GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaevinde tutulan Sise Bingöl ananın durumuna ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:28.03.2018

AYCAN İRMEZ (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime geçmeden önce kürsü ve ifade özgürlüğü kapsamında dile getirdikleri düşüncelerinden dolayı cezaevinde rehin tutulan Sayın Selahattin Demirtaş, Sayın Figen Yüksekdağ ve milletvekili arkadaşlarımız ile bir halkın özgürlük mücadelesini bıkıp usanmadan her türlü fedakârlığa rağmen her koşulda sürdüren tüm siyasi tutsaklara buradan selam ve sevgilerimi yollamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Cizre'de yetmiş dokuz gün boyunca, sokağa çıkma yasakları boyunca abluka ilan edilen mahallelerde yaralıları alabilmek için beyaz bayrakla mahalleye girmeye çalışan Cizreli yurttaşlardan biri de 51 yaşındaki Mahmut Duymak'tı. Beyaz bayrakla girdiği mahalleden bir daha çıkamayan Mahmut Duymak'ın cenazesi diğer 143 kişiyle beraber vahşet bodrumlarında yakılmış bir hâlde bulundu. DNA eşleştirilmesi sonucu cenazeyi alabilen eşi Lütfiye Duymak şunları söylemişti: "Benim kocamı katlettiler, bugün benim elime 5 kilo kemik veriyorlar 'Al, bu senin eşin.' diyerek. Eşimi vahşice öldürmüş, yakmışlar, hiçbir şeyi kalmamış." Lütfiye Duymak geçtiğimiz hafta, 20 Mart günü gözaltına alınmıştı, dün tutuklandı. Gerekçe, yasak kalktıktan sonra basına yaşadıklarıyla ilgili demeç vermek. Yani deniyor ki: Çektiğin acıları anlatman, konuşman yasak. Acılı insanlar üzerindeki zulüm siyasetinize derhâl son verin. Bunun adı zulüm düzenidir.

Zulüm düzeni 78 yaşında, hasta olduğu hâlde hapsedilen Sise Bingöl üzerinde ne yazık ki şu an cezaevinde devam ediliyor. Kalp ve kronik tansiyon hastası olan, diz ve eklem ağrıları olan Sise Ana tüm uyarılarımıza rağmen ne yazık ki daha cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. 78 yaşındaki Sise ana Muş E Tipi Kapalı Cezaevinden Tarsus F Tipi Kapalı Cezaevine ring aracıyla üç gün süren yolculukla gönderildi. Üç günlük yolculuktan sonra ağır bir şekilde hastalandı. Adli Tıp Kurumu geçen yıl "Cezaevinde tutulamaz." diye rapor verdiği Sise anaya bu yıl "Cezaevinde kalabilir." raporu verdi. Adli Tıp Kurumunun bu tutumu siyasi saiklerle hareket eden bir kurum olduğunu, tarafsız ve bağımsız olmadığını göstermektedir. Bir yıl önce cezaevinde kalamaz deniyor, bir yıl sonra kalabilir deniliyor. Bu nasıl bir mantık, bu nasıl bir zihniyet?

Değerli arkadaşlar, ben burada Sise anaya bırakıyorum sözleri, yazdığı mektupta kendi derdini ayrıntılı bir şekilde anlatıyor, ne diyor, lütfen hep birlikte kulak verelim: "Ağrılarım çok şiddetli oluyor, kulaklarım işitmiyor, gözlerim görmüyor artık, yaşlılığa bağlı idrarımı tutamıyorum, dişlerim takma; geçen gün dişlerim elimden düştü, kırıldı, defalarca hastaneye gittim, en son bugün elime yeni dişlerim ulaştı, bu süre zarfında beslenemedim. Yaklaşık bir buçuk aydır tüm gün aşağı katta sandalyede oturuyorum çünkü sürekli lavaboya gidiyorum. Ayaklarım tutmadığı için merdiven çıktığımda âdeta işkence görüyorum, ben de sabah inip akşama kadar sandalyede oturuyorum. Hastaneye gitmek de istemiyorum, zaten en fazla bir iki saniye sabit olarak ayaklarımın üzerinde durabiliyorum. Hastaneye gittiğimde ring aracına binip inmekten tutalım, doktorun yanına gidene kadar çok zorlanıyorum. Poşet poşet ilaçlarım doldu, artık hangisini tüketeceğimi bilmiyorum. Ayrıca ciğerimden öksürüyorum. Bu öksürüğün nedeni hâlâ bulunamadı. Öksürükten dolayı özellikle geceleri uyuyamıyorum. Ayak parmaklarımdan başıma kadar her yerim ağrıyor. İlk tutuklanmamda üç ay cezaevinde kaldım, üç kez adli tıbba gittim, ilk gittiğimde adli tıp 'Cezaevinde kalamaz.' raporu verince tahliye oldum, hüküm giydikten sonra iki kez daha adli tıpa gittim, adli tıp 'Cezaevinde kalabilir.' raporu verdi. Zaten sürgün esnasında yaşadıklarımı hepiniz biliyorsunuz."

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kronik tansiyon hastası olduğu hâlde diğer tutsaklara verilen yemeklerle beslenmek zorunda kalan Sise ana ölümcül düzeyde tansiyon sorunları yaşamaktadır. Daha da ağırı ana dili Zazaca olan Sise ana Türkçe bilmemekte ve bu yüzden doktorlara derdini anlatamamakta. Düşünün ağrılarınız var ama acınızı ne yazık ki anlatamıyorsunuz. Sise ana hepimizin anasıdır, elinizi vicdanınıza koyun, Sise anaya yapılanlar işkencedir. Şu an bu ülkede 78 yaşındaki hasta ve yaşlı bir kadına her gün ne yazık ki işkence yapılmaktadır. Sise ananın içerisinde tutulduğu cezaevi koşulları sürece yayılmış bir işkence hâlidir, avukatlardan gelen haberlere göre ise...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYCAN İRMEZ (Devamla) - Sayın Başkan, sözlerimi tamamlamak üzere...

BAŞKAN - Buyurun Sayın İrmez, sözlerinizi tamamlamak üzere bir dakika ek süre veriyorum.

AYCAN İRMEZ (Devamla) - Yataktan bile kalkamayan, altı başkaları tarafından bağlanan bir annenin cezaevinde tutulmasına seyirci kalmak bu Parlamentonun en büyük ayıbıdır, bu ayıba lütfen ortak olmayın. Hakikaten siyasetler üstü, insani bir durumdan söz ediyoruz ve buna çözüm bulmak durumundayız ve bu hepimizin boynunun borcudur. Buradan Sise anaya bir an evvel özgürlük talep ediyoruz ve bu hepimizin görevidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)