GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:20.03.2018

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün yani 19 Mart, 4 Kasım siyasi darbesinin 500'üncü günüydü. Sadece tutuklu milletvekillerinin bu 500 gün içinde 395 duruşması yapıldı. Neredeyse her gün bir duruşma yapıldı. Bunların 185 tanesi Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın duruşmaları. Sadece bu istatistik bile Anayasa'ya aykırı dokunulmazlık düzenlemesinin amacının HDP olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

Sayın Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in geçtiğimiz cuma günü görülen duruşmasında ben de vardım ve o duruşmayı izledim. Orada gerçekten, yargının yürütmenin amaçlarını yerine getirmek için nasıl bir gayret içerisinde olduğunu yakinen gördük, buna tanık olduk. Bir de, tabii, arkadaşlar, bu kadar süre içerisinde yani beş yüz gün içerisinde biz, bir tek AKP milletvekilinin ya da MHP milletvekilinin herhangi bir soruşturma geçirdiğine de tanık olmadık. Yani yargı aslında bizim için çalışıyor.

Şimdi, şehir merkezlerine devasa adalet sarayları yaptınız yani onların adına "adalet sarayı" dediniz. Aslında, o, tırnak içerisindeki saraylara baktığım zaman bir hukukçu olarak gerçekten üzüntü duyuyorum. Çünkü bu, bizim vekillerimizle alakalı olan bir şey değil ama vatandaş, kapısında kuyruklarda bekletiliyor ve sürekli, hani, özellikle de Amerika'daki 11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın girdiği güvenlik paranoyası içerisinde "güvenlik, güvenlik, güvenlik" denilerek tek tek aramalardan geçtiği ve adalete ulaşmak için aslında çok ciddi bir yabancılaşma yaşadığı, âdeta adalete ulaşmaktan korktuğu yani o binaların içerisine erişip sonrasında bir de yargılanacak o insanlar ama oraya adımını atmaktan korktuğu binalar yarattınız.

Tamam, bu binaları yaptınız. İşte İstanbul örneğinde biri Çağlayan'da, biri Kartal'da; iki tane koskoca bina yaptınız. Peki, bu "adalet sarayları" dediğiniz saraylarda neden Selahattin Demirtaş'ı yargılamıyorsunuz? Gerçekten inanılır gibi olmayan, bir bozkırın içerisinde, spor salonu kılıklı bir yerde yapıldı Eş Genel Başkanımızın duruşması ve insanlar oraya ulaşamasınlar diye, gerçekten, avukatlar gelemesin, vatandaşlar gelemesin diye öyle bir salonda yapıldı bu yargılama. Tabii ki ulaştı insanlar, tabii ki geldiler ama siz buna "adalet" diyecekseniz eğer, hakikaten bu ülkede adalet adına hiçbir şey kalmamış demektir.

Mahkeme heyeti genç bir heyetti, 3 kişilik bu heyetin yaşları 35 civarındaydı ve ne yazık ki bu genç heyet, Türkiye'nin en genç liderine ceza vermek için aslında talimat alarak davranış içerisindeydi. Her an telefonla konuşan, bir karar vermekten çekinen ve aslında oraya karar almış olarak gelen... Çünkü hemen yargılamayı yapıp siyasi yasaklı hâline getirmek... Çünkü bir seçim stratejisine girdiniz ya, o nedenle tutuklu vekillerimizi özellikle siyasi yasaklı hâline getirip bir an önce seçimlere onlarsız gitmek, bizi daha da azaltmak gayretini güdüyorsunuz ya, işte bunun tezahürüydü orada gördüklerimiz. O yargılamada biz adalet falan görmedik, yargı hiç görmedik zaten.

Bir konuşmadan yargılanıyor 2 milletvekilimiz, Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder ve o konuşma... Burada hukukçu milletvekilleri var, birazcık izan diyorum; eğer bir insan bir konuşmadan yargılanıyorsa o konuşma metninin dosya içeriğinde olması gerekmez mi? Bir deşifre yapılmış, nokta nokta işaretleriyle dolu bir metin konulmuş oraya ve bu talebi bile -yani konuşma metnini deşifre edin bilirkişi marifetiyle ve bu şekilde konuşma metni dosyanın içerisinde olsun- o mahkeme heyeti reddetti.

Yani adaletten yoksun günler yaşıyoruz ama ne yazık ki bu çok da umurunuzda değil. Bir gün ihtiyacınız olduğunda ne düşünürsünüz bilmiyorum.

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)