GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:79
Tarih:29.03.2018

HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz önceki önergede de ifade ettiğimiz üzere açıkça İç Tüzük'e aykırı, usule aykırı bir işlem yapılmaktadır. Kesinlikle usul açısından ciddi bir sakatlık olduğunu ve bizim itirazımız olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, gerçekten Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlarda, bu kadar vahim olayların yaşandığı, hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığı bir ortamda biz ne görüşüyoruz? Milletvekillerinin sosyal haklardan, kamu kurum ve kuruluşlarından faydalanmasını. Ben de bir milletvekili olarak bunu katiyen reddediyorum. Biz, bu ayrıcalığı istemiyoruz. Halkların Demokratik Partisi olarak şunu açıkça ifade etmek isterim ki Parlamentonun 9 üyesinin milletvekilliğinin hukuksuzca düşürüldüğü, 9 parlamenterin, Enis Berberoğlu'yla beraber 10 parlamenterin hâlâ hapiste tutulduğu bir ortamda Parlamentonun itibarını daha fazla zedelemekten, yaralamaktan başka bir anlam taşımayacaktır.

Evet, milletvekillerinin durumunu konuşalım. Biz, bunu her gün bu kürsüden ifade ediyoruz. Eğer milletvekillerinin durumunu konuşacaksak, Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı, Gülser Yıldırım'ı, Selma Irmak'ı, Ferhat Encu'yu, Çağlar Demirel'i, İdris Baluken'i, Burcu Çelik'i konuşalım, Enis Berberoğlu'nu konuşalım. Gelin, bu Parlamentoda müdürle infaz koruma memuruyla, talimatla çalışan yargıyla muhataplığı sona erdirelim. Halk iradesi şu anda rehin olarak tutulurken biz dışarıdakilerin gidip efendim herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda hangi düzeyde kalacağımıza, ne kadar para ödeyeceğimize dair bir tartışmayı zül kabul ediyorum. Bu, kabul edilemezdir. Biz burada defalarca milletvekillerine yönelik kabul edilemez, küçük düşürücü uygulamaları anlatırken görmeme, bilmeme, duymama hâlini yaşayan Parlamento bugün kendisine yönelik bir ayrıcalığa, hem de üç parti birlikte "Evet." demiştir. Bu, tarihî bir gündür. Evet, bu üç parti 20 Mayısta milletvekili dokunulmazlığını da kaldırmıştı ve sonrasında işte şimdi milletvekilleri, halk iradesi hapiste.

Biz tarihsel bir sorumluluk taşıyoruz arkadaşlar. Biz biz değiliz, biz halk olarak buradayız ve halk iradesini temsil ediyorsak önce halkın çıkarlarını, geleceğini, ekonomik durumunu, yaşam tarzını düşünmek zorundayız.

Diğer önerge ne? Efendim, "Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve Sahil Güvenlik Komutanı olarak atanmış olanlar ile orgeneral, oramiral rütbelerinde bulunanlardan aylıklarını 926 sayılı Kanun'a göre alanların ve bunların emeklilerinin -bilmem şu kadar bölümü- sağlık giderleri bizim gibi, milletvekilleri gibi tabi olunan hükümler ve esaslar çerçevesinde ödenecek." Neden? Neden gerçekten? Hani her gün burada "Mehmetçik" diyorsunuz ya, hani her gün evlere cenaze gidiyor ya, hani biz "Savaşa karşıyız." diyoruz ya hep bu kürsüden, neden askerlerle oramiral arasında böyle bir hiyerarşi koyuyorsunuz? Neden Genelkurmay Başkanı bu kadar yüksek düzeyde bir sağlık harcamasından yararlanacakken o askerler, yoksul halkın çocukları tedavi olacak masrafı bulamayacak? Bunu kabul edemeyiz, bunu Türkiye kabul edemez. Bu ayrıcalığı reddediyoruz.

Şu anda, emeklinin, işçinin, çiftçinin, öğrencilerin, kadınların, öğretmenlerin her gün iktidarın politikaları tarafından daha fazla yoksullaştığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. OHAL süreciyle kangren hâline gelen sorunlar yerli yerinde dururken böyle ayrıcalıkların tanınmasını kabul etmek mümkün değildir. Eğer bunu kabul edersek oyunu aldığımız ya da almadığımız Türkiye yurttaşlarının iradesine saygısızlık yapmış oluruz. Eğer milletvekilleriyle ilgili bütün partiler ortaklaşacaksak, biraz önce de söylediğim gibi, gelin, sorunlarımızı çözmek için ortaklaşalım. Çünkü bizim sorunlarımız, temsil ettiğimiz milyonların sorunlarıdır. Biz Halkların Demokratik Partisi olarak bu meseleye tam da bu şekilde yaklaşıyoruz.

Şu anda bizimle birlikte çalışan Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışanlarının sorunları çok büyük, biliyorsunuz. Hâlâ kıdem tazminatı hakları yok. Eğer bir düzenleme yapacaksak Meclisle ilgili, gelin, önce bizimle birlikte çalışan emekçilere ve çalışanlara haklarını verelim. Biz bunun altına gerçekten gönüllüce ilk imzayı atmaya hazırız. Sosyal haklar açısından, iş güvencesinin ve kıdem tazminatı hakkının olmaması, işsizlik ödeneğinden yararlanamaması, eşit işe eşit ücret politikasının uygulanmaması nedeniyle emekçilerin bu kadar sıkıntı çektiği bir dönemde bu ayrıcalıkları reddediyoruz.

Değerli milletvekilleri, daha önce bu Parlamentoda 696 sıra sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 32 ve 42'nci maddeleriyle Danıştay, Yargıtay başkanları, başsavcısı, başkan vekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile bunların emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık giderlerinin, milletvekillerinin tabi oldukları hüküm ve esaslara göre kurum bütçesinden ödenmesi düzenlenmişti. Bu düzenleme Anayasa'nın eşitlik ilkesine ve sağlık hakkı ilkesine açıkça aykırıdır.

İktidar partisi imtiyazlı bir zümre oluşturuyor ve diğer partilerle birlikte bu imtiyazlı zümrenin oluşumunda ortak hareket ediliyor. Yeri geldiğinde birbirlerine en sert eleştirileri yaptıklarını biliyoruz. Ama imtiyazlı zümre yaratma konusunda ortak paydada buluşmaya devam ediyorlar.

Şimdi, biz bu imtiyazlı zümrenin giderlerini... Vatandaş birçok sağlık ücretini kendi bütçesinden öderken bunlar imtiyazlı olacak. Örneğin, yoksulluk nedeniyle implant ücretini karşılayamayan Ahmet amca, Hacer teyze kendi dişlerini yaptıramıyor ama bu zümrenin implant masrafını vergisiyle karşılayacak.

Ortalama fiyatı 5 ila 10 bin arasında olan işitme cihazının sadece bin lirasını SGK karşılıyor. Cebinden vermesi gereken ücreti karşılayamadığı için çocuğuna işitme cihazı alamayan aileler var. Ama bu aileler, bu yoksul aileler ödedikleri vergilerle bu imtiyazlı zümrenin sağlık giderlerini karşılayacaklar. Size bir adaletsizlik yansımıyor mu? Size bir haksızlık yansımıyor mu? Çok açık bir tablo var burada. Kirasını ödeyemediği için intihar eden yurttaşları olan bir ülkede yaşıyoruz biz, Ege Denizi'nde can veren aileler var biliyorsunuz, OHAL'in mağdur ettiği yüz binlerce insan var, ilaç fiyatlarına gelen zamlar ortada, çiftçiler borç batağında, her gün iş yerleri kapanıyor, cezaevleri dolup taşıyor, işkence gün yüzüne çıktı. Meclisin işi bu mu, bu mu olmalı gerçekten? Biz vatandaşın sorunlarını çözmek için buradayız. Hem de üç partinin uzlaşmasıyla çıkıyor, yazık diyorum, başka hiçbir şey söylemek istemiyorum, yazık gerçekten. Milletvekillerinin sosyal haklardan en yüksek devlet memuru gibi yararlanması konusunda uzlaşılıyor, çocuk istismarları araştırılsın dediğimizde reddediliyor. "Genelkurmay başkanları milletvekillerinin sahip olduğu sağlık haklarından yararlansın." diyorsunuz ama Çiftlik Bankı araştıralım diyoruz, buna karşı ret oyu veriyorsunuz. Bu Meclise bu düzenlemeyi yaptırmak suçtur ve biz bu suça ortak olmayacağız diyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş.