Konu: | Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 79 |
Tarih: | 29.03.2018 |
ALİ ATALAN (Mardin) - Teşekkür ederim Başkan.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu gene saygıyla selamlıyorum.
Konunun güncel olması hasebiyle, bir Ezidi milletvekili olarak -belki bilmeyenleriniz olabilir- bu konuya özellikle değinmek istiyorum. Son günlerde "Şengal'e de gireceğiz." şeklinde tehditler savruluyor ama bunun bir karşılığı olmadığını bu fikri ortaya atanların da biliyor olması gerek.
Afrin'de ortaya çıkan tablo tüm çıplaklığıyla dünyanın gözü önüne serilmiş oldu. Kürt halkının tarihî destanında özgürlüğün sembolü demirci ve devrimci Gâve'nin heykelini ve farklı inançlara ait kutsal yerleri... Özellikle sosyal medya üzerinden de gördüğümüz gibi, Ezidi kadınlara da zorla çarşaflar giydirildiği bir hakikat olarak ortaya çıkmış, gözlerimizin önüne serilmiştir.
Türkiye medyasında bunu izleme şansımız maalesef olmadı. Türkiye medyasından izlediğimiz tek şey, sanki ÖSO güçleri Birleşmiş Milletlerin barış gücüymüş gibi, orada huzur ve barışı tesis etmek amacıyla gitmiş gibi bir intiba, bir izlenim yaratıldı. Allah'tan yağmacı, ganimet peşinde koşan, birbirlerini bile bunun için vuran görüntüler ortaya çıkınca bunun böyle olmadığı herkesçe bilinmiş oldu. Afrin'de yaşananları maalesef ancak BBC, CNN International gibi kanallardan ya da sosyal medya üzerinden öğrenmiş olduk.
Şengal, Ezidilerin bilinen ana yurdudur. Şengal'de sivillere karşı herhangi bir yönelimden hem siyasi hem hukuki hem ahlaki AKP Hükûmeti sorumlu olacaktır.
Bilindiği gibi, Ezidiler 2014 yılında IŞİD'in soykırımına maruz kalmış, IŞİD, Ezidileri Şengal'de tamamen yok etmek istemiş, katliam sonrası Ezidiler ana yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmıştır. Aynı süreçte binlerce Ezidi çocuk ve kadın esir alındı. Yaşanan bu korkunç soykırım ardından üç buçuk sene geçti. Ezidiler yaralarını yeni yeni sarmaya çalışırken bugün yine Şengal'e, Ezidilere yönelik tehditler savruluyor. Ezidilerin kendi geleneksel direniş mazisine uygun bir şekilde, kendilerini olası saldırılara karşı savunmak amacıyla örgütlendikleri yadsınamaz bir gerçektir ancak bunun kime zarar verdiği veya herhangi bir ülke için bir tehdit oluşturduğunu iddia eden biri varsa çıksın bize lütfen anlatsın. IŞİD de dâhil, bin yıllardır hiçbir güç Ezidileri Şengal'den çıkaramamış, onları Şengal'den büsbütün vazgeçirememiştir. AKP sürekli mazlumların ve mağdurların yanında olduğunu iddia eder, ifade eder ancak tam konu Kürtlere gelince 180 derece dönüş yapmaktan hiç de imtina etmez. Tarihte 73 defa katliama, soykırıma uğramış Ezidilerin mazlum olduğunu tüm dünya görüyor ve kabul ediyor. Eğer bu Hükûmet de böyle görüyorsa mevcut sınırlar içinde Ezidi halkının kendi kaderini tayin etme hakkına saygı göstermesi gerekiyor. Bu halk kendi özgünlüğünü korumalı, özgürlüğünü elde etmelidir. Bu konuda bizim de onları desteklememiz gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı son günlerde sürekli "Biz bir işgal kuvveti değiliz. Sahibi kimlerse buraları sahiplerine devredeceğiz." diyor. Başka ülkenin sınırlarını ihlal etmesine rağmen, başka ülkelerin iç işlerine karışmasına rağmen, bu tür söylemleri de sarf edebiliyor maalesef.
Bir dakika daha Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Atalan.
ALİ ATALAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, uluslararası hukuk normlarını da hiçe sayarak Şengal'e yönelik tehditlere Irak Savunma Bakanlığınca bir cevap verildi: "Topraklarımıza yönelik her türlü dış saldırıya karşı Irak Hükûmeti olarak elimiz boş kalmayacaktır." Şimdi, böylesi gerginlikleri yaratmanın hiçbir faydası ve hiç kimseye bir getirisi olmaz ve olmayacaktır. Kim ki mazlumların, mağdurların yeri olarak bilinen Şengal'e saldırıyorsa ve saldıracaksa, inanın, hem ahlaki hem siyasi hem insani olarak bu vebalin altından kalkamayacaktır çünkü Ezidiler mazlumdur ve mağdurdur.
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Atalan.