GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:28.03.2018

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; 2'nci maddede müzayededeki satışlarla ilgili düzenleme yapılıyor. Mevcut durumda müzayedeyle yapılan satışlarda KDV alınsa da muhatap bulunamıyordu. Bu boşlukta kalan durumu çözmek için düzenlemeyle artık salonda kim satışı yapıyorsa vergi sorumlusu o oluyor.

2'nci maddedeki ikinci düzenlemede fazla ve yersiz ödenen verginin iade edilebilmesi durumu düzenleniyor. Tüm vergilerde verginin konusunu kanun tanımlıyor. Vergi konusu olmayan işlemlerden de sehven vergi tahsil edilebiliyor. Bu yanlışlıklar mevcut durumda yani hâlihazır durumda iade edilemiyordu. Madde, eğer kanunda yeri olmayan bir şekilde KDV hesaplanmışsa, tahsil edilip devlete ödenmişse bunun iadesini mümkün kılıyor.

Aslında bu sehven tahsil etme işlemi çok karşılaşılan bir durum değil. Düzenlemenin Ocak 2017'de 7020 sayılı Kanun'da yapılan düzenlemeyle bir ilgisi olup olmadığı sorusu burada ortaya çıkar. Ocak 2017'de yapılan düzenlemeyle belediyeler arsalarını üçüncü kişilere sattıkları takdirde KDV'den istisna ediliyorlardı. O tarihten sonra ihaleye girip kazananlar zaten KDV de ödemediler fakat kanun yürürlüğe girmeden hemen önce, Aralık 2016'da belediyelerden arsa alanlardan, işlemleri tamamlanana kadar kanun geçmiş olmasına rağmen alıcılardan KDV tahsil edildi. Düzenleme bu kesimi mi kapsayacak? Düzenlemenin asıl amacı bu mudur? Bunun da bilinmesi gerekir.

İl özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri KDV'ye tabi.

2'nci maddedeki üçüncü düzenlemeyle KDV mükellefiyetinin bu işlemler nedeniyle oluşan iktisadi işletmeler adına tesis edilmesi düzenleniyor. Burada kamusal hizmetler ticari işlem gibi değerlendirilip buna göre düzenleme yapılıyor. Esasen kamusal hizmetlerin herhangi bir verginin matrahını oluşturmaması gerekir. Kamusal hizmetin vergiyle mantıki ve teknik, teorik bir bağlantısı kurulamaz, bunun vergi kaynağı olarak görülmesi de doğru değil. Ayrıca, iktisadi işletme özelleştirmenin de yolunu açıyor. Gözünüzün önüne getirin, bir kamu kurumu var, yaptığı işleri bir iktisadi işletme eliyle yapıyor yani bir iktisadi iş yapabilmek için gereken örgütlenme biçimine müracaat ediyor diye katma değer ürettiği, dolayısıyla katma değer vergisine tabi olduğu, böylelikle kamusal hizmet yapan kurumların vergiye tabi kılınması gibi saçma sapan bir durum doğuyor. Burada "kamu yararı" "kamu çıkarı" "kamu hizmeti" kavramları zedelendiği gibi, kamu hizmetlerinin doğrudan doğruya özelleştirmeye tabi bir kulvara sokulmasının da yolu açılıyor.

Dördüncü düzenlemede grup şirketlerinin KDV mükellefiyeti tek bir mükellefiyet olarak düzenleniyor. Bu da şirketler arası vergi kaçağı yaratan durumu ortadan hâlâ kaldırmıyor.

2'nci maddeyle ilgili düzenlemeler bunlar. Şimdi, bu düzenlemelere de toplam olarak baktığımızda, aslında 1'inci maddede öngördüğümüz temel sakıncanın burada devam ettiği, Bakanlar Kuruluna tanınmış olan vergi koyma, vergi kaldırma, vergi işlemlerini düzenleme yetkisiyle sonuçta kamu hizmetlerinin vergilendirilmesi, buradan doğan iş ve işlemlerin bir vergi matrahı oluşturulması gibi bir sonuç yaratılıyor. Bu sonuç aslında kamunun kamudan vergi alması gibi saçma bir duruma da yol açıyor. Bu düzenlemenin yasadan çıkarılması gerekliliği kendiliğinden ortadadır. Bu açıdan biz bu yasa düzenlemesine esastan karşıyız. Kamu hizmetleri özelleştirilemez. Kamu, yaptığı işlemlerden dolayı vergi ödemeye mahkûm edilemez. Vergi ödeyecek olanlar özel şirketlerdir. Onun için bu yasada...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - Şu cümlemi de kayda geçireyim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kürkcü.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - Yani bu düzenleme sonuçta kamuyu vergilendirirken özel şirketleri, özel çıkar gruplarını vergiden bağışık kılarak 2 kere ödüllendirmiş hâle geliyor. Belediyelerin sırtına, diğer kamu kuruluşlarının sırtına bir yeni yük yüklemiş oluyor. Bu açıdan baştan beri getirdiğimiz eleştiri, bu düzenlemeler, esasen özel şirketlerin, kapitalist sınıfın, kuruluşların, özel çıkar sahiplerinin ekonomi dönüyormuş gibi görünmesi için ödüllendirilmesi, yükünün kamuya, dolayısıyla yurttaşlara yüklenmesinden ibarettir. Bunun tasarıdan çıkarılması için desteğinizi talep ediyoruz.

Teşekkürler. Hepinizi selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)