GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:24.04.2018

HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, gündemimiz seçim ve seçimle ilgili, seçim kararı alındıktan sonra hazırlanan sözde teknik bir yasa tasarısı. Evet, o kadar acele ki, o kadar panik bir seçim ki, o kadar korkuya dayalı bir seçim ki daha Parlamentoda yasası çıkmadan, uyumu yapılmadan 24 Haziran diye ilan edilen bir seçim kampanyası başlamış durumda.

Evet, gerçekten iktidar zorda. İktidar zorda olduğu için ortağı olduğu koalisyonla beraber seçime gidiyor. Peki, nedir gerçekten, niye zorda? Yani bunu aslında yüzlerden, demeçlerden, trafikten -görüşme trafiklerinden- anlamamak için bu ülkede yaşamamak lazım.

Aslında 7 Hazirandan sonra başlayan bir plan yürürlüktedir. 1 Kasım seçimlerine giden yolda istikrar söylemini diline pelesenk eden iktidar ülkeye istikrarsızlığı getirdi. Şu anda istikrarsızlık temel motto. Parlamento çalıştırılmıyor. 1 Kasım öncesinden başlayan en kanlı katliamlara maalesef tanıklık ettik. Büyük istikrarsızlık varken, ekonomi kırmızı alarm verirken 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Gerçekten büyük bir lütuftu ve bu lütuf fazlasıyla kullanılıyor. Her şeyi 15 Temmuza bağlayan iktidar aslında bunu sadece bir fırsat olarak kullanıyor; KHK ve OHAL yöntemiyle, baskı yöntemleriyle ülkeyi yönetiyor. OHAL olmadan bu ülke yönetilemeyecek durumdadır. Her meselede emredici baskıyla, baskı yöntemleriyle, işkenceyle bu ülke şu anda yönetiliyor.

Evet, biraz önce de söyledim, ekonomik kriz alarm veriyor. 24 Haziran koalisyonun acziyetidir aslında. Vahamet büyüktür, çok büyüktür, o kadar büyüktür ki işte bu gece yarısı bu uyum yasasını görüşüyoruz. Ama bunda yanılmayın ha, halk seçim istiyor. Biz bölge gezisindeydik Çukurova'da, emin olun, düğün bayram yapıyor herkes; inanılmaz bir kampanya var, halk kendi kampanyasını yapıyor, bu iktidardan ne zaman kurtulurumun kampanyasını yapıyor.

Peki, nedir, koşullar ne? OHAL'in konforuyla YSK elinde, uyum paketleri de cebinde bir seçim tahayyül ediyorsunuz. İktidar partisi bunu tahayyül ediyor ama buna izin vermeyeceğiz, Türkiye yurttaşları buna izin vermeyecek. Ne yalan atarsanız atın -bu konuda mahirsiniz- halk sizi tanıyor. Peki, halk nasıl tanıyor? Bir kere halk işsiz kalma korkusunu yaşıyor, "Sabaha işsiz kalabilirim." diyor, "Akşam evime ekmek götüremem." diyor, "Bir inşaatta ölebilirim." diyor, "Bir öğrenci yurdunda yanabilirim." ya da "istismara maruz kalabilirim." diyor. Halk bu korkularla yaşıyor, halk yaşıyor bunu çünkü. Saraylardan görünmeyen gerçekler var ama biz halkın arasında bu gerçekleri çok net bir şekilde görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, gerçekten burada şöyle bir mesele var: Şimdi, 1 Kasıma giderken "istikrar" söylemiyle gidildi. Şimdi, AKP yine tutturmuş "istikrar" diye. Gören de diyecek ki: Uzaydan bir hükûmet bu ülkeyi yönetiyor. Ya, el insaf! Hükûmet sizin elinizde, OHAL yürürlükte, devletin bütün gücünü, olanaklarını kullanıyorsunuz. İstikrarsızlık getirdiniz; 24 Hazirandan sonra kim inanacak sizin istikrar getireceğinize? Bu ülkeyi batırdınız, siz de batıyorsunuz ve battığınız yerden çıkamayacaksınız. 24 Haziranda bunun cevabını çok güçlü bir şekilde alacaksınız.

Peki, tahribatın haddi hesabı var mı bu ülkede? Gerçekten yok.

Şimdi, seçim startı verilmiş. Efendim, bize diyor ki: "Bu partiyi sandığa gömün." O parti biziz. Sen kimsin ya? Sen bizi nasıl sandığa gömersin? Eğer eğer cesaretin varsa Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ı, İdris Baluken'i, Gülser Yıldırım'ı, Gültan Kışanak'ı derhâl serbest bırak. Gel, seçim meydanlarında biz bunları tartışalım, bakalım kim sandığa gömülecekmiş.

Biz halkız, halk; bizi sandığa gömemezsiniz. Bizi sandığa gömmeniz için halkı gömmeniz lazım. Roboski'de bombalanan, Cizre bodrumlarında katledilen, KHK'yle aşından ekmeğinden olan biziz. AKP'nin kutuplaştırdığı iklimde Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Çerkez, Laz, Süryani, Yezidi, Pomak, Roman, hepsi biziz. İş cinayetine kurban giden de biziz, cezaevinde rehin tutulan, işkence gören de biziz.

