| Konu: | Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 29.03.2018 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hızlıca hemen ifade edeceklerimi edeyim.
Değerli arkadaşlar, İstanbul'un üçüncü köprüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne bazı arkadaşlar da değindiler. Bununla ilgili, halkımız çok ciddi şikâyetler ve sıkıntılarını bizlere ulaştırıyor. "Köprü yaptık, yollar yaptık." diyorsunuz, övünüyorsunuz ama orta sınıfın altındaki insanlar köprülerden geçemiyorlar ama oturdukları mahallelerde mecburi istikamet gereği bağlantılı yollardan geçen insanlarımız yüz binlerce liralık icra takipleriyle boğuşuyorlar arkadaşlar.
Şunlardan bahsedeceğim, bunun gibi daha desteler dolusu, otoyollardan mahallelerine giden ve büyük hafriyat araçlarının da mecburi istikamet yolu olan paralı yoldan bunun gibi desteler dolusu gelmiş cezalar var insanlara ve bu insanlar, Küçükçekmece, Kanarya Mahallesi gibi yerlerde oturanlar mecburi olarak bu yollardan geçmek zorunda kalıyorlar. Hafriyat taşıyan ve aylıkları 2.500 lirayı bile geçmeyen emekçi insanlar 16 bin lira anaparası, cezası olan otoyolun parasına 210, 250, 300 bin liraları geçen cezalar üstüne yığılmış durumda ve her biri, binlerce insan, öyle yüzlerce falan değil, icra takibiyle boğuşuyorlar. Bu insanlarımızın, bu vatandaşlarımızın talebi, insanların durumlarına göre anaparayı yapılandırmak ve bu faizinin iptal edilmesi meselesi değerli arkadaşlar.
Sevgili arkadaşlar, sizler de görmüşsünüzdür, bugün ulusal ve uluslararası medyada, sosyal medyada yoğun bir şekilde hâlen paylaşılmakta olan, tartışılan bir video var arkadaşlar. Maalesef, tecrübeli gazetecilerimizden biri diye bildiğimiz bir arkadaşın Afrin'de sokak röportajında yaptığı bir söyleşiyi video olarak yayınlıyorlar. Bu videoda, orada konuşan bir sivil vatandaş yani orada yaşayan bir sivil, kendisinin söylediklerinin tamamen tercüme yapılırken çarpıtılmasıyla yalan medyanın...
Hani hep diyoruz ya, yalanla güç, güç değildir; yalanla iktidar, iktidar olamaz; yalanla güç meşru olamaz arkadaşlar. İşte bugün bu yayınlanan videoda iktidar yanlısı medyasının hiç görmezden geldiği ama ülkemiz adına utanç verici bu video için bir kez daha yalanın nasıl kullanılır, pratik bir politika hâline getirildiğini görmüş olduk. Oradaki sokak söyleşisindeki sivil şunu söylüyor: "Afrin halkı, Afrin'de silahlı güçler istemiyoruz. ÖSO özgür ordu değildir, teröristtir, hırsızdır, tahripkârdır. Malımızı götürdüler, talan ettiler, kadınlarımızı götürdüler, geçen gece yaşları 15 olan 3 kıza tecavüz ettiler." derken ÖSO'nun yerine YPG'yi tercüme ediyorlar arkadaşlar. Değerli arkadaşlar, bu yalanlardan kurtulmamız lazım. İlkeli, ahlaklı, vicdanlı bir siyaset yapmamız lazım.
Yine, sevgili arkadaşlar, biraz önce Aycan Vekilimiz bahsetti, ben de not almıştım; Kilis'te 17'nci yüzyıl eserlerinden biri Kürtler Camisi ve şu anda Türkler Camisi olarak değiştirilmiş. Değerli arkadaşlar, buradan hep şunu söylüyorum: Bu zihniyet, bu anlayış... Hani hep din güncellensin diye tartışılıyor ya, işte güncellenmesi gereken sapkın, iktidarcı, Emevici, fetihçi zihniyetin bir uzantısı olduğundan dolayıdır; Kürtler Camisi kaç yüz yıldır orada dururken "Türkler" adını takmak bu fetihçiliğin bir göstergesidir. Bunları yaparak iktidarın gücü güç olamaz, meşru olamaz değerli arkadaşlar. Bu politika ve söylemle ancak insanlarımızın arası bölünür, bölücü bir politika izlenir ve toplumumuz nefret toplumu hâline gelir değerli arkadaşlar.
Yine, bir örnek daha vereceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜDA KAYA (Devamla) - Son cümlemi kullanayım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Nefret toplumu, cinnet toplumu, buhran toplumu hâline gelen toplumumuzda doktorlardan biri KHK'yle görevden atılıyor. Hastanenin 10'uncu katından atlayarak intihar etmişti bu doktor ve bu doktorun da byLock falan kullanmadığı ortaya çıktı öldükten sonra. Yaşamlar heba edildikten sonra, insanlara cinnet geçirtildikten sonra iadeiitibarın ne anlamı var değerli arkadaşlar? İnsanlar yaşarken adaletli, ahlaklı, vicdanlı bir uygulamayla toplumumuzda adaleti gerçekleştirirsek zaten böylesine hayattan, yaşamdan umudunu kesen ve çareyi ölümde bulan insanlarımızla bizlerin de vicdanı daha çok yaralanmaz. Tez vakitte vicdanlı bir politikaya dönerek ülkemizin yaşanabilir bir ülke hâline gelmesini tekrar diliyorum ve sizlerden bunu tekrar istirham ediyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaya.