GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:03.05.2018

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Yükseköğretim Kanunu'yla ilgili düzenleme hakkında söz almış bulunuyorum.

Böyle bir düzenleme tam seçim arifesinde, son ayda önümüze getirildi, dayatıldı. Ama en az neredeyse iki yıldır ülkemizde OHAL ve KHK'lerle akademisyenlerin, üniversite eğitimcilerinin, üniversite öğrencilerimizin başlarına gelenleri artık dünya âlem biliyor. Düşünün, binlerce akademisyenin, nitelikli, uluslararası kariyerleri olan eğitimcilerimizin üniversitelerden atılmasıyla -bu bir aşağılama değil ama- iktidarın ve zihniyetinin ortaya koyduğu politikalar çerçevesinde, üniversitelerden nitelikli eğitimciler uzaklaştırılarak ülkemiz neredeyse bir muhtarlar cumhuriyetine dönüştürülmeye çalışılıyor.

Değerli arkadaşlar, bir zamanlar, YÖK'le ilgili, İslami çevreler hep birlikte eylemler yapardık; darbe kurumları diye kaldırılması yönünde eylemler, protestolar, açıklamalar yapardık. Fakat her şeyde olduğu gibi, bu iktidar, darbe kurumları ve darbe kalıntılarının tamamına dört elle sarıldı, hatta, darbecilikten, darbe kurumlarının, darbecilerin izlerinin geride bıraktığı kalıntılardan çok daha şiddetlisini bir politika olarak ortaya koydu, önümüze dayattı, şu anda, mevcut. Sonuç olarak, 70 binin üzerinde üniversite öğrencisi bugün hapishanede ve tutuksuz yargılanan öğrencilerle beraber bunun sayısı 100 bini aşıyor.

Dün sizlere cezaevlerinde hasta mahkûmlarla ilgili bir konuşma yapmıştım. Onlardan bir tanesi, bakın, Beyza isminde bir üniversite öğrencisi sevgili arkadaşlar. Yedi aydır Karaman M tipi cezaevinde tutuklu bulunuyor ve kendi kişisel acil ihtiyaçlarını dahi görebilecek durumda değil, omuriliği çatlamış durumda cezaevinde ve hâlâ ağır şartlarda mahkûm olarak tutulmaya devam ediliyor sevgili arkadaşlar.

Bir de şunları ilave etmek istiyorum: Furkan Vakfına yönelik yapılan operasyonları hepiniz aylardır takip ediyorsunuz. En son, geçtiğimiz günlerde Furkan Vakfına ait, cemaatlerinden olan, ders alan, Alparslan Kuytul'un derslerini almaya devam eden ve bütün yapıların, bütün farklı cemaatlerin, kurumların öğrencievlerini olduğu gibi, onların da öğrencievlerini... Burada öğrenci belgeleri var, isimleri var, burada kira kontratları, sözleşmeleri var, farklı farklı, burada valilik makamına yazılmış belgeler var. Bu insanlar üniversite öğrencileri ve kadın ve erkek öğrencievleri olan 6 bina şu anda mühürlenmiş durumda, eşyaları sokağa atılmış durumda, kendi acil ihtiyaçlarını dahi alamıyorlar. Bunların haricinde, bu öğrencilere söylenen "Gidin, yeniden ev tutun, yurtlara yerleşin, gidin otelde kalın." Beş parasız öğrenciler, kendilerine bir ekmek alabilecek imkânı olmayan, yardımla geçinen öğrencilere otel yolu gösterilmiştir ve ihtiyacı olan eşyalarını alabilmelerine bile imkân sağlanmamıştır.

Ve bu öğrencilerin haricinde iki aile daha var ki, bir tanesi yeni evli, eşi hamile, daha düğün ve aldıkları eşya borçlarını ödüyorlar ve evleri mühürlendiği için evlerine girip eşyalarını alamıyorlar. Diğer aile 3 çocuklu, apar topar evlerinden atılıyorlar, kapıları mühürleniyor ve çoluk çocuk orada burada yakınlarında kalıyorlar, mevsimler değişiyor ihtiyaçlarını dahi evlerinden almalarına müsaade edilmiyor. Ve bu insanlar birer yıllık kiralarını verdikleri hâlde kira boşuna çalışıyor ve bu insanlar dışarılarda, sokakta kalmış durumdalar.

Değerli arkadaşlar, her gün farklı bir dram, farklı bir örnek veriyoruz. İntiharlardan, katliamlardan, cinayetlerden bahsediyoruz, işsizlerin bunalımından, cinnet geçirenlerden bahsediyoruz, hapiste ölenlerden bahsediyoruz, tedaviye muhtaç kalanlardan bahsediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜDA KAYA (Devamla) - Bir de, böyle, üniversitelerimizi bir muhtarlar üniversitesine döndürmeye çalışan politikalara karşı nitelikli bir hâle dönüştürmemiz ve üniversitelerin bölünüp parçalanarak cemaatlere veya farklı yapılara peşkeş çekilmesinin önüne geçmemiz gerekiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kaya, teşekkür ederim.