Şu anda arkadaşlarımız rehin, rehin tutulmaya devam ediliyor. "Siyasi ahlaksızlık" diyenlere şunu hatırlatmak istiyorum: Rakibini cezaevinde tutmak, talimatla ceza verdirmek ve bunun arkasında duramamak en büyük siyasi ahlaksızlıktır. Buna mertlik denmez. Bunun ne hukukta ne siyasette ne ahlakta hiçbir yeri yoktur.

Peki, şimdi soruyoruz: Seçimi yarın da yapsanız -bırakın 24 Haziranı- yine kaybedeceksiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kazanacağız.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Halk artık sizin yalanlarınıza dolanlarınıza inanmıyor, gerçekten inanmıyor, inanmayacak da.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Yalan dolan HDP'lilere ait, AK PARTİ'de yalan dolan olmaz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - 24 Hazirandan sonra biz burada olacağız ama siz burada olmayacaksınız ve kara kara düşüneceksiniz "Biz ne yaptık da bu başımıza geldi." diye.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Göreceğiz, göreceğiz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Şimdi, dün bir tartışma yaşadık. Efendim, Meclis Başkanı "Kürt kentleri yok. Bu ifadeyi kullananı Meclisten atarım." diyor. Ne diyorsun ya? Bir Kürt "Ben Kürt'üm." demesinden dolayı Meclisten atılacaksa varın atın; siz bizi getirmediniz ki buraya, bizi getiren halkın oyları.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Öyle bir şey yok.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Şimdi, burada siz Kürtlerden hangi yüzle oy isteyeceksiniz ya, hangi yüzle? İradelerini rehin aldığınız yetmiyor gibi, kürsü konuşmalarımıza bile tahammül etmiyorsunuz. Genel Kurulda, efendim, "Kürt illeri" demişim, Meclisten atılacakmışım. Osman Baydemir "kürdistan" dediği için ceza aldı. Ya, Kürtlerin üzerinde yaşadığı topraklar Kürdistan'dır. Kürtlerin yaşadığı iller Kürt kentleridir.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - "Kürdistan" diye bir yer yoktur. İftira atmayın! Nerede kürdistan var?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bizim ana dilimiz Kürtçedir, tıpkı diğer halklar gibi, tıpkı diğer kimlikler gibi. Bu Meclis tarafsızlığını yitirmiştir. Meclis Başkanı tarafsız değildir, AKP'nin Meclis Başkanıdır; bu şekilde konuşması yetkisini aşmaktadır.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Siz anca konuşmayı bilirsiniz, o kadar.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı -özellikle söylüyorum- 2013 yılında AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada şunu demişti: "MHP ve CHP milletvekilleri gitsinler, ilk Meclis zabıtlarını okusunlar. Bugün karşı çıktıklarını orada görecekler. 'Kürdistan' kelimesini o Meclis zabıtlarında görecekler. Biraz daha geriye, Osmanlı'ya gittiklerinde doğu ve güneydoğunun kürdistan eyaleti olduğunu görecekler." Şimdi o kadar geriye düştünüz ki 12 Eylül darbecileriyle, "Kürtler yoktur, 'Kürt' dedikleriniz dağlı Türklerdir." diyen zihniyetle aynı noktaya düştünüz. Kürtler kendilerini ve yaşadıkları coğrafyayı, kentleri yok sayan AKP Hükûmetine en büyük cevabı diğer halklarla birlikte 24 Haziranda verecektir.

Bir iktidar partisi milletvekili "Düğündür." dedi, gerçekten ben hiç yerimden sataşmam, dayanamadım "Ya, kimin düğünüdür?" dedim. Siz iktidardasınız, siz zorda kaldığınız için seçime gidiyorsunuz. Siz görmüyorsanız bizim görmediğimizi sanmayın, durumun farkındayız. Bu nedenle ben Türkiye yurttaşlarının tümüne şunu söylemek istiyorum: 24 Haziran gerçekten önemli bir gündür. Biz haziranları severiz. Biz yediden yirmi dörde, gece gündüz çalışarak sizin bütün baskı politikalarınıza rağmen bunun hesabını 24 Haziranda sorarız. Sizin gibi işkence yöntemleriyle değil, rehin alarak değil, öldürerek değil, bodrumlarda katlederek değil...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Terörist onlar, terörist.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - ...Afrin'e giderek değil, işgal ederek değil...

REŞAT PETEK (Burdur) - Ne işgali ya?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - ...biz sandıktan çıkacağız, sandıktan. Siz eğer gerçekten siyasete inanıyorsanız, demokrasiye inanıyorsanız -inandığınızı düşünmüyorum ya, asla böyle bir düşüncem yok- gelin şuradan başlayalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Danış Beştaş.

SALİH CORA (Trabzon) - Zorunuza mı gitti YPG'yle...

BAŞKAN - Sayın Cora...

SALİH CORA (Trabzon) - Zorunuza mı gitti?

BAŞKAN - Sayın Cora, lütfen...

SALİH CORA (Trabzon) - Ayıp ya!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Eğer yüreğiniz yetiyorsa gelin, içeride bulunan tüm belediye eş başkanlarını, milletvekillerini serbest bırakın, 15 bin üyemizi, yöneticimizi serbest bırakın ama bırakmayacağınızı biliyoruz. Fakat biz 15 bin gider, 1 milyon geliriz çünkü biz halkız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş.