| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 08.05.2018 |
MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, ilgili madde üzerine konuşacağım. "Üyeliği, mensubiyeti ya da iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmaması" ifadesinin "Üyeliği ve mensubiyeti suçlarından ceza almamış olması" şeklinde değiştirilmesini istiyoruz çünkü gördük biz bunun ne kadar istismar edildiğini. Ne kadar insafsızca, vicdansızca kullanıldığını nereden biliyoruz? Örneğin hekimler, Türk Tabipleri Birliği "Savaş bir halk sağlığı sorunudur." dedi, terörist ilan edildiler; Ayşe Öğretmen "Çocuklar ölmesin." dedi, terörist ilan edildi. Yani şimdi hâl, vaziyet böyleyken bu kanun maddesine bizler nasıl güvenelim? Yine, Napolyon'un bir sözü var "Bana tevili kabil olmayan bir cümle getiriniz, sizi onunla idam edeyim." demiş. Yani "Yoruma açık olmayan bir cümle getiriniz, buna rağmen sizi onunla idam edebilirim." demiş. Niye? Yani mevcut iktidar veya gelecek olan iktidar -neyse- bunu rahatlıkla istismara açabilir ve muhalifini bu şekilde susturabilir. Ama inanın, günün birinde bu kanun maddesini çıkaranları bu madde vurur. Uyarmadı demeyiniz, örneklerini çok gördük maalesef.
Arkadaşlar, geçen hafta da söz ettik biz bu maddelerden. Bakınız, Türkiye'de şu anda 36 dil konuşuluyor yani çok büyük bir zenginlik. Ama bu 36 dille ilgili maalesef sadece ikisini, üçünü kapsayan bölümler, üniversiteler vardır. Oysa ki örneğin Türkiye'de, Mezopotamya'da konuşulan Arapça milattan öncesine dayanmaktadır, Süryanice hakeza, Ermenice, Çerkezce, Lazca, Gürcüce, Romanca, Kumukça, Ladino, Osetçe, Adigece, Arnavutça, Tatarca, Rumca, Gagavuzca, Abazaca toplamda 36 dili buluyor. Maalesef, üniversitelerde bunlarla ilgili bölümler açılmış değil ve insanlar gidiyor bu dilleri dünyanın farklı ülkelerinden öğrenmek zorunda kalıyor. Çoğunun ana yurdu burada ama bunlarla ilgili bir bölüm yok. Biz bunu sağlamadıktan sonra üniversiteleri bölseniz ne olur, isimlerini değiştirseniz ne olur?
Akadlar, arkadaşlar Mezopotamya'da kurulmuş dünyanın ilk imparatorluğu ve en büyük devletiydi. Yani Akadça, Mezopotamya'da doğmuş ama maalesef şu anda Akadça Amerika'da öğretiliyor ve 100 cildi aşan sözlük Amerika'da şu anda üniversitelerde yazılmış. Türkiye'de Akadçayla ilgili bir bölüm yok. Bu kadim diller ve inançlarla ilgili üniversiteler açılmalıdır.
Bakın, Midyat'ta, Nusaybin'de, Kızıltepe'de, Mardin'de hâlâ Hristiyanlık inancı, Ezidilik inancı, İslam inancı yaşamaktadır, mensupları vardır. Hâlâ Süryanice, Arapça, Kürtçe konuşulmaktadır, lehçeler konuşulmaktadır ama sadece Arapça, Süryanice ve Kürtçe neredeyse içi boşaltılmış bir şekilde Mardin Üniversitesinde okutulmaktadır; derinlemesine bölümler ve araştırma yapılmamaktadır.
Bakın, Malule Şam'ın bir köyü, Aramicenin yani Hazreti İsa'nın diyalektiğini konuşan tek köy. Suriye Şam yönetimi orada Şam Üniversitesine bağlı enstitü açmış. Hani, Suriye diyoruz ya, "Esad diktatör." deniyor ya o bile bu kadim dillerin önemini bilerek orada enstitü açıyor ama bizde mesela Habsunnes'de -ben de bu köydenim- Aramice konuşuluyor, Kürtçe konuşuluyor, Arapçanın Mahallemi lehçesi konuşuluyor ve Türkçe konuşuluyor, 4 dil konuşuluyor yani Malule'de olduğu gibi 2 dil, Aramice ve Arapça değil, burada 4 dil konuşuluyor. Burada herhangi bir enstitü açılmış değil; bu diller kayıt altına, muhafaza altına alınmış değil. Oysaki Türkiye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Aslan.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Ve gördüğünüz gibi bu köy minyatür bir Mardin, tamamıyla taş işlemeciliğiyle inşa edilmiş bir yer. Buraların can fanusa, vitrine alınması gerekirken ve buradaki yazılı sözlü kültürün, edebiyatın, tarihin kayıtlara geçirilmesi gerekirken maalesef kaderine terk edilmiş, yıkıma terk edilmiş bir şekilde günbegün biz bu zenginliği kaybetmekteyiz.
Bakın, arkadaşlar, dünyada işte otomotivde tanınan üniversiteler var Almanya gibi, teknolojide Amerika Birleşik Devletleri, sosyolojide Fransa. Yani insanlar bu bölümleri okumak için niye oraya gitsin ya da dışarıdan insanlar Türkiye'de bir bölüm okumak için yani hangi bölüm için Türkiye'ye gelsin? Türkiye'nin neyi meşhur, dünyada neyi meşhur olmuş; bizim bunun üzerine kafa yormamız gerekiyor. Yine geçen konuşmalarımda dillendirdim; beyin göçünü durdurmamız lazım, KHK'lerle işten atılan insanlarımızı tekrar kazanmamız gerekiyor.
Teşekkürler.