GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:17.04.2018

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, AKP, torba yasa tasarısı mantığıyla torbanın içerisine birbirinden bağımsız ne bulduysa dolduruyor ve aslında içinde neyin geçirildiği, çoğu zaman toplum tarafından, halk tarafından anlaşılamıyor. AKP, kendisinin ele geçiremediği kurumlara, "kendini yönetemez, kendi kendilerini idare edemez" anlayışıyla her şeye müdahale ediyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, bu torba yasanın içerisinde bir maddede "Sulama birlikleri, işletme hakkı devri yoluyla özel hukuk tüzel kişilerine işlettirilebilir." demek isteniyor yani sulama birliklerine müdahale ediyor, kayyum atıyor. Peki, sulama birliklerinin ne kadar üyesi var? 17.487 meclis üyesi var değerli arkadaşlar. Toplam 378 sulama birliği lağvedilmek isteniyor. Şimdi "Çiftçi kendisini idare edemez." Hatırlayın, buna benzer yasaları başka şekilde de görmüştük. Mesela "Üniversiteler kendilerini idare edemez, yöneticilerini seçemez. Üniversitenin yapacağı seçimler kaos yaratır. Dolayısıyla en iyisini biz biliriz, biz atıyoruz." Şimdi aynı şekilde sulama birliklerine de "Çiftçiler kendilerini yönetemezler, idare edemezler ve dolayısıyla biz oraya müdahale ediyoruz."

Bu, sadece buralarda mı değerli arkadaşlar? AKP, kendisinin ele geçiremediği demokratik kurumların hepsine aynı şekilde müdahale ediyor. Daha önce, hepiniz hatırlarsınız, birkaç hafta önce Tabipler Birliği şöyle bir açıklama yapmıştı: "Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi!" Şimdi, açıklama bu. Hemen Hükûmet ne yaptı? "Tabip Odası nasıl böyle bir açıklama yapar?" deyip Tabip Odasının yapısına müdahale etti. "Doktorlar da kendi temsilcilerini seçemez; avukatlar, barolar da kendi temsilcilerini seçemez." En iyisini kim bilir? En iyisini AKP bilir. Ele geçirmek... Oraları ne yapmak? "Ben yönetirim, ben yönetirim." ve müdahale etmeye çalışıyor. Bakın, Tabip Odalarının şimdi yönetim seçimleri var. Görüyorsunuz, bu kadar müdahalenize rağmen yine siz alamıyorsunuz, yine doktorlar, avukatlar, odalar, mühendisler kendi kendilerini yönetebiliyorlar değerli arkadaşlar. Üniversiteler de böyle, sulama birlikleri de böyle.

Şimdi, söz konusu bu düzenlemede kritik olan bir diğer nokta, Arazi Toplulaştırması Etüt ve Projelendirme Dairesi Başkanlığıdır. Hâlihazırda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne bağlı olan bu birim, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne devrediliyor. Bu değişiklikle 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2'nci maddesi değiştirilerek baraj, gölet ve su kaynaklarının üzerine ve etrafına güneş enerjisi sistemlerinin kurulması için kamu arazilerinin enerji firmalarına kiralanması ve bu sistemlerin ilgili firmalarca işletilmesi sağlanmaktadır. İlgili madde, özellikle ülkede kalan son kaynakların da özelleştirilmesinin önünü açıyor. Söz konusu maddenin gerekçesinde geçen "DSİ Genel Müdürlüğünden talepler gelmektedir." ibaresinden de anlaşılacağı üzere, talebin büyük sermaye şirketlerinden geldiği ve bu şirketlerin talebi dikkate alınarak tasarının hazırlandığı anlaşılıyor. Yani AKP Hükûmeti, ormanları da tarım alanlarını da her şeyi rant için ve kendisine yakın olan şirketler için pazara açıyor, piyasaya açıyor.

Değerli arkadaşlar, biz, AKP'nin ekolojik, kültürel, toplumsal yıkım projelerine ve politikalarına karşı partimiz HDP olarak havanın, suyun, derelerin, denizlerin, göllerin, toprağın, ormanın, kısacası yaşamın ve yaşam alanlarımıza ait ne varsa savunmaya devam edeceğiz. Bunlar halkındır diyoruz, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)