Konu: | Enfal katliamının yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 87 |
Tarih: | 18.04.2018 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enfal, Irak Baas rejiminin 1988 yılı Şubat ayından başlatıp eylül başlarına kadar sürdürdüğü ve şubat-mart-nisan olarak ilk üç ayında vahşice uygulamaya koyduğu insanlık dışı seri operasyonların genel adıdır. Bu operasyonlarda on binlerce Kürt vahşice katledilmiş, on binlercesi sürülmüş, geride kalan mallarına el konulmuş ve sürüldükleri yurtlarına da Araplar başta olmak üzere başkaları getirilip iskân edilmiştir.
Burada dikkat çeken bir husus şudur ki, Saddam Hüseyin'in bu insanlık dışı operasyonlarına "Enfal" olarak isim vermesidir. Enfal, bilindiği gibi, ganimet anlamına geliyor. Dolayısıyla Müslüman Kürtleri kâfir, yurtlarını işgal etmeyi fetih ve cihat, mülklerini ele geçirmeyi de ganimet olarak sayma anlayışı vardır böyle bir zihniyetin altında. Oysa Hazreti Peygamber'in bu konudaki bazı sözlerine bakacak olursak bunların ne kadar tehlikeli olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Zira bu yanlış tehlike bugün Orta Doğu ülkelerinde özellikle Kürtleri yöneten rejimler tarafından hâlâ yürürlüğe konulmak istenmektedir. Peygamber Efendimiz diyor ki: "Cihadın en üstünü, zalim sultana karşı 'Sen zalimsin.' demektir." "..."(x) "Camisi olan, ezan okunan, cuması olan bir yere 'fetih' adı altında harekât düzenleyemezsiniz." diyor Peygamber Efendimiz (SAV). "Bir kişi kardeşine kâfir derse ve o kâfir değilse bu söyleyen kişinin kendisi kâfir olur." diyor Peygamber Efendimiz. Dolayısıyla çok tehlikeli bir durum, ümmetin ve Müslümanların kaçınmaları gereken bir durumdur. Muhalifleri kâfir sayan, onlara yaptığı uygulamayı cihat sanan ve mallarını ganimet olarak kabul eden ilk örgüt Haricilerdir. Haricilerin bin üç yüz elli yıl öneki bu zihniyeti bugün IŞİD, ÖSO ve benzeri örgütler tarafından sürdürülmektedir. Kitlesel muhaliflerine lanet okutanlar ilk Emevi sultanları olmuştur. Emevili bir imama ve hatibe cuma günü hutbede Hazreti Ali'ye lanet okuma talimatını veren bu Emevi sultanlarıdır.
Şayet Kürt solu, Türk solu, Aleviler, devrimciler, sosyalistler bir ölçüde İslam'a küstürülmüşlerse bunun nedeni onları yöneten rejimlerin Emevivari din ve ümmetçilik anlayışıdır. Yoksa hangi aklı başında bir devrimci "Bütün insanlar tarağın dişi gibi eşittir." diyen bir Peygambere soğuk bakar? Hangi devrimci "Çok dilliliğiniz ve çok renkliliğiniz benim ayetlerimdendir." diyen bir Allah'a başka bir gözle bakar? Hangi devrimci ve hangi ilerici "Sizin dininiz size, benim dinim bana; isteyen mümin olsun isteyen kâfir kalsın." diyen bir İslam'ı başka bir inanca, başka bir mezhebe ve dine hoşgörüyle bakmama yönünde eleştirir. Ama Orta Doğu'nun despot rejimleri ne yaptılar ve ne yapıyorlar ona bakalım: İslam ve ümmetçilik adına kendi dillerinden başka hiçbir dile hayat hakkı tanımadılar ve tanımıyorlar. Kendi hâkim ırklarından başka yönettikleri farklı kimliklerden herhangi birine statü hakkı tanımadılar ve tanımıyorlar. Bu rejimlerden bazıları şeyhülislamlarına "Alevilerin kanı helaldir, katli helaldir, kadınları esir alınabilir, cariye edilebilir." fetvaları verdirttiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Yıldırım.
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Dolayısıyla, durum böyle olunca, Kürt solunu da Türk solunu da Alevileri de devrimcileri de bir ölçüde bu Emevivari -çünkü gerçek demeyeceğim- İslam'dan soğuttular.
Bu bağlamda, ünlü bir pop şarkıcısı iken kendi memleketinde Müslüman olan Cat Stevens, büyük bir merakla Orta Doğu âlemine yaptığı ilk seyahatte, "Acaba Müslüman olduğum bu İslam dinini benimseyen bu ülkeler, rejimler nasıldır?" diye merak ederek yaptığı ilk ziyarette, bu Orta Doğu'nun despot rejimlerini görünce şöyle diyor: "İyi ki ben İslam'ı kendi memleketimde seçtim, yoksa bu rejimleri gördükten sonra asla Müslüman olmayı kabul etmezdim."
Dolayısıyla ben de diyorum ki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - ...Allah'a şükür ki gerçek İslam'ı daha önce tanıyarak, araştırarak kabul etmişim, yoksa bu despot rejimlere bakılacak olsaydı, herhâlde biraz zor durumda kalırdım diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.