GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:03.05.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, grup önerisi ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili. Öncelikle, bugün 3 Mayıs, tüm emekçi gazetecilerin Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü tebrik ediyorum.

Bu grup önerisiyle ilgili, basının demokrasilerdeki önemine işaret ederek cümlelerime başlamak istiyorum çünkü demokrasilerde basın ve medyanın ifade özgürlüğü vazgeçilmezdir. Basın çalışanlarımızın ve gazetecilerimizin, onların özgürlüğü ve ifade hürriyeti ülkemiz demokrasisindeki derinliği gösteren çok değerli bir işarettir. Aslında bunu sadece söylem olarak değil de yargısal paketlerde de birçok yasal düzenleme yaparak biz ortaya koymayı başardık. Örneğin, yargı paketlerinde, birinci uyum paketinde TMK (Terörle Mücadele Yasası) içerisinde 7 ve 8'inci maddeleri değiştirerek ifade özgürlüğü alanının genişletilmesini sağladık. Yine, ikinci uyum paketinde, üçüncü ve dördüncü uyum paketlerinde de Basın Kanunu'nda bazı değişiklikler yaparak yine ifade özgürlüğüyle, yine gazeteyle ilgili, gazetecilerle ilgili birçok yasal düzenlemeye imza attık. Mesela, bunlar içerisinde en değerli olanlardan biri de yapılan değişikliklerle basılmış eserlerin dağıtımının önlenmesi ve toplatılmasının hâkim güvencesine bağlanmasıydı. Yine, üçüncü uyum paketinde yapılan değişiklik de basın yoluyla işlenen suçlar için öngörülen tüm hapis cezalarının kaldırılmasıyla ilgiliydi. Dolayısıyla bütün bunları söylediğimiz zaman, Türkiye bir hukuk devleti, hukukun üstünlüğü çok değerli ve -siz kuvvetler ayrılığına inanan bir siyasi hareket olarak da- hiçbir meslek grubunun ayrıcalığı yok. Fransa'da DAEŞ'le ilgili bir basın mensubu övücü cümleler söyleyemiyorsa hiçbir terör örgütüyle ilgili de Türkiye'de "Basın hürriyeti var, ifade hürriyeti var." diye bu tür cümleler sarf edilemez, hukuk devleti çerçevesi içerisinde de tüm çalışmalar yapılabilir. Aslında yayın organlarının artışı da bu konuda gösterilen, alınan ivmeyi ortaya koyuyor. Mesela haber kanalı sayısı 2000'li yıllarda sadece 4 iken bugün 20 yani 5 kat artmış. Bizde gazete sayısı 38, Almanya'da 15, İngiltere'de sadece 20. Dolayısıyla hem alan itibarıyla hem yapılan çalışmalar ve alınan yasal düzenlemeler itibarıyla Türkiye'nin geldiği nokta değerlidir. Ben bu anlamda yine 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü; tüm emekçi gazetecilerin, tarafsız ve işinin ehli, hak ve hakikate uyan meslektaşlarımın gününü tebrik ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.