GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:28.03.2018

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Aslında Hükûmet kanadı "Katılmıyoruz." dedi önergeye ama gördüğümüz kadarıyla, bildiğimiz kadarıyla Hükûmetin de önerisi bu maddeye dair içeriğin çekilmesi yönünde.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Revize, çekilmesi değil.

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - En azından içeriğinin büyük oranda değiştiğine ilişkin. Evet, biz bu maddeye dair aslında özellikle komisyon aşamasında epey tartışma yürüttük ve partimizin temel tartışma noktalarından biri mutlak surette bu düzenlemenin geri çekilmesine dairdi. Bizlerden yükselen itiraz ve muhalefet birçok kesimce görüldü ve umuyoruz ki içinde bulunduğunuz hatanın ve içine düştüğünüz hatanın sizler de farkına vardınız ve maddeyi tamamen çekersiniz. Ben, kamuoyunun bilgi sahibi olması açısından, hangi tartışmalardan ve hangi süreçlerden geçtiğinin anlaşılması açısından neler getiriyor 8'nci madde düzenlemesi yani çıkarılması gerektiğini düşündüğümüz düzenleme neler içeriyor, onun üzerine bir sunuş yapmaya çalışacağım.

Sayın milletvekilleri, bu tasarı aslında daha Komisyona gelmeden önce dolaşıma sokulmuştu ve sanki çok büyük bir reform olarak anlatılıyordu ve bahsediliyordu; işte otuz üç yıllık sorunun çözüldüğünden bahsediliyordu. Ancak gelinen noktada bir reform gerçekleştirilmediğini, Hükûmetin piramit yöntemiyle yani dar bir kesimin menfaatine düzenlemeler getirmiş olduğunu gördük, bunu ifade ettik ve itiraz ettik değerli arkadaşlar. Biz aslında bütün benzer tartışmalarda da hep aynı hususu dile getiriyoruz. Türkiye'nin, Türkiye toplumunun mutlak bir vergi reformuna ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. 80 milyonu değil sadece 80 kişiyi, çok az bir kesimi ilgilendiren düzenlemeler ancak ve ancak vergi adaletini zedeler diyoruz. Kaldı ki Türkiye ekonomisinin bugün geldiği nokta, işte maalesef bu anlayışın bir ürünü olmuştur. Dolar ve eurodaki artışı şu an endişeyle takip etmeyen 3-5 kişi var bu ülkede ne yazık ki. Ama asgari ücretle çalışan, alım gücü döviz kuru karşısında döviz kuru yükseldikçe eriyen, düşen en az 5 milyon aile bu olan biteni kaygıyla izliyor ve takip ediyor. Çünkü artış sadece döviz kurlarıyla olmuyor, örneğin akaryakıtı da etkiliyor, günlük hayatımızda ulaştığımız her türlü temel ihtiyacı etkiliyor. Bugün itibarıyla benzinin litresi 6 lirayı buldu değerli arkadaşlar ve bunun neredeyse 3,5 lirası sadece vergidir, vatandaşın doğrudan işte dolaylı vergi dediğimiz şekilde ödediği vergidir aslında. İşte, bu nedenle vergi reformunun şart olduğunu söylüyoruz, yurttaşların zorunlu olarak yaşamsal ihtiyaçlarına vergi yükü bindirmek yerine rantı, serveti vergilendirmeliyiz diyoruz; milyon dolarlık yatlara vergisiz yakıt vermek yerine, örneğin bu desteğin çiftçiye sunulması gerektiğini anlatıyoruz.

Bugün dış ticaret açığı büyümeye devam ediyor, buna bağlı olarak cari açık da büyüyor. Cari açığın yıllık 52 milyar dolar olduğu, faizlerin, enflasyonun giderek yükseldiği bir noktada maalesef ki Hükûmet gerekli tedbirleri almıyor; tedbir almak yerine, işte belirttiğimiz gibi -benden önceki bazı konuşmacılar da belirtti- mütemadiyen KDV'den istisna düzenlemeleri yapılıyor. Bu istisnalar artık mutlak surette durdurulmalıdır değerli arkadaşlar, palyatif çözümler yerine kalıcı çözümlerin ortaya konulacağı bir vergi reformu getirilmelidir.

Şimdi, tasarının ilk hâliyle 8'inci madde "Bir yıldan uzun süre devreden KDV var ise altı ay içerisinde müracaat edilmesi hâlinde KDV iade edilecektir." düzenlemesini içeriyordu. Hâlihazırda işletmelerin 160 milyar liralık bir KDV stoku, alacağı olduğunu biliyoruz ve böyle bir rakam tahmin ediliyor. Bu düzenlemeyle devlet işletmelere bu parayı ödeyeceğini söylemiş oluyor. Böylesi bir ifadenin karşılığı, bu 160 milyar lira hazineden karşılanacak demektir. Şimdi, biz bu durum karşısında Hükûmete: "Daha yılın ilk yarısına gelmeden bütçede milyarlarca liralık açığın olduğu bu ortamda Hükûmet hangi parayı verecek?" diye sorduk ve bunu finanse edebilmesinin tek yolunun ya yeni vergi salınımı olduğunu ya da borçlanılması gerektiğini belirttik.

Bir de kanun tekniği açısından da oldukça sıkıntılı bir düzenleme, karşı çıkılması gereken bir düzenleme. Maliye Bakanına verilen yetkiler yine başka düzenlemelerde olduğu gibi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Sayın Başkan, sözümü tamamlamam için...

BAŞKAN - Buyurun.

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Evet, kanun tekniği açısından da oldukça sıkıntılı bir düzenleme çünkü Maliye Bakanına çok sınırsız yetkiler veriliyor ve belirttiğimiz gibi, birçok kanunda da ne yazık ki bu yetkiler verildi. Hangi dönem içerisinde, hangi sektörlere, kime göre, neye göre hazineden para verileceğini sadece ve sadece Maliye Bakanı belirlemiş olacak şeklinde bir düzenleme var. Bu çok tehlikelidir; hepimizin ayrıca tartışma yürütmesi gereken bir düzenlemedir; pekâlâ, iktidara yakın kesimler lehine uygulamalara yol açabilecek bir düzenlemedir ki buna temel eleştiri olarak kesinlikle karşı çıkıyoruz.

Değerli arkadaşlar, dediğimiz gibi, bir vergi reformu şarttır çünkü halkın tepkisiyle anladığımız da aslında budur. Vergi toplanamadığını defalarca kez söyledik. Muhasebat Genel Müdürlüğünün 2017 yılı verilerine göre KDV ve ÖTV tahsilat oranı yüzde 49'dur. Şimdi, bu rakam çok düşüktür çünkü halk vergi adaletine güvenmiyor. Senede neredeyse 2 defa çıkarılan vergi afları yüzünden vergi daireleri artık tahsilat yapamaz hâle gelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Biz bu düzenlemenin geri çekilmesi gerektiğini savunuyoruz ve umuyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum, iyi akşamlar. (HDP sıralarından alkışlar)