| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 08.05.2018 |
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'yla ilgili söz aldım. Kısa sürede bir şeyleri de paylaşmak istiyorum sizinle. Bu vesileyle sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Evet yine, her şeyi bölme, yok etme fıtratında olan bir zihniyetin yeni bir plan ve projesiyle karşı karşıyayız. AKP Genel Başkanı şimdi de Türkiye'nin en köklü ve başarılı...
SALİH CORA (Trabzon) - Sen bari yapma bunu! Giresun Üniversitesi nereden bölündü? Giresun Üniversitesi nasıl kuruldu Sayın Bülent Bey?
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - ...eğitim kalitesi yüksek altyapısını oluşturmuş, yapılanmasını tamamlamış, adlarıyla akademik birikim ve üretimleriyle evrenselleşmiş üniversitelerimizi bölmeye karar verdi.
SALİH CORA (Trabzon) - Giresun Üniversitesi nasıl kuruldu Bülent Bey? Lütfen ya, bari sen söyleme bunu! Bari sen söyleme ya!
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Salih, dinle!
Bu tasarının asıl amacı özetle maalesef bu. Güya bölerek çoğalacaklarmış! Ama bu mümkün değil.
SALİH CORA (Trabzon) - Giresun Üniversitesi nasıl kuruldu? Lütfen buna cevap ver.
BAŞKAN - Sayın Cora, lütfen... Sayın Bektaşoğlu'nun dikkatini dağıtma lütfen, istirham ediyorum.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Ana merkezinden bölünen bir şey bölünmekle asla çoğalmaz, küçülür, yok olur gider değerli arkadaşlar. Hükûmet bu konuda iyi niyetli değil. Üniversite sayısını artırmak istese o zaman yeni üniversiteleri ihdas eder ve onların kurulmasını isterdi. Nitekim Komisyonda bu yönde getirdikleri tasarıları tartışıp hep kabul ettik, onlara oy verdik.
Ama tabii üniversite diploması dahi tartışılan bir Cumhurbaşkanı elbette ki üniversitenin bölünmesiyle ilgili çaba harcar; laik, bilimsel, çağdaş millî eğitimi yok etmek ister. Bunda sanırım hemfikiriz. O nedenle liyakat aranmaz, yandaş rektörler atanır bu üniversitelere. Üniversiteleri kadrolaşma yeri olarak görür. Akademisyenlerle ilgili yönetmelik değişikliği bunun için yapıldı. Şimdi de bölünen üniversitelerde kadrolaşma yapılacak. Niyetleri bu gibi geliyor.
Değerli arkadaşlar, üniversitenin sorunu, bölmekle değil, özgürleşmek ve özerkleşmekle çözülür. Siyasi iktidarın arka bahçesine dönüşmüş, onun her dediğini yapan, 12 Eylül diktatörlerinin kurduğu YÖK'ün bir türlü yok edilmemesi, yerine demokratik, akademik bir üstyapı kurulmamasındandır, yönetimlerinde hâlâ varlıklarını sürdüren kripto yapıların temizlenmemesindendir, bu yöndeki soruşturmaların sümen altı edilmesi, tescilli FETÖ'cülerin korunup kollanması, bunun yerine çeşitli gerekçelerle suçlar uydurularak atılan akademisyenlerdir, eğitim ve öğretimdir aynı zamanda.
Bakın, bugün, üniversitelerimizde bilimsel, çağdaş, evrensel değerlerle kalite ve standartları güçlendirilmiş, uluslararası denkleriyle yarışan bir üniversite eğitimi yerine tamamen medrese zihniyetine dayalı bir sistem uygulanarak çocuklarımızın geleceği maalesef karartılmaktadır. Devlet üniversitelerindeki bu eğitim sistemi çocuklarımızı kullaştırıyor. Dolayısıyla öğrenciler, özel veya yurt dışı üniversitelerine yönlendiriliyor, parası olanın-olmayanın eğitimi birbirinden ayrılıyor. Oysa devlet bütün yurttaşlarına eşit koşullarda eğitim ve öğretim vermek zorundadır. Eğitim en temel anayasal, insani bir haktır.
Gelin, üniversiteler için bir eğitim seferberliği başlatalım. Bir yıl içinde bütün sorunlarımızı çözme iradesini ortaya koyalım. Öğrencilerimizin başta barınma olmak üzere pek çok sorunları var.
Hatırlarsanız "Emekliye her bayram bir maaş ikramiye." dedik, noter belgesiyle taahhüt ettik, "Kaynak yok." dediniz. Kanun tekliflerimizi reddettiniz, ortalığı ayağa kaldırıp meydanlarda bizi yuhalattınız, sonra bunu aldınız, 2 tane bin lirayı ayırıp bayram ikramiyesi hâline getirerek seçim rüşveti gibi sundunuz. Bunun gibi her vaadimizi sahiplenip alıp çalıp çırpıp budayıp toplumun önüne kendi projenizmiş gibi koyuyorsunuz.
Bakın, bizim projelerimizden birisi de her öğrenciye barınacağı çağdaş, kalitesi yüksek yurtlar yapmak idi, seçim vaadimiz bu. Hadi buyurun, bunu da yapın. İzin veriyoruz, öğrencilerimizin barınma sorunlarını çözme taahhüdünü de çalın. Buna göz yumarız, size izin de veririz.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sonuç olarak bu tasarı bir keyfiyetin ürünüdür, bir ihtiyaçtan doğmamıştır, haklı hiçbir gerekçesi yoktur. Bunun kimseye yararı da olmayacaktır, tersine ileride telafisi olmayan sonuçlar doğuracaktır. Böylesine önemli bir karar Türkiye Büyük Millet Meclisine, bizlere dikte ettirilmek istenmektedir. Tartışılmadan, doğruları yanlışları değerlendirilmeden, eğitimin paydaşlarıyla, akademisyenlerle, sendikalarla fikir alışverişinde bulunulmadan oldubittiye getirilmektedir. On altı yıl boyunca eğitim sistemimiz zaten allak bullak oldu ama giderayak alınan bu bölme kararı âdeta final gibi, görev dönemi sona ermiş bir Başbakan ve seçime giden bir Hükûmetin böyle bir karar almasıyla mümkün olmaması lazım. Buradan gençlerimiz ve akademisyenlerin tepkilerine kulak tıkayan iktidar ve vekilleri uyarıyorum, bu uygulamadan yol yakınken vazgeçiniz, bu tasarının 24 Haziran sonrasına bırakılması gerekmektedir. Tasarının Komisyona çekilmesi en akıllıca iş olacaktır ama fark etmez, siz bilirsiniz, zaten üniversiteler önünde günlerdir "Üniversitelerimizi bölmeyin." eylemi yapan gençlerin ve akademisyenlerin tepkisi sandıkta çok büyük olacaktır. 24 Haziranda onlar okullara sahip çıkacaklar ve gereken dersi size vereceklerdir.
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bektaşoğlu, Giresun Üniversitesi nasıl kuruldu?
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Böldüğünüz ne varsa 24 Hazirandan sonra birleştireceğiz. Tahrip ettiğiniz ne varsa demokratik parlamenter sistem içinde cumhuriyetimizin temel değerlerini onarıp güçlendireceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Bir saniye...
BAŞKAN - Bir saniye yetmez, bir dakika verelim.
Buyurun.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Arkadaşlar, son cümlemi şöyle paylaşmak istiyorum: Öyle zannediyorum ki vakit tamam gibi. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Durmak yok, yola devam.
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Devam inşallah, devam inşallah.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - İnşallah, eğitimin sorunlarını 24 Hazirandan sonra eğitimci cumhurbaşkanımız Muharrem İnce'yle birlikte çözeceğiz.
Hayırlı uğurlu olsun.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)