

Bu tasarıda eksik de olsa olumlu tek gelişme, seçimlerin yüzü suyu hürmetine yaşlı ve emeklilere getirilen bayram ikramiyeleridir. Emeklilere, yaşlılara yılın on bir ayı zorunlu oruç tutturacaksınız, aç bırakacaksınız, emekli aydan aya kıl payı, ölmeden yaşayabilecek; sonra, seçim arifesinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Tamamlıyorum, az kaldı.

BAŞKAN - Tamamlayın.

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - ...yaşlılara verilecek ikramiyeleri AKP'nin bir lütfu olarak göstereceksiniz. Yaşlılık ve emeklilik insanların en zor, kendi emeğiyle geçinemeyecek duruma geldiği biyolojik bir zaman dilimidir. Sosyal devlet ilkesinin geçerli olduğu bir ülkede yapılacak şey emeklilere bayramdan bayrama ikramiye vermek değil, her zaman, her ay yaşamını insan onuruna uygun idame ettirebileceği bir ücret vermektir. Bu nedenle, verilecek bu ikramiyeler yılda iki kez değil, yılda on iki ay, her ay aldığı maaşa ücret zammı olarak eklenmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)