| Konu: | 24 Nisanın Ermeni halkı için anlamının ve atlatılamayan travmasının çok büyük olduğuna, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu hakikatle yüzleşmek yerine inkâr etmeyi tercih ettiğine, Ermeni halkının acılarını paylaştıklarına, Sevag Balıkçı'yı ölümünün 7'nci yıl dönümünde anarken adaletin tesis edilmesinin ve hakikatlerle yüzleşmenin gereğini bir kez daha vurguladıklarına, deprem nedeniyle Adıyaman halkına geçmiş olsun dilediğinde bulunduklarına, Cumhurbaşkanının grup toplantısında bir partinin grup başkan vekilini hedef göstermesinin şiddete teşvik olduğuna ve Özgür Özel'e geçmiş olsun dileklerini iletmek istediklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 24.04.2018 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün 24 Nisan. Bugünün Ermeni halkı için anlamı ve atlatılamayan travması hakikaten çok büyük. Bundan tam 103 yıl önce, 23 Nisanı 24 Nisana bağlayan gece yarısı sayıları 250'ye yakın Ermeni siyasetçi, aydın, gazeteci, yazar, sanatçı evlerinden alınarak tutuklandı; Çankırı ve Ayaş cezaevlerine sürgün edildiler, daha sonra ise büyük bir çoğunluğu katledildi. Bilahare çıkarılan Tehcir Kanunu'yla Ermeniler ana vatanları olan bu topraklardan sürülmüşlerdir. Bu süre zarfında yüz binlerce Ermeni yok edilmiştir. O günden bugüne değin Türkiye Büyük Millet Meclisi yaşanan bu büyük felaketin, facianın, trajedinin adını koymamış; bu hakikatle yüzleşmek yerine inkâr etmeyi tercih etmiştir. Oysa bir hakikat ne kadar inkâr edilirse edilsin yok olmaz, yok sayılamaz; üstelik travması daha da fazla artar. Nitekim bu inkâr, acıları daha da derinleştirmiş, nefretin ve ayrışmanın kapılarını aralamıştır.
Bizler Ermeni halkının acılarını paylaşıyoruz. Nitekim dünyadaki birçok parlamento bu olayı gündemine almıştır. Bu, bir halkın acısını paylaşma adına ve hakikatle yüzleşme adına önemlidir. Bu adalete karar verecek tek merci ise halk egemenliğini temsil ettiğini söyleyen ve eden bu Parlamentodur, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Geçmişle yüzleşmenin halkların barışı adına önemini bir kez daha önemle vurgulamak istiyorum. Bakınız, hâlâ tüm deliller ortaya saçılmışken Hrant Dink davasında aşama kaydedilmedi, gerçek failler bulunamadı. Adaletin tecellisi geçmişle yüzleşmenin de önemli bir aşamasıdır. Dünyanın her yerinde yaşayan Ermeniler de Türkiye'deki Ermeniler de hâlâ adalet beklemektedir.
Sayın Başkan, geçmişle yüzleşme yaşanmadıkça derinleşme ve kırılganlıklar artarken tarihin tecellisi dediğimiz bazı olaylar da bu etkiyi artırır tıpkı Batman'da askerliğini yaptığı sırada bir 24 Nisan günü, bundan tam yedi yıl önce yaşamını yitiren Sevag Balıkçı gibi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Danış Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sevag Balıkçı zorunlu askerliğini yaptığı sırada Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan, kazara çıkan kurşunla kazara öldürüldü. Böyle iddia ediliyor. Onun ölümü, kuşkusuz çok acı bir ölümdü ve elbette, Ermeni halkı için bir kırılmanın yıl dönümüne denk gelmesi ise bu acıyı katbekat artırmıştır. Sevag Balıkçı'yı da ölümünün 7'nci yılında bir kez daha anarken adaletin bir an önce tesis edilmesini ve hakikatlerle yüzleşmenin gereğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu güzelim topraklara, bu topraklarda yaşayan halklarımıza borcumuzu ancak böylece ödeyebiliriz. Geçmiş ortaya çıkmalı ki geleceğimiz daha umutlu olabilsin.
Değerli Başkan, bugün bir deprem de yaşadık Adıyaman'ın Samsat ilçesinde. Depremin ardından ilçe merkezi ve bağlı köylerde yapıların bazıları yıkılmış ve depremde 13 kişi yaralanmıştır. Ancak dikkat çeken bir ayrıntı, deprem neticesinde eski yapıların yanı sıra yeni yapıların da yıkılması olmuştur. Yine, 150 küçükbaş hayvan da bu deprem sonucu ölmüştür. Öncelikle, Adıyaman halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum. Diğer yandansa Türkiye deprem kuşağında olmasına ve pek çok deprem geçirmesine rağmen, bu realiteden uzak yaklaşımlar söz konusu. Gerek zemin etütleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Toparlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Gerekli etütler yapılmadan depreme dayanıksız binalar yapılmaya devam edildiği müddetçe depremler tehlike yaratmaya devam edecektir. Bu nedenle, depremin olası risklerinin azaltılmasına yönelik çok yönlü bir çalışmanın yapılması gerekmektedir. Bu konuda büyük bir hassasiyetin ivedi olarak yaşama geçirilmesini istiyoruz.
Son olarak da, dün, 23 Nisanda burada çok farklı olaylar yaşandı olmaması gerektiği kadar ve bugün grup toplantısında bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir partinin grup başkan vekilini hedef gösterdi. Ben de grup toplantısını izledim ve gerçekten çok büyük bir -nasıl ifade edilir, bilmiyorum- rahatsızlık duydum, üzüldüm. Neden? Özgür Özel bir partinin grup başkan vekili. Ve şu cümle çok dikkat çekiciydi: "Ben olsaydım aşağıya iner, gereğini yapardım." Bu, başka bir dildir. Bu, şiddete teşviktir. Bu, hedef göstermektir. Bir halkın temsilcisini, bir partinin grup başkan vekilini bu şekilde hedef göstermek kabul edilemez. Bunun hiçbir izahı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bitireyim bari.
BAŞKAN - Buyurun, kayıtlara geçsin, açmayayım artık, son cümlenizi alayım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sesim çıkar mı, bilmiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Beştaş, tamamlayın lütfen.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Meral Hanım böyle algılamış ama çok kötü algılamışsınız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ben öyle algıladım, evet.
Bu Parlamentoda sözün özgürlüğü yoksa, düşünceler özgürce ifade edilemeyecekse bu Parlamento halkı temsil edemez. Üstelik, bu Parlamentoda bizim milletvekillerimizin kolu kırılmışken iktidar grubu vekillerinin saldırısı sonucu ve buna benzer birçok şiddet olayı bu çatı altında yaşanmışken açıkçası bu hedef göstermenin sorumluluğu ve vebali çok büyüktür. Bu dilden derhâl vazgeçilmesi gerekiyor.
Biz, Özgür Özel'e bu yönüyle dayanışmamızı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş.