| Konu: | Aydın ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 27.03.2018 |
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Evliya Çelebi'nin "dağlarından yağ, ovalarından bal akan" diye tabir ettiği Aydın'ımız, artık dağlarından siyanür, ovalarından jeotermal fışkıran bir il durumuna gelmiştir. Bu duruma tüm Aydın halkı olarak isyan ediyoruz.
Beşparmak Dağları eteklerinde, Söke'nin Karakaya köyünde madencilik yapan bir firma, şimdi de Karacahayıt köyünde maden işletmesi açabilmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvuru yaptı. Aynı şekilde, Söke'nin Serçin, Yeşilköy ve Çavdar köylerinde de farklı firmalar tarafından maden işletmeleri kurulmak isteniyor.
Köylülerimiz zeytinciliğin ve hayvancılığın yok olacağı bilinciyle yerleşim yerlerinin dibinde maden işletmesi açılmasını kesinlikle istemiyorlar. Bakın, birilerinin ceplerini doldurma uğruna, bölgedeki madencilik faaliyetleri yüzünden birikinti suların yapılarının bozulması, içme sularının fiziksel ve kimyasal yapısının değişmesi sonucu insanların ve hayvanların sağlığı tehlike altında olacak. Köylerimizin düzlük ve çok verimli topraklarında yetişen bitkiler maden atıklarının yağmur suyuyla taşınması ve toz bulutları sayesinde kurumaya yüz tutacak, kendiliğinden yetişen endemik ve organik zeytin ağaçları, Koçarlı dağ köylerinde yetişen çam fıstığı ormanları yok olacak. Karacahayıt, Yeşilköy, Serçin, Kisir ve Çavdar köylerindeki meralar yok olacak ve köylerde gelişmiş olan hayvancılık faaliyetleri sona erecektir.
Bunların yanı sıra, yapılacak olan madencilik faaliyeti Aydın'ın gelecekteki turizm sektörüne ciddi zarar verecektir çünkü bu bölgemizde sekiz bin yıllık çeşitli uygarlıklara ait kültürel veriler ne yazık ki yok olmaktadır.
Herodot'un "Bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzünün altı ve en güzel iklimin bulunduğu yer." dediği Aydın ilimizde Beşparmak Dağları eteklerinde yapılan madencilik faaliyetleri, bölgedeki endemik bitki örtüsünü ve nesli tükenmekte olan yaban hayvanlarını ne yazık ki yok ediyor. Maden ocaklarından gelen atık sular Bafa Gölü'nü kirleterek hem göl ekosistemine hem de buradaki balıkçılık ve turizme ne yazık ki büyük zarar vermektedir. Oysa buralar korunabilse gelecekte alternatif turizmin merkezi olacaktır.
Aydın halkının sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan biri de ne yazık ki jeotermal santrallerdir. Aydın'da jeotermal santraller zeytin, incir, pamuk tarlalarına, arkeolojik ve doğal sit alanlarına, yerleşim yeri ve su kaynaklarının yakınına, hatta mezarlık içine kurulmaktadır. Jeotermal santrallerden akışkanlar suya, tarım ve yerleşim alanlarına bırakılmakta; havaya ağır kimyasal ve radyoaktif maddeler içeren buharlar salınmaktadır. Bu durum insanın yaşam alanını ve doğal hayatı kirletmektedir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gediz havzasındaki yüzey ve yer altı sularındaki arsenik seviyeleri hakkında İzmir ve Manisa Valiliklerine bilgi yazısı göndererek yeni değerler ölçülene kadar bu bölgedeki jeotermal enerji ve madencilik faaliyetlerinin durdurulmasını istemiştir. Ancak Bakanlığın, Aydın Valiliğine aynı çalışmayı Menderes havzası için yapmayarak bir uyarı göndermemesi çelişkilidir, ilginçtir ya da böyle bir çalışma yapılmışsa halktan gizlenmesinin sebebi nedir? Halkın sağlığını yakından ilgilendiren bir konuda halkı bilinçlendirmek isteyen sivil toplum kuruluşlarının toplantı yapma isteğine Aydın Valiliğinin otuz gün boyunca toplantı ve gösteri yasağı getirmesi sizce tesadüf müdür? İktidarın bazı Aydın vekilleri ve ilgili bakanların maden ve jeotermal firmalarıyla aralarında nasıl bir ilişki vardır ki hep bu firmalardan yana tavır alıp Aydın halkını karşılarına alarak Cumhurbaşkanına ve Başbakana yanlış bilgi vermektedirler? (CHP sıralarından alkışlar) "Ben çevrecinin daniskasıyım, asıl çevreci benim." diyen Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve "Bütün kalkınma politikalarımızda çevreyi korumayı esas alıyoruz." diyen Başbakan Binali Yıldırım herhâlde bu konuya duyarsız kalmayacaklardır.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Biz teşekkür ederiz Sayın Baydar.