GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:28.03.2018

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Evet, medya gündemini biraz daha açmak istiyoruz. Gerçekten Türkiye'de bir medya var mı, Hükûmetten bağımsız yayın yapabiliyor mu? Bunları aslında hepimiz biliyoruz ama buradan da halkımıza anlatmak istiyoruz. Özellikle televizyonları başında bizi izleme olanağı bulan yurttaşlara, lütfen medyada gördüklerinize inanmayın, burada anlatacaklarımı bir değerlendirin demek isterim.

Evet, 5 çeşit medya var. Bir, havuz medyası; orada HDP düşman, onu izlediğinizde görürsünüz. İkincisi, sosyal medya var, ak trollerin denetiminde tam anlamıyla bir linç kültürü var; her yazdığımız mesajın altında yüzlerce küfür, hakaret, tehdit, şantaj içerikli mesajlar var ve nefret dili sonuna kadar kullanılıyor. Ak troller zaman zaman işlerini aksatsa da genellikle önemli günlerde ortaya çıkıyorlar.

Ana akım medya... Gerçi şu anda ana akım da kalmayacak, Doğan medyanın satılmasıyla birlikte artık o da havuza düştü, havza düştüğü için o da aynı dili kullanacak. Ana akım medyada ise HDP'siz dünya var; görmüyorlar, duymuyorlar ve bilmiyorlar; üçüncü parti diye bir parti yok, 7 milyon seçmeni yok, milletvekilleri yok; bu ülkede onları destekleyen kimse yokmuş gibi davranıyorlar; saatlerce açık oturumlarda bizi bizsiz tartışıyorlar, HDP'yi HDP olmadan tartışıyorlar ve biz telefonla bağlanmak istediğimizde bile bizi bağlamıyorlar, cevap hakkımızı bile kullanamıyoruz ve onların sunusuyla devam ediyor.

Devlet medyası var bu arada, TRT. TRT alenen suç işliyor, tartışma dışı söylüyorum. TRT yurttaşların vergisiyle ayakta duruyor, yayın yapıyor; HDP'liler de vergi veriyor, hepimiz vergi veriyoruz. Bize oy verenler vergi vermiyor mu? Resmî kanal olduğu için TRT'de biz sıfır saniye, sıfır dakika görünüyoruz. Hiçbir şekilde TRT'de yokuz; vergi veriyoruz, vergi var ama HDP yok, yurttaşlar görünmez kılınıyor.

Bir tek alternatif basın olarak ne kalıyor? Sosyal medya platformları kalıyor ve yasaklarla birlikte orada ulaşılabildiği müddetçe kısmen sağlıklı bilgilere ulaşılabiliyor. Peki, nedir bunun adı? Bunun adı aslında AKP kendi medyasını oluşturuyor, kendi sözünün dışında söz söylenmesine izin vermiyor. Yaptığımız suç duyuruları var sayısız, hedef gösteren, şiddet dili kullanan, nefret içerikli açıklamalarda bulunan manşetlerle ilgili yaptığımız suç duyurularının hiçbirine soruşturma açılmadı, hepsi takipsizlik kararıyla neticelendi. Aynı cümlelerle başkasına ceza veriliyor ama bizim yaptığımız suç duyuruları dikkate alınmıyor. Tıpkı, Grup Başkan Vekilimiz Ahmet Yıldırım'ın söylediği "Padişah bozuntusu" sözünün mahkemelerde beraatle sonuçlanması ama kendisine HDP'li kimliğinden dolayı ceza verilmesi ve vekilliğinin düşürülmesi gibi.

Bu basın ve yayın organlarında 4 Kasım darbesi ve bize yönelik saldırılar bakın nasıl lanse ediliyor: Evet "Cumhurbaşkanı: Vekil değil terörist. Manşete çıkarılmış. Başka bir başlık, Sayın İdris Baluken, hepinizin çok yakından tanıdığı, burada yıllarca grup başkan vekilliği yapan, siyaset yapan bir arkadaşımız. Kendisinin gözaltına alındığı gece "HDP'ye terör operasyonu." diye bir manşet atmışlar. Yine, Ziya Pir, burada sayın milletvekilimiz, kendisine yönelik "Ziya Pir. HDP'ye terör operasyonu." algı yaratılacak ya, sonra "Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı." küçük puntolarla. Başka, bir manşet: "Teröristsin, işte belgesi." Eş Genel Başkanımız Sayın Demirtaş'ın hedef gösterildiği sekiz sütuna manşet haberlerden başka bir tanesi. Yine "Sokağa çağrı bizzat MYK tarafından yapıldı." Bunlara gazete denilemez, bunlar AKP'nin bildirgeleri; tabii, konuşmalar aynen basına yansıtılıyor. "PKK'nin üst aklı Mecliste." Sayın Sırrı Süreyya Önder'e yönelik bir manşet de var. Bu da bizim. Kongrede gelenleri selamladığımız, benim, Filiz Hanım'ın da içinde yer aldığı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkanım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Şurada fotoğrafın güzelliğine bakın; gülerek, büyük bir duygusallıkla kongreye gelen on binlerce partilimizi selamlıyoruz. Nasıl? "HDP kongresinde skandal sözler." Hadi bu yumuşak, peki küçük yazıda ne var? "Hainliklerini bir kez daha kanıtladılar." Bizim fotoğrafımız, selam veriyoruz, kongredeyiz. Genel kurulumuzu, kongremizi yapıyoruz; hainlik yapıyormuşuz. Ne hainliği yaptık? O hainlik, size göre, on binlerce -50 bin- insanın bütün engellemelere rağmen kongreye gelmesiydi.

İşte, medya ve manşetler bu şekilde işletiliyor ve HDP'ye yönelik bu dil kesinlikle ustaca bir çalışmanın -tırnak içinde- algı yaratmanın, bu konuda çok emek verdiklerinin başka bir örneği aynı zamanda.

Diğer konuşmalarda bu işin bir de yasalar karşısındaki durumunu da sizlerle paylaşacağız.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)