| Konu: | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 17.04.2018 |
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.
548 sıra sayılı torba yasa tasarısının 22'nci maddesi üzerine grubum HDP adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen değerli halkımı saygıyla selamlıyorum.
Bu 22'nci maddede sulama birlikleri... Ama maalesef Adıyaman'da sulama olmadığı için ne sulamamız var ne de birliğimiz var, onun için orayı es geçiyorum.
Kırsal kalkınmadan biraz bahsedeceğim. Kırsal kalkınmanın amacı, kırsal alanın varlığının devam ettirilmesi, kırsal-kent arasındaki farklılığın azaltılması, doğal kaynak potansiyellerinden çevreye duyarlı bir şekilde yararlanmaların sağlanması, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimlerin katılım ve katkılarının artırılması ve kırsal toplumun yaşam standardının iyileştirilmesi olarak bilinmektedir. Daha detaylı başka bir tanıma göre, kırsal kalkınmayla, kentsel alanların dışında bulunan dezavantajlı yaşam ve çalışma ortamlarında mevcut doğal kaynakların istismarına neden olmadan uygulanabilirlik ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirmek yoluyla hayat standartlarının ve gelir düzeylerinin yükseltilmesi, refahın artırılması, bölgeler, yöreler, havzalar arasındaki gelişmişlik farkının kaldırılması, tarımsal yapıların iyileştirilmesi, tarımsal üretimde kalite ve verimliliğin artırılması, her ölçekte işletme sanayisinin kurulması, tarımsal üretimin sanayiyle entegre edilmesi, gıda güvenliğinde işsizliğin azaltılması, sağlıksız bir göçün önlenmesi amaçlanmaktadır. Ama ülkemize baktığımızda Hükûmetin yanlış politikalarından kaynaklı bu durum tam tersine işlemektedir. Tarımda üretim bitmiş, işsizlik almış başını gidiyor, bölgeler arasında fark her geçen gün artıyor, kırsaldan kente, küçük şehirlerden büyükşehirlere göçün önüne geçilemiyor.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, belirli il gruplarında soğuk hava deposu, silo, yenilenebilir enerji, tarımsal üretime yönelik sabit yatırımlar gibi çeşitli alanlarda yapılacak yatırımlar için yüzde 50 hibe desteği sağlanacak şeklinde açıklamalarla her gün şov yapıyorsunuz. "Tarımda devrim, tarıma destek" gibi manşetler atıyorsunuz yandaş medyanızla ancak bu desteklerden ve bu devrimlerden kim yararlanıyor bilemiyoruz. "Devrim, devrim" diyorsunuz ama maalesef sahada devrim falan gördüğümüz yok. Biz kendi çevremizden biliyoruz ki bu Kalkınma Destek Programı'na başvuranların çoğu kabul edilmemiş. Bu program, bütün Türkiye halkları için değil mi, yoksa artık kırsal alandaki yatırımlar için de mi mülakat getirdiniz? AKP'nin son birkaç yıldır ister kamuda ister özel sektörde ister siyasette ister bağ bahçede kim nerede ne işe başlıyorsa bir şekilde alakasız mülakatlar, güvenlik soruşturmaları gibi hiçbir güvenilirliği olmayan sebeplerle ret verilmektedir.
Adıyaman'da Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi'ne başvuru yapan 132 kişiden sadece 47'si onaylanmıştır. Bu onayı alamayanlar hangi gerekçelerle alamamıştır? Bakın, Adıyaman'ın tek geçim kaynağı olan tütünü de yasakladınız ama "Önünü açıyoruz." diye şov yapıyorsunuz. Kıyımlık sarılmış tütün yasağıyla Adıyaman'ın bir bütününün etkilenmesinin yanında özellikle kırsal bölgelerin daha da fakirleşmesi, ırgatlaşması, hatta göçlerin olması kaçınılmaz olmuştur. Halk, geçen yıl ürettiği tütünü henüz satamamış, sattığı ürünlere esrar muamelesi yapılıp çeşitli şekillerde ceza verildiği için ürettiği tütün elinde kalmış ve şu an tütün tohumu yani sadır ekme zamanı ancak halkımız tütünü üretip üretmeme konusunda ne yapacağını bilemiyor çünkü "Önünü açtık." dediğiniz tütünün hiçbir şekilde önü açık değil.
Yine ova köyleri için devasa su göletleri ve kocaman Atatürk Barajı'mız olmasına rağmen bu köylerimizde susuzlukla boğuşmaktayız. Tarlaları boş bırakılmış, buralarda yaşayan halk da fakirleşmiş, gençler işsizlikten büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmıştır. Zaten şu anda köylerimiz neredeyse boşalmış durumda, daha doğrusu, bu yanlış politikalarınızdan dolayı boşaltılmış durumda. Adıyaman halkının size gösterdiği teveccühün yarısını siz bu halka göstermiş olsaydınız -sıkıntılarının çoğu giderilmişti- Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi'nde Adıyaman'a sunulan bu 32 projenin yüzde 85'ini reddetmezdiniz. Bu da sizin Adıyaman'ın kalkınmasına bakış açınızı göstermektedir.
Ben buradan bu sıkıntıları dile getirdiğimde sürekli Adıyaman'ı kötülemekle itham ediliyorum. O zaman size şu şekilde belirteyim: 2002 öncesi ve 2002 sonrası Adıyaman'da çiftçinin durumuna, üretimine, genç nüfus sayısına, işsizlik tablosuna bakalım, ben mi kötülüyorum yoksa siz mi kötü yönetiyorsunuz; bunu da değerli Adıyaman halkının takdirine bırakalım. Siz böyle şov yapadurun, her şeyimizi maalesef ithal etmek durumuna getirildik. Dağlarımızı, ovalarımızı, meralarımızı HES'lerle, barajlarla sermaye şirketlerine peşkeş çekerek talan etmesek, yukarıdaki saydığım maddelere uygun bir politika doğrultusunda işletebilsek kendine fazlasıyla yeten, hatta ihraç eden bir ülke pozisyonunda olmamızın önünde hiçbir engel yoktur diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)