GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hakkâri ilinin Yüksekova ilçesinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:03.05.2018

LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hakkâri'nin önemli ilçelerinden Gever'in yani Yüksekova'nın sorunları hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Van Milletvekili olarak Yüksekova'nın sorunlarını ben anlatmak zorunda kalıyorsam bu, AKP'nin ayıbıdır çünkü AKP Hakkâri'de âdeta siyasi bir darbe gerçekleştirdi. Kendi iradelerine yönelik saldırının hesabını bu halk sandıkta elbette ki soracaktır. Bu vesileyle, şu an rehin tutulan Hakkâri Milletvekili Sayın Abdullah Zeydan ve Sayın Selma Irmak'a buradan selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum.

13 Mart 2016 tarihinde Yüksekova'da 78 gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu süre zarfında, 5 mahallede 4 bini ağır hasarlı olmak üzere 8 bin civarında ev ve dükkân, iş yeri zarar gördü, büyük acılar yaşandı, onlarca insanımız can verdi. 90'lı yıllarda evleri yıkıldığı, yakıldığı için köylerinden Yüksekova'ya göç eden bazı insanlarımızın evleri ikinci hatta üçüncü sefer yakıldı ve yıkıldı. Yüksekovalılarla konuştuğumuzda bize şunu söylediler: "Ev yakmak, ocak söndürmek, insan katletmekten bile daha kötü bir şeydir."

Şu an üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, Yüksekova'da halk üzerinde ciddi bir sindirme politikası uygulanmaktadır. Özellikle, yollarda halkı canından bezdiren kontrol noktaları, ilçe merkezine konuşlandırılan zırhlı araçlar ve ağır silahlarla halkın arasında gezen kolluk güçleri kentte normalleşmeyi engellemektedir. Son iki yılda ilçe merkezinde, zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu 4 insanımız katledildi. Yine, Necmettin Fendik çocuklarının gözleri önünde katledildi.

Toplanmayan patlayıcılar hâlâ tehlike saçıyor ve onlarca sivil insanımızın yaralanmasına, ölümüne neden oldu. Yüksekova esnafının can damarı olan Cengiz Topel Caddesi her cuma, kayyum cuma namazına gidecek diye gün boyunca -bu camiler- kapatılmakta ve esnaf mağdur edilmektedir. Hutbeleri siyasi propagandaya çeviren bazı imamlardan dolayı tepki gösteren yurttaşlar gözaltına alınmakta, takibe uğramakta ve fişlenmektedirler. Bu pratik âdeta bir 28 Şubat pratiğidir.

Değerli arkadaşlar, Yüksekova'da yıkımdan sonra verilen sözler de tutulmadı. Güya, yasağın kalkmasından sonra iki ay içinde dosyalar tamamlanıp dört ay içinde de sonuçlandırılacak ve zarar ziyanlar tanzim edilecek idi. Ama burada sıralayacağım sorunlara bağlı mağduriyetler hâlen devam etmektedir.

Bir: Dosyalara altmış gün içinde itiraz hakkı tanındı ama bu zaman diliminde başvuramayan birçok insanımız bu haktan mahrum kaldı.

İki: İkameti köyde göründüğü için Yüksekova'da yaşayan insanlarımız zarar ziyanlarını ve ev eşyalarının bedellerini alamadı.

Üç: 500 civarında iş yerinin de vergi mükellefi olmaması nedeniyle veya kaydı bulunmaması nedeniyle zarar ziyanları tanzim edilmedi. Bugün esnaf ciddi bir SGK, kira ve elektrik borcu altında ezilmektedir.

Dört: Mağdurlar Yüksekova'da ama zarar ziyan komisyonu Hakkâri'de ve Yüksekovalılar dosyalarının peşinde cebindeki parayı da maalesef tükettiler.

Beş: Halkın rızası yok ama TOKİ konutları üzerinden Yüksekovalılar borçlandırılıyor, zarara uğratılıyor. Normalde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kişiye evinin metrekaresi kadar ev tahsis edileceğini söylemişti, şimdi tahsis edilen evler 20 metrekare daha küçük. Kısacası, Yüksekova'da "halkın üstün yararı" ilkesi yerine "halkın üstün zararı" politikası uygulanmaktadır.

Bir diğer ciddi sorun da Yüksekova'da elektrik sayaçları elektrik direklerine çıkarılmış, ne memurlar aslında sayacı okuyabiliyor ne vatandaş yaktığı elektriği karşılaştırabiliyor. Burada, ayrıca yani âdeta gayriahlaki bir şekilde halk kriminalize ediliyor, halka suçlu ve hırsız muamelesi yapılıyor. Ve halk şunu söylüyor: "Eğer devlet bana güvenmiyorsa ben devletin sayacına niye güveneyim?" Bu bakımdan, bu hatanın da mutlaka giderilmesi elzemdir.

Değerli arkadaşlar, Yüksekova'nın birçok sorunu var, o sorunların tümünü burada şu an anlatma imkânım yok ama şunu ifade etmek isterim: Halil İbrahim Ergin, Yüksekova'yı yakıp yıkan şahıs, tümen komutanı şu an terör örgütü yöneticiliği ve üyeliğinden cezaevinde. Yüksekova'yı yakıp yıkarken kahraman ama Meclisi bombalarken terörist.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum.

BAŞKAN - Toparlayın, bir dakika ek süre veriyorum.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sadece Yüksekova'nın üç beş hayati sorununu da şöyle ifade edeyim.

Bir: Zarar ziyan komisyonu tekrar Yüksekova'ya taşınmalı, mağdurların dosyaları yeniden tanzim edilmeli. İş yerleri, evlerle ilgili zararın tanzimi ve eşyaların bedelinin ödenmesi için bürokratik engellerin kaldırılması lazım.

İki: Elektrik direklerindeki sayaçların kaldırılıp dijital sisteme geçilmesi lazım, mağduriyetin önüne geçilmesi lazım.

Üç: Yüksekova'nın normalleşmesi için zırhlı araçların artık şehir merkezinden kışlalarına dönmesi lazım. Ve polis kameralarıyla halkın suçlu muamelesi görmekten bıktığını burada ifade etmek istiyorum.

Dört: Esendere Sınır Kapısı sadece Yüksekova için değil bölge için ekonomik açıdan hayati öneme sahip. Bu kapının bir an önce tekrar ticarete açılması ve normalleştirilmesi lazım.

Beş: Altyapı sorunları çok ciddi bir problem, yandaşlara verildiği için maalesef çok yüzeysel geçilmektedir. Bu altyapı meselesinin uzun süreli olabilmesi için, yeni mağduriyetlerin olmaması için de denetlenmesi gerekiyor.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Botan